(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2021/4257 E. , 2021/5245 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda, ... İli ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 138 ada 2, 139 ada 3, 140 ada 1, 168 ada 7, 172 ada 1, 173 ada 3, 7, 13, 177 ada 3, 178 ada 24, 30, 37, 10, 11, 13, 179 ada 9, 181 ada 1, 14, 184 ada 4, 185 ada 3, 187 ada 2, 5, 188 ada 4, 189 ada 2 parsel sayılı muhtelif yüzölçümündeki taşınmazlar, miras yoluyla gelen hak, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, ölü olduğu belirtilmek suretiyle ... ... kızı ... ... adına tespit edildikten sonra, askı ilan süresi içinde açılan tespite itiraz davası sonucunda ... Kadastro Mahkemesi"nin temyiz edilmeksizin 23.05.2014 tarihinde kesinleşen 2013/10 Esas, 2014/21 Karar sayılı ilamı ile, 1873 doğumlu ... mirasçıları adına tapuya tescil edilmişlerdir.
Davacılar... ... ve arkadaşları, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2017/147 Esas sırasına kaydedilen dava dosyasıyla, çekişmeli taşınmazların öncesinde kendi murisleri ... oğlu ... ... ile ... ... adına tapuda kayıtlı olduğunu ve zilyetliğinde kendi murislerinde bulunduğunu, Kadastro Mahkemesinde görülen davadan haberdar olmadıklarını, kaldı ki; kendilerinin de muris ...’ın mirasçıları olduklarını öne sürerek, hükmen oluşan tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazların ... oğlu ... ... ve ... ...’den gelen miras payları oranında adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın, 6100 sayılı HMK’nın 114/1/i ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle kesin olmak üzere reddine karar verilmiş, davacıların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, 11.09.2018 tarihli ek kararla hükmün kesin olarak verildiği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 346/1. maddesi uyarınca istinaf talebinin reddine karar verilmiş ve davacılar vekili tarafından iş bu ek karar da istinaf edilmiş ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nin 03.01.2009 tarih 2018/2626 Esas, 2019/1 Karar sayılı ilamıyla; yerel mahkemece verilen asıl hükmün kesinlik sınırının altında kaldığı ve bu nedenle ek kararın yerinde olduğu belirtilerek istinaf kanun yoluna başvuru isteğinin HMK’nın 341/(2), 346 ve 352/(1) maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü"nün 18.05.2021 tarih 2019/787- 14004 sayılı yazıları ile; yerel mahkemece, kesin hüküm niteliğinde bulunduğu kabul edilen Kadastro Mahkemesinin davası ile eldeki davanın konularının ve taraflarının farklı olduğu, bu nedenle kesin hüküm niteliğinde bulunmadığı belirtilerek, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 27.07.2018 tarih 2017/147 Esas, 2018/190 Karar sayılı hükmünün HMK"nın 363/1 maddesi gereğince kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 303. maddesinde, bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm teşkil oluşturabilmesi için her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerektiği ifade edilmiştir.
Mahkemece, kesin hüküm teşkil ettiği kabul edilen ... Kadastro Mahkemesi"nin 19.03.2014 tarih 2013/10 Esas, 2014/21 Karar sayılı ilamının incelenmesinde, davacısı ... ... tarafından, çekişmeli taşınmazların kök muris 1873 doğumlu...’dan kaldığı, ancak tespitlerin yalnızca kök murisin kızı ... adına yapıldığı öne sürülerek, tüm mirasçılar adına tescili istemiyle dava açıldığı ve yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilerek, taşınmazların adı geçen kök murisin mirasçıları adına tesciline karar verildiği ve hükmün, temyiz edilmeksizin 23.05.2014 tarihinde kesinleşmesi üzerine infaz edilerek taşınmazların tapu kayıtlarının oluştuğu anlaşılmaktadır. Eldeki dava dosyasında ise, davacılar ... ... ve arkadaşlarının, aynı taşınmazların kendi murisleri ... ... ve ... ... adına bulunan eski tapu kayıtları kapsamında kaldığını, ayrıca kendilerinin de kök muris 1873 doğumlu...’ın mirasçıları olduklarını, Kadastro Mahkemesinde görülen davadan haberdar olmadıklarını ve bu davada adlarına pay tescil edilmediğini ileri sürerek, taşınmazların miras payları oranında adlarına tescili istemiyle dava açtıkları anlaşılmaktadır. Bu haliyle; her iki davanın taraflarının ve dava sebeplerinin farklı olduğu tartışmasız olup, davaların sırf aynı taşınmazlar hakkında görülmesi nedeniyle, kesinleşen ilk davanın sonraki dava yönünden kesin hüküm teşkil edeceğinin kabulü 6100 sayılı HMK’nın 303. maddesi karşısında hukuken mümkün bulunmaktadır.
Hal böyle olunca; Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü"nün, HMK’nın 363. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan nedenlerle kabulüne, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 27.07.2018 tarih 2017/147 Esas, 2018/190 Karar sayılı kararının sonuca etkili olmamak ve hükmün hukuki sonuçları saklı kalmak üzere kanun yararına BOZULMASINA, gereği yapılmak ve Resmi Gazete"de yayımlanmak üzere bozma kararının bir örneği ile dosyanın Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü"ne GÖNDERİLMESİNE, 10.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.