8. Ceza Dairesi 2015/12068 E. , 2016/5762 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6136 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM : Hükümlülük
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Tebliğnamede ismi bulunan sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz talebi bulunmadığından; sanık ... hakkında kurulan hükümle sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesinde;
Sanığın soruşturma aşamasında müdafii huzurunda alınan beyanında, suça konu tabancayı satın aldığını ifade etmesi karşısında; eyleminin 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesinde düzenlenen yasak nitelikte silah taşıma suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir, tartışma ve davaya bakma görevinin, anılan maddedeki hapis cezasının üst sınırına göre 5235 sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca Asliye Ceza Mahkemesine ait bulunduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı biçimde hüküm kurulmuş ise de; 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanan 6545 sayılı Kanunun 84. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 6. madde ile sulh ceza mahkemelerinin kaldırıldığı gözetilerek Asliye Ceza Mahkemesince değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nun 321. ve 326/son maddeleri gereğince ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakları saklı tutularak (BOZULMASINA), 28.04.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Daire çoğunluğu ile aramızdaki görüş farklılığı,
Sanık ... hakkında, iddianamede "..."a ait adresteki aramada S317 ibareli toplu tabancanın ele geçirildiği"nden bahisle ve 6136 sayılı Kanun"un 13/3. maddesinin tatbiki istemiyle "Bir Adet Ateşli Silah Bulundurma" suçundan açılan davaya Sulh Ceza Mahkemesinin bakmaya görevli olup olmadığına, 6136 sayılı Kanun"un 13/1. maddesinde düzenlenen ruhsatsız silah taşımak suçundan dava açılmadığı halde, sanık savunmasına göre suç vasfının değiştirilip değiştirilmeyeceği ve buna bağlı olarak görev hususunun belirlenip belirlenemeyeceğine ilişkindir.
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece... Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun"un 10. maddesinin 18.06.2014 tarih ve 6545 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki haline göre "Kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere, iki yıla kadar (iki yıl dahil) hapis cezaları ve bunlara bağlı adli para cezaları ile bağımsız olarak hükmedilecek adli para cezalarına ve güvenlik tedbirlerine ilişkin hükümlerin uygulanması, sulh ceza mahkemelerinin görevi içindedir." Yetkiden farklı olarak görev kuralı, kamu düzenine ilişkindir. Sanık için görevli mahkemede yargılanmak bir güvencedir. 1412 sayılı CMUK.nda karşılığı bulunmayan CMK.nun “Görevli olmayan hâkim veya mahkemenin işlemleri” başlıklı 7. maddesine göre “Yenilenmesi mümkün olmayanlar dışında, görevli olmayan hakim veya mahkemece yapılan işlemler hükümsüzdür.” Mahkemenin kanuna aykırı olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görerek vereceği karar “hukuka kesin aykırılık” sebebidir (CMUK m. 308/4, CMK m. 289/1-d).
CMK.nun 225. maddesine göre mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı olmasa da hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Aynı Kanun"un 226. maddesine göre de "sanık, suçun hukuki niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanuni unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkum edilemez. Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek haller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır." Bu itibarla, değişen suç vasfı veya iddianamede gösterilenden başka bir suçtan sanığın cezalandırılması için her şeyden önce suça konu fiilden açılmış bir dava bulunmalıdır. İkinci olarak, sanığın cezalandırılacağı suça bakmaya da mahkemenin görevli olması gerekir. Ancak bu halde ek savunma verilerek, daha ağır ceza içeren suçtan sanığın cezalandırılmasına karar verilebilir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun Kararında belirtildiği gibi, CMK.nun 225. maddesi uyarınca mahkemeler iddianamede belirtilen olayla bağlı olup, davasız yargılama olmaz ilkesi uyarınca açılmayan bir davadan dolayı hüküm kuramazlar. CMK.nun 170. maddesi gereğince kamu davası açma görevi Cumhuriyet Savcısına aittir. Cumhuriyet Savcısı tarafından iddianame konusu fiilin, iddianamede nitelendirilen suçu oluşturmayıp, başka bir suçu oluşturması, diğer bir deyişle suçun hukuki nitelendir- mesinin değişmesi ve değişen bu niteliğin mahkemenin görev alanında yer alan bir suçu oluşturması halinde mahkemece CMK.nun 226. maddesi uyarınca sanığa veya varsa müdafiine ek savunma hakkı tanınmak suretiyle aynı Yasanın 223. maddesinde belirtilen hüküm veya hükümlerin verilmesi, değişen niteliğin mahkemenin görevini aşması halinde ise, Yasanın 5. maddesi uyarınca görevsizlik kararıyla işin görevli mahkemeye gönderilmesi gerekmektedir. İddianamede yer verilmeyen, başka bir anlatımla kamu davasına konu edilmeyen bir fiilden dolayı, ek savunma hakkı suretiyle hüküm tesisi veya görevsizlik kararıyla işin görevli mahkemeye gönderilmesi olanaklı değildir. Bu kabul, davasız yargılama olmaz ilkesi ve kamu davası açma tekelinin Cumhuriyet Savcısına ait olmasının doğal ve vazgeçilemez sonucudur. ... Konusu “bilişim sistemine girilmek suretiyle bilgileri değiştirmek olan” iddianame dışına çıkılarak, davaya konu edilmeyen ve bağımsız bir diğer suç teşkil eden başka bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve sahtecilikten açılmayan davadan hüküm kurulabileceğinin düşünülerek görevsizlik kararı verilmesinin önerilmesi yasal olarak olanaklı değildir."(CGK., 09.10.2007, 2007/44 E., 2007/200 K.)
Bu açıklama ve CGK Kararından sonra somut olaya gelindiğinde;
İddianamede, "..."a ait ... sayılı adresteki aramada S317 ibareli toplu tabancanın ele geçirildiği, tabanca ve mermilerin ekspertiz raporuna göre yasak niteliğini haiz ateşli silahlardan olduğunun anlaşıldığı, şüphelinin böylece üzerine atılı suçu işlediği" belirtilerek ve suça konu eylem "Bir Adet Ateşli Silah ve Mutat Sayıdaki Mermileri Bulundurma" şeklinde vasıflandırılarak, sanık ... hakkında, 6136 sayılı Kanun"un 13/3. maddesinin tatbiki istemiyle Sulh Ceza Mahkemesine dava açılmış, dosya kapsamına göre dava konusu suç sabit görülerek sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir.
Sanığın, kendisine yüklenen ruhsatsız silah bulundurmak suçundan dolayı savunma yaparken, suça konu silahı satın aldığını beyan etmesi, 6136 sayılı Kanun"un 13/1. maddesinde düzenlenen ruhsatsız silah taşımak suçundan Asliye Ceza Mahke- mesinde yargılanmasına ve cezalandırılmasına imkan vermez. Bu kabule göre, sanık savunmasında bu silahı birisinden yağmaladığını, bununla insan öldürdüğünü belirtmesi halinde davaya bakmaya ağır ceza mahkemesinin görevli olduğunu kabul etmek gerekecektir ki, bu durum davasız yargılama olmaz ilkesine, dolayısıyla CMK"nun 225. maddesine aykırıdır. Kısaca, davaya konu edilmeyen başka bir eylemden dolayı, sanık savunmasına göre suç vasfı değiştirilerek mahkumiyet kararı verilemeyeceği gibi, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma konusu da yapılamaz.
Açıklanan gerekçelerle, 6136 sayılı Kanun"un 13/3. maddesi kapsamında olan "Bir Adet Ateşli Silah ve Mutat Sayıdaki Mermileri Bulundurma" suçunda görevli mahkeme Sulh Ceza Mahkemesi olup, hükmün esastan incelenerek, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi yerine, sanığın eyleminin iddianame konusu edilmeyen 6136 sayılı Kanun"un 13/1. maddesi kapsamındaki yasak silah taşıma suçunu oluşturup oluşturmayacağına dair delilleri takdir ve davaya bakma görevinin Asliye Ceza Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğine ilişkin çoğunluk kararına katılamıyorum.