8. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/3665 Karar No: 2012/4573 Karar Tarihi: 22.05.2012
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/3665 Esas 2012/4573 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2012/3665 E. , 2012/4573 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
İcra takibine konu edilen Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.12.2011 tarih 2010/86 E. 2011/364 K. sayılı ilamından anlaşılacağı üzere; davacı (borçlu), taraflar arasındaki inanç sözleşmesi gereği kredi çekmeyi temin edebilmek için kendisine ait taşınmazı davalıya (alacaklı) devrettiğini ve bu devre bağlı olarak çekilen krediyi kendisinin ödediğini, borç bittiğinde davalı adına kaydedilen taşınmazın tapuda iade (devir) işleminin gerçekleştirilmediğini belirterek taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini mümkün olmadığı takdirde rayiç değerinin faizi ile tahsilini talep etmiş, davalı ise davanın reddini istemiş, karşılık dava ile de ecrimisil talebinde bulunmuştur. Mahkemenin davacı iddiası ispatlanmadığından davanın reddine, karşılık davacı lehine ise ecrimisile karar verdiği görülmektedir. Anlaşıldığı üzere ilamda taşınmazın mülkiyeti tartışma konusu yapılarak bunun üzerinden hüküm kurulmuştur. İlam taşınmazın aynı ile ilgili olduğundan HMK.nun 367/2. maddesi kapsamında kalmaktadır. Anılan madde hükmü gereği kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği gibi bu husus kamu düzenine ilişkin bulunduğundan icra mahkemesinde süresiz olarak şikayet konusu da yapılabilir. Bu durumda gerek ecrimisil gerekse eklentilerin tahsili de ilamın aslının kesinleşmesini zorunlu kılar (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra İflas Hukuku 988 Baskı 1. cilt sayfa 554-555). O halde borçlunun, ilamın kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağına ilişkin şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken aksine kanaatle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile yerel mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri gereğince BOZULMASINA, 22.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.