12. Ceza Dairesi 2014/9216 E. , 2015/3882 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç :Taksirle yaralama
Hüküm :TCK"nın 89/1, 89/2-b,d,e, 62, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet.
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafileri ve vekalet ücreti ile sınırlı olmak üzere katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.10.2013 tarih ve 2012/11-1322-2013/421 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere katılan vekilinin vekalet ücreti ile sınırlı olmak üzere yaptığı temyiz talebinin sanık aleyhine olmadığı kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanığın saat 17:50 sıralarında idaresindeki araç ile çift yönlü, 6 m. genişliğindeki, aydınlatması bulunmayan, meskun mahal yolda kendi beyanına göre; 70-80 km hızla seyretmekte iken, köprü geçişi başına geldiğinde, karşı istikametten gelip, duran otobüsten inerek, otobüsün arkasından yolun karşısına geçmeye çalışan yaya katılana kendi şeridi üzerinde çarpıp, 73 m. ilerde durması ve katılanı 13.40 m. sol tarafına fırlatması sonucu katılanın yaşamsal tehlike geçirip, hayat fonksiyonlarını 6. derecede etkileyen kemik kırıkları ve yüzde sabit iz oluşacak ve duyu veya organlardan birinin işlevinin zayıflaması derecesinde yaralanmasına neden olduğu olayda, sanığın tali kusurlu olduğunun tespit ve kabul edilmesinde bir isabetsizlik yok ise de, katılanın ağır şekilde yaralandığının anlaşılması karşısında; iki sınır arasında temel ceza belirlenirken adalet, hakkaniyet ve nasafet kurallarına uygun makul bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, asgari hadden yeterince uzaklaşılmaksızın ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafilerinin sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi veya erteleme yapılması gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saik" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
2-Katılanın aynı zamanda duyu veya organlardan birinin işlevinin zayıflaması derecesinde yaralandığının gözetilerek, sanık hakkında tayin edilen temel cezanın arttırılması sırasında TCK’nın 89/2-a maddesinin gösterilmeyerek CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
3-Kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının (1.) bendindeki “sanığın amaç ve saiki” ibarelerin hükümden çıkarılması, (2.) bendine “89/2” ibaresinden sonra gelmek üzere “-a” ibaresinin eklenmesi ve hükme “Kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 660 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine,” şeklinde yeni bir bent eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.