Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/577
Karar No: 2014/1854
Karar Tarihi: 12.02.2014

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/577 Esas 2014/1854 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2014/577 E.  ,  2014/1854 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi ve temliken tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 23.09.2013 gün ve 2013/8758 E.-11955 K. sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı birleştirilen dosya davacısı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, elatmanın önlenmesi, birleştirilen dava TMK"nın 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı ..., dava konusu taşınmazda intifa hakkı sahibi olduğunu, davalı tarafından taşınmazın bir kısmına haksız olarak ev, ahır, sulama tesisi ve eklerinin inşa edildiğini belirterek elatmanın önlenmesini istemiştir.
    Birleştirilen dava ile davacı ... taşınmazda intifa hakkı sahibi ve asıl dosyada davacı ..."ın taşınmazın önceki maliki olduğunu aynı zamanda babası olan ..."ın rıza göstermesi sonucu dava konusu taşınmazın kendisine bırakılacağı inancı ile iyiniyetle bina ve eklerini inşa ettiğini, daha sonra babası ..."ın taşınmazı tapuda kardeşi ..."a devrettiğini ileri sürerek 14 parsel sayılı taşınmazda 2614,67 m2’lik yerin tapu kaydının iptali ile ifrazen adına tescilini, tescil mümkün olmadığı takdirde bina ve eklerinin kendisi tarafından inşa edildiğinin ve tarafına aidiyetlerinin tespitini istemiştir.
    Mahkemece, dava konusu 514 parsel sayılı taşınmazın 362,64 metrekarelik kısmı dışındaki bölümüne davalı ..."ın elatmasının önlenmesine, birleştirilen dosyada davacı ... tarafından dava konusu edilen temliken tescil talebinin evin ve zorunlu kullanım alanının yer aldığı 362,64 m2 lik kısım yönünden kabulüne, diğer eklentilerin bulunduğu kısım yönünden ise reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı-birleştirilen dosya davalısı ... ile davalı-birleştirilen dosya davacısı ... ve birleştirilen dosya davalısı Mutlu ... temyiz etmeleri üzerine Dairemizin 2013/8758 E.-11995 K. Sayılı kararı ile birleştirilen dava davacısı ..."ın temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Asıl dava yönünden ise davalı ..."ın iyiniyetli sayılamayacağından elatmanın önlenmesi davasının tümden kabulü gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.
    Davalı birleştirilen dosya davacısı ... vekili, karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
    Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir.
    TMK"nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir.
    Malzeme sahibinin TMK"nın 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır;
    a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır;
    TMK"nın 724. maddesi hükmünden açıkça anlaşıldığı üzere, taşınmaz mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK"nın 3. Maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder.
    Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir

    b) İkinci koşul ise yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olmasıdır;
    Bu koşul dava tarihine ve objektif esaslara göre saptanmalı, fazlalık ilk bakışta da kolayca anlaşılmalıdır. İnşaatın kapsadığı alanın ifrazı kabil ise arsa değeri yalnız bu kısma göre, aksi halde tamamının değerine göre bulunmalıdır. Bazı Yargıtay kararlarında vurgulandığı üzere, inşaatın kaldırılmasının arazi ve malzemeye vereceği zarar, kaldırılmasıyla malzeme sahibinin elde edeceği yarardan daha fazla ise inşaatın kaldırılması fahiş bir zarara yol açar.
    c) Üçüncü koşul, yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir.
    Uygun bedel genellikle yapı için gerekli olan arsa miktarının dava tarihindeki gerçek değeri olarak kabul edilmekte ise de, büyük bir taşınmazın bir kısmının devri gerektiğinde geri kalan kısmın bedelinde noksanlıklar meydana gelecekse, bunlar taşınmaza bağlı öteki zararlar da göz önünde bulundurularak hak ve yarar dengesi kurulması suretiyle hesaplattırılmalı, iptale konu zemin bedeli arsa sahibine ödenmek üzere depo ettirilmeli, önceden ödenmiş bedel var ise bu miktar ödenecek bedelden mahsup edilmelidir.
    Yukarıda değinilen üç koşulun yanı sıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; birleştirilen dava davacısı ..."ın tüm dosya kapsamına göre dava konusu arsanın ileride kendisine ait olacağı inancı ile hareket ettiği gerek davalı gerekse tanık beyanlarına göre de tapu maliki olan davalı babasının rızası ile bu yere ev yaptığı ve kullandığı anlaşılmaktadır. Şüphesiz birleştirilen dava davalısının, bu rızasını daha sonra başka sebeplerle kaldırmış olması davacının binanın yapımı sırasında mevcut olan iyiniyetini ortadan kaldırmayacaktır. Bu sebeple yukarıda açıklanan ilkelere uygun mahkeme kararının Dairemizce onanması gerekirken maddi hata sonucu bozulduğu, temliken tescil isteyen birleştirilen dava davacısı vekilinin karar düzeltme itirazı yerinde görüldüğünden karar düzeltme talebinin kabulü ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temliken tescili isteyen birleştirilen davanın davacısı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 23.09.2013 tarihli ve 2013/8758 E.-11995 K. sayılı ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarın belirtilen nedenlerle ONANMASINA, karar düzeltme harcının peşin yatırılan karar düzeltme harcının istek halinde yatırana iadesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 12.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi