11. Ceza Dairesi 2019/11043 E. , 2020/4307 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle yapılan ihbar üzerine yapılan yargılamada duruşmaya gelmeyen sanık hakkındaki hüküm açıklanmış ise de; denetim süresi içinde suç işlediğine ilişkin ihbar yazısının örneği de eklenip, “dosyanın yeniden ele alındığı ve duruşmaya gelmediği takdirde açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanacağı” uyarısı da yazılarak, sanığa duruşma tarihi ve saatiyle birlikte usulüne uygun olarak tebligat yapılması, sanık geldiğinde diyeceklerinin sorulması, daha sonra hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, ihbar üzerine yapılan yargılamada duruşma tarihi ve saati usulüne uygun şekilde kendisine bildirilmeyen sanığın yokluğunda hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, yasaya aykırı,
2- Hükmün açıklanmasına neden olan ve TCK’nin 125/1. maddesinde düzenlenen hakaret suçunun, daha önce de uzlaştırma kapsamında olmasına rağmen, TCK’nin 106/1. maddesinde düzenlenen tehdit suçu ile birlikte işlendiğinin iddia ve kabul edilmesi; 02/12/2016 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile CMK’nin 253. maddesinde değişiklik yapılarak TCK’nin 106/1. maddesinde tanımlanan tehdit suçunun da uzlaşma kapsamına alınması; tehdit suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün, tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması sebebiyle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 12/02/2018 tarihli 2017/5831 Esas ve 2018/2360 Karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verildiğinin anlaşılması; TCK’nin 2 ve 7. maddeleri de gözetilip her iki suç yönünden de uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması karşısında; hükmün açıklanmasına neden olan hakaret suçu yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkûm olup olmadığı tespit edilip, sonucuna göre açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/07/2020 tarihinde Üye ...’ın hükmün açıklanma koşullarının oluşmadığı yönündeki karşı oyu ve oy çokluğu ile diğer yönlerden oy birliği ile karar verildi.
KARŞI OY
Dairemizin 09/07/2020 tarih, 2019/11043 Esas, 2020/4307 Karar sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebeplerden katılmıyorum.
Sanığın, 5237 sayılı TCK’nin 204/1, 62, 53. maddeleri gereğince 1 Yıl 8 Ay Hapis Cezası ile cezalandırılmasına dair, 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanması suretiyle kurulan İzmir 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 01/10/2015 tarih 2015/409 Esas, 2015/662 Karar sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır.
Sanık hakkında aynı mahkemece 03/11/2011 tarih 2010/1175 Es., 2010/753 Kr. sayıyla verilen hükmün CMK’nin 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Deneme devresi içinde sanık hakkında İzmir 42. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 28/05/2015 tarih 2014/192 Esas, 2015/323 Karar sayı ile TCK’nin 125/1, 52/2, maddeleri uyarınca doğrudan 1.500 TL APC ile cezalandırılmasına ilişkin kesin olarak verilen hükme istinaden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu görülmüştür.
Oysa aynı kararda sanık hakkında TCK’nin 106/1-1. cümlesi ile aynı yasanın 62 ve 51. maddeleri uyarınca 5 Ay erteli hapis cezasınında verildiği görülmektedir. Temyiz incelemesine konu (tehdit suçundan verilen mahkumiyet) kararının ilgili dairesinde aşamalarda yürürlüğe giren ve uzlaştırmanın kapsamını genişleten CMK’nin 253. maddesi uyarınca bozulduğu UYAP üzerinden yapılan incelemeden anlaşılmaktadır. Dolayısı ile hem tehdit hem hakaret suçlarının beraberce uzlaştırma işlemine tabi tutulması mümkündür. Sonucuna göre sanığın deneme devresi içinde işlemiş olduğu yeni suçlarından dolayı hükmün açıklanma şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmelidir.
Hal böyle iken (yani temyiz incelemesine konu erteli mahkumiyet kararının kesinleşmesi beklenmeden) kesin olarak verilen adli para cezasına istinaden hükmün açıklanması koşulları oluşmamıştır.
Kesin olarak verilen hükümlerin olağan yargı yolu içinde temyiz incelenmesine konu edilmesi mümkün değildir. Ancak şartların varlığı halinde kanun yararına bozma suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi mümkündür. Dolayısıyla etkin bir yargısal denetime tabi olmayan kesin hükümlerin hükmün açıklanmasına dayanak alınması mümkün değildir. Bu durum iç hukukumuzun bir parçası olan İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesine güvence altına alınan Masumiyet Karinesinin ihlali niteliğindedir.
Bu sebeplerle anılan mahkeme kararının öncelikle hükmün açıklanma koşullarının bulunmadığı sebebi ile bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun (hükmün açıklanma koşullarının oluştuğu yönündeki) 2 nolu bozma görüşüne katılmıyorum. 09.07.2020