4. Hukuk Dairesi 2010/4573 E. , 2011/3658 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 19/11/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/02/2010 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne ve miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Diğer temyiz itirazına gelince; davacı, hakaret niteliğindeki haksız eylem nedeni ile kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Hemşirelik bölümünde Profesör ve bölüm başkanı olan davacı; Sağlık Yüksek Okulu müdürü olan davalının, profesör ve bölüm başkanı unvanları bulunmasına rağmen, 24.09.2009 günlü akademik kurul toplantısında bulunan diğer öğretim görevlilerinin gözünde küçük düşürmek kastı ile söylediği “Hemşire Hanım, Hemşire Feray Hanım” biçimindeki sözlerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir.
Davalı ise; kendisinden önce Sağlık Yüksek Okulu müdürlüğü görevini yürüten davacının, okula müdür olarak atanmasını kabul edemeyerek düşmanca bir tutum içine girdiğini, kurul toplantılarını engellemeye çalıştığını, hakkında birçok disiplin soruşturması bulunduğunu, müdürlük makamını dilekçe yağmuruna tutarak görevini yapmasına engel olmaya çalıştığını; kurul toplantısında asıl mesleğinin hemşirelik olan davacıya söylediği sözlerin küçültücü olarak nitelendirilemeyeceğini, tıp topluluğunda akademik unvanların kullanılmadığını, diğer öğretim görevlilerinin de hemşire olduğunu ve onlara da isimleri ile ya da hemşire hanım diye hitap edildiğini ileri sürerek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Yerel mahkemece, profesör unvanı bulunan davacıya “Hemşire Hanım” biçiminde seslenilmesinin alay kastı taşıdığı ve küçültücü olduğu gerekçesiyle, istemin bir bölümünün kabulüne karar verilmiştir.
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa"nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Dosya içeriğinden; taraflar arasında bazı çekişmeler bulunması nedeniyle davalının davacıya özel kasıt ile dava konusu sözleri söylediği anlaşılmakla birlikte, söylenen sözün niteliği, olayın tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına takdir edilen manevi tazminat tutarları fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekirse de belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası"nın 438/7. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle hüküm fıkrasının manevi tazminat takdirine ilişkin ikinci paragrafında yer alan "…3.000,00-…" biçimindeki sayı dizisi silinerek yerine "…1.000,00…" sayı dizisinin yazılmasına; harç alınmasına ilişkin dördüncü paragrafının tümden silinerek yerine dördüncü paragraf olarak "Kabul edilen tutar üzerinden hesaplanan 59,40 TL karar harcının davalıdan alınıp Hazine"ye gelir yazılmasına," biçimindeki tümcenin yazılmasına; beşinci paragrafının tümden silinerek yerine beşinci paragraf olarak "Davacıdan alınan 108,00 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istemi durumunda davacıya geri verilmesine," biçimindeki tümcenin yazılmasına; öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddiyle kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/04/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.