21. Hukuk Dairesi 2018/5757 E. , 2019/4144 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Davacı vekili; davacının teslim etmiş olduğu ürünlerden yapılan tevkifat, ziraat odası kaydı ve tarımsal faaliyetinin kesintisiz olarak sürmesi nedeniyle 01/06/1994 - 31/07/2011 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
B)Davalı Cevabı;
Davalı ... vekili; davacının 11.07.2012 tarihinde 2007/44 sayılı genelgeye göre tescil talebinde bulunduğunu, 1994 ve 1996 yıllarına ait tevfikatlarına istinaden 01/06/1994- 31/12/1994, 01/05/1996- 31/12/1996 dönemleri arası 1 yıl 3 ay olarak tescil edildiğini, ayrıca 03/08/2011 tarihinde başlayan 4/a sigortalılığının bulunduğunu, davacının tevkifata göre ziraat odası kaydının geri çekilmesi nedeniyle hizmet süresi olarak değerlendirilmediğini, davacı taleplerinin yasal dayanaktan yoksun olması nedeniyle reddi gereğini savunmuştur.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk Derece Mahkemesince " Davacının şahsi dosyasındaki incelemeden 01/01/1996 - 31/12/2013 tarihleri arası dönem yönünden 2926 sayılı yasa sigortalısı kabul edilmesi için 1994 ve 1996 yılı ürünü müstahsil makbuzları dışında %1"lik tarım bağkur kesintisini içerin ürün teslimine ilişkin herhangi bir müstahsil makbuzu bulunmadığı, ... tarafından geçerli kabul edilen ziraat odası ve tarım kredi kooperatifi gibi 2926 sayılı yasanın 10.maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlarda kaydının bulunmadığı, davacının 2926 sayılı kanuna tabi sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatının bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir ." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle, davacının kesintisiz olarak tarımla uğraştığının dosya kapsamındaki delillerle sabit olduğunu, sadece müstahsil makbuzlarına göre tescilin hatalı olduğunu, bu süreler dışında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olmak istemediğine dair bir irade beyanı söz konusu olmayan davacının, sigortalı olmaktan feragat edilemeyeceği hususu da gözetilerek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince, "Somut olayda; davacının, ...A.Ş."ne teslim etmiş olduğu tütün ürününden dolayı Mayıs 1994 ve Nisan 1996 tarihlerinde prim kesintisi yapıldığı, ... Ziraat Odasının yazı cevabına göre, davacının odaya 30.05.2012 tarih ve 810/22 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile kaydını yaptırdığı, ... Ziraat Odaları Birliği"nin 25.04.2011 tarih ve 40 nolu genelgesine göre kayıt tarihinin 01.01.1996 tarihine alındığı bildirilmiş olup, Kurum tarafından oda kaydının geriye alınması nedeniyle hizmet süresi olarak değerlendirilmediği anlaşılmıştır.
6552 sayılı Yasanın 58.maddesi ile 5510 sayılı Yasaya eklenen Geçici 54.maddesinin 2.fıkrası, "4"üncü ve 7"nci maddeler ile 2926 sayılı Kanunun 2 nci, 5 inci ve 9 uncu maddelerine göre kayıt ve tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine esas tarımsal faaliyetleri ile ilgili kurum ve kuruluş üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal edilenlerin, tescillerinin yapıldığı tarihten 31.12.2010 tarihine kadar geçen sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31.12.2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla, 4"üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır. Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez" hükmünü öngörmüş olup, mahkemece anılan hüküm doğrultusunda ve dosyaya yansıyan bilgi ve belgelere göre, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, arada tevkifat bulunmayan bir yıllık sürenin makul süre kabul edilerek bu dönemin kabulüne karar verilmemiş olması isabetsiz ise de, bunun dışındaki sair sürelerin reddi yerinde olup, istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekilinin itirazlarının kısmen kabulü ile yargılamada eksiklik bulunmamakla birlikte, kanunun olaya uygulanmasında hata edildiği, ancak bu hatanın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği dikkate alınarak; HMK 353/1-b.2 maddesi uyarınca belirlenen aykırılık düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiş " gerekçesiyle
" A-)1-)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle; ... 3. İş Mahkemesi"nin 27.04.2017 tarih, 2015/192 Esas ve 2017/95 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına;
2-) Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davacının çekişmesiz bulunan 01.06.1994- 31.12.1994, 01.05.1996- 31.12.1996 tarihleri arasındaki döneme ek olarak, 01.01.1995 - 30.04.1996 tarihleri arasında TARIM BAĞ-KUR SİGORTALISI OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE," karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle;Bölge Adliye Mahkemesi kararının yasal düzenlemeye aykırı olduğu, prim kesintileri arasındaki sürenin bir yılı aştığı gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının kesintisiz olarak ziraat ile uğraştığını, ziraat odası kaydının geriye yönelik yapılmadığını beyan ederek temyiz yoluna başvurmuştur.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince davacının 01/1/1995-30/04/1996 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tespiti yerinde ise de dosya kapsamındaki belgelerden davacının 1997 ve 1999 yıllarında ürün teslimleri bulunduğu anlaşılmış, ayrıca 1998 yılında prim kesintisi ve 2000 yılında ürün teslimi bulunup bulunmadığı konusunda tereddüt oluşmuştur.
Yapılacak iş, davacının teslim ettiği ürünlerden yapılan tüm prim kesintileri ve ürün teslimlerini ortaya koymak ve yukarıda anlatılan ilkeler ışığında davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu süreleri tespit etmekten ibarettir.
O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
G)Sonuç :
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.