Esas No: 2022/1394
Karar No: 2022/18491
Karar Tarihi: 07.11.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/1394 Esas 2022/18491 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık Ahmet Aktürk'ün güveni kötüye kullanma suçundan hapis ve para cezasına çarptırıldığı mahkeme kararı, Ceza İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan kanun yararına bozma istemi sonucu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmiştir. Uzlaşmanın sağlandığına dair uzlaştırma raporu ile ilgili tartışmalar yaşanmış, ancak ek kararın usulüne uygun olarak kesinleşmediği için kanun yararına bozma konusu yapılamamıştır.
Kanun maddeleri: Türk Ceza Kanunu'nun 155/2 ve 52/2, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 155/2 ve 52/2, 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 26. maddesi, 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 34. maddesi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesi, 309. maddesi. Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği'nin \"Kovuşturma evresinde uzlaşmanın hukukî sonuçları\" başlıklı 27. maddesi.
"İçtihat Metni"
KARAR
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 23.11.2021 tarih ve 2021/22931 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 05.01.2022 tarih ve KYB-2021/147158 sayılı ihbarname ile;
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanık Ahmet Aktürk'ün 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 155/2 ve 52/2. maddeleri gereğince 2 yıl hapis ve 1.200,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul Anadolu 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/04/2016 tarihli ve 2015/384 esas, 2016/201 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 26. maddesi ve 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 34. maddesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklikler uyarınca hükümlünün hukuki durumunun uzlaşma hükümleri yönünden yeniden değerlendirilmesine yönelik İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin kabulü ile hükmün infazının durdurulmasına ilişkin İstanbul Anadolu 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/01/2020 tarihli ve 2015/384 esas, 2016/201 sayılı ek kararını müteakiben, sanık hakkındaki kamu davasının taraflar arasında uzlaşma sağlandığından bahisle düşürülmesine dair İstanbul Anadolu 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/09/2020 tarihli ve 2015/384 esas, 2016/201 sayılı ek kararının "Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 27/09/2018 tarihli ve 2018/4764 esas, 2018/12674 karar sayılı ilâmında " ...dosyada mevcut bila tarihli uzlaştırma raporu ve mağdur Ahmet Kara tarafından sunulan 06/01/2017 tarihli dilekçe içeriklerine göre, sanık ile mağdurun 600,00 Türk lirasını 12/01/2017, 12/02/2017 ve 12/03/2017 tarihlerinde 200,00'er Türk lirası olarak üç eşit taksitler halinde ödenmesi karşılığında uzlaştırmanın sağlandığı anlaşılmakla, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihbar yazısı incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmüş olduğundan KABULÜ ile .... sayılı ek karar sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere BOZULMASINA..." şeklindeki açıklamaların yer aldığı,
05/08/2017 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği'nin "Kovuşturma evresinde uzlaşmanın hukukî sonuçları" başlıklı 27. maddesinde "(1) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi hâlinde, davanın düşmesine karar verir. (2) Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi hâlinde; sanık hakkında, Kanunun 231 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. (3) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmesi hâlinde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesine karar verilir. (4) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, mahkeme tarafından, Kanunun 231 inci maddesinin on birinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın hüküm açıklanır. (5) Sanığın, edimini yerine getirmemesi hâlinde uzlaştırma raporu 2004 sayılı Kanunun 38 inci maddesinde yazılı ilâm mahiyetini haiz belgelerden sayılır." şeklinde düzenlemenin yer aldığı, somut olayda dosya içeriğinde mevcut olan 2020/1060 sayılı uzlaştırma raporuna göre, 50.000,00 Türk lirasını Şubat 2021 tarihinden itibaren başlamak üzere her ayın 10. gününe kadar 10 taksit halinde her ay 5.000,00 Türk lirası olacak şekilde 10 Kasım 2021 tarihine kadar ödenmesi şartı ile sanık ve müşteki arasında uzlaştırmanın edime bağlı olarak sağlandığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden" bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; taraflar arasında uzlaşmanın sağlandığından bahisle, sanık hakkındaki kamu davasının düşmesine karar verilmesine dair İstanbul Anadolu 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.09.2020 tarihli, 2015/384 Esas ve 2016/201 Karar sayılı ek kararının katılan vekiline tebliğ edilmediği, katılan vekili tarafından sunulan 09.09.2021 tarihli dilekçe ile uzlaşma şartlarına uyulmadığının ve Mahkemece verilen düşme kararının kaldırılmasının talep olunduğu, bahse konu talebin ek karara yönelik öğrenme üzerine sunulan itiraz dilekçesi mahiyetinde bulunduğu ve merciince değerlendirilmesinin gerektiği, talebe konu ek kararın usulüne uygun olarak kesinleşmediği, bu haliyle kanun yararına bozma konusu yapılamayacağı anlaşılmakla; ihbarnamedeki bozma isteminin CMK’nin 309. maddesi uyarınca REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 07.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.