.......

Davacı, davalı kurum ile aralarında imzalanan hizmet alım sözleşmesi gereğince personel çalıştırdığını, hizmet alım ilişkisinin kurulu olduğu 01.01.2015-31.12.2015 tarihleri arasında, farklı tarihlerde ve farklı sayılarda olmak üzere kanunen belirtilen orana uygun şekilde özürlü işçi çalıştırıldığını ve ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda özürlü işçi sigorta prim teşviklerinden yararlanma imkanı bulunduğu halde davalı tarafından hakedişlerinden toplam 76.634,61 TL kesinti yapıldığını ileri sürerek yapılan kesintilerin fatura tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, ıslahla birlikte talep sonucunu 77.519,62 TL’na yükseltmiş, birleşen davada, aynı gerekçe ile 01.06.2013-31.05.2014 tarihleri arasında yapıldığını ileri sürülün 885,01 TL kesintinin fatura tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece Mahkemesince, asıl ve birleştirilen davanın kabulü ile 77.519,62 TL alacağın dava tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; karara karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının, birleşen davaya yönelik; dava değerinin 2017 istinaf kesinlik sınırı olan 3.110,00 TL’nın altında olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK 341/2 ve 352/1 maddeleri uyarınca reddine, asıl dava yönünden; asıl davada ıslahla talep edilen 885,01 TL’nın birleşen davanın konusunu oluşturduğu ve birleşen dosya yönünden davanın kabulüne karar verildiği gözetildiğinde ıslahla talep edilen kısım yönünden kısmen ret kararı verilmesi gerektiği ancak bu hususun davalı tarafından istinaf sebebi yapılmadığı gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak asıl davanın kabulü ile 76.634,61 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

.......