Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2018/154
Karar No: 2021/844
Karar Tarihi: 24.06.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/154 Esas 2021/844 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2018/154 E.  ,  2021/844 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    1. Taraflar arasında “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 19. İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnme kararı verilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili; müvekkilinin Ankara İl Sağlık Müdürlüğünün asıl işveren, diğer davalı şirketin alt işveren olduğu işyerinde hizmetli kadrosunda çalıştığını, iş sözleşmesinin emeklilik sebebiyle 30.06.2013 tarihinde sona erdiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar Cevabı:
    5. Davalı ... vekili; Ankara İl Sağlık Müdürlüğünün davada taraf, dava ve husumet ehliyetinin bulunmadığını, bu nedenle davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, diğer taraftan ihale yoluyla gördürülen hizmetlerden dolayı müvekkili kurumun sorumlu tutulamayacağını, taleplerin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın usul ve esastan reddini savunmuştur.
    6. Davalı ... Gurup İnş. Taah. Tem İlaç. Bilgi Yemek Ürt. Taah. Tic. Ltd. Şti. cevap dilekçesi vermemiştir.
    Mahkeme Kararı:
    7. Ankara 19. İş Mahkemesinin 14.01.2015 tarihli ve 2013/1009 E., 2015/15 K. sayılı kararı ile; davalılardan Ankara İl Sağlık Müdürlüğünün asıl işveren, diğer davalı şirketin alt işveren olduğu kabul edilerek kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretinin kabulü ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, diğer istemlerin reddine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    8. Ankara 19. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
    9. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince 16.01.2017 tarihli ve 2015/15503 E., 2017/147 K. sayılı kararı ile; “…Taraf ehliyeti konusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114. maddenin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca dava şartlarındandır, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtayca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.
    663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 26, 27, 28, 29. maddelerinde Sağlık Bakanlığına bağlı kuruluşlar düzenlenmiştir. Buna göre bakanlığa bağlı kuruluşlar olan Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu kurulmuştur.
    Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun görevleri arasında, birinci basamak sağlık hizmetlerini yürütmek, bu hususta gerekli düzenlemeleri yapmak yer almaktadır.
    659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname 6. maddesinde; “İdareler, kendi iş ve işlemleriyle ilgili olarak açılacak adli ve idari davalar ile tahkim yargılaması ve icra işlemlerinde taraf sıfatını haizdir” hükmüne yer verilmiş, 2. maddesinde de idare teriminin 10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) ve (II) sayılı cetvellerde belirtilen kamu idarelerini ifade ettiği belirtilmiştir.
    5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Genel Bütçeye dahil kamu idarelerine ilişkin I sayılı cetvelde Türkiye Halk Sağlığı Kurumu"nun yer aldığı görülmektedir.
    Somut olayda, dava doğrudan Ankara İl Sağlık Müdürlüğüne yöneltilerek açılmış, karar başlığında da davalı olarak ... gösterilmiştir. Davanın; yukarıda yer alan bağlı kuruluşlara ilişkin düzenlemeler çerçevesinde, ihaleleri gerçekleştiren, dava takip ehliyeti olan Türkiye Halk Sağlığı Kurumuna karşı görülmesi gerekirken Ankara İl Sağlık Müdürlüğüne karşı sonuçlandırılması hatalıdır. Ancak bu durum temsilcide yanılma oluşturmakta olup, davanın Türkiye Halk Sağlığı Kurumuna yöneltilmesi için davacı tarafa mehil verilmeli, usulüne uygun bir şekilde taraf teşkili sağlanarak tarafların gösterdiği deliller toplanmalı ve dosya yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre karar verilmelidir. Taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle bozulmuş ve bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Direnme Kararı:
    10. Bozma kararı sonrası dosyanın tevzi edildiği Ankara 21. İş Mahkemesinin 30.05.2017 tarihli ve 2017/162 E., 2017/471 K. sayılı kararı ile; davacının Ankara İl Sağlık Müdürlüğünde 14.02.2006-30.06.2013 tarihleri arasında çalıştığı, tüm ihale sözleşmelerinde sözleşmenin tarafı olarak Ankara İl Sağlık Müdürlüğünün yazılı olduğu, dava konusu döneme ilişkin alt işveren olan şirketler ile yapılan ihale sözleşmelerinin tamamının davalı ... tarafından yapıldığı, dava dilekçesinin davalı ... Müdürlüğünün adresine tebliğ edildiği, davalı ... Müdürlüğünün yargılama aşamasında husumet itirazında bulunmadığı, 11.10.2011 tarihli 663 Sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (663 sayılı KHK), Sağlık Bakanlığı teşkilat ve kuruluşu hakkında olup, 3. maddesinde Bakanlık teşkilatının; merkez, taşra teşkilatı ve bağlı kuruluşlar olarak üç ayrı oluşumdan ibaret olduğunun yazılı olduğu, 25. maddesinde taşra teşkilatının İl Sağlık Müdürlükleri olduğunun yazdığı, 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na Ek I ve II sayılı Cetvellerde Sağlık Bakanlığı ile aynı Bakanlığın merkez teşkilatındaki üç genel müdürlük ile bağlı diğer kurumun isminin yazılı olduğu, 03.11.2011 tarihli ve 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin, genel bütçe kapsamındaki kurumlar hakkındaki davalarda hukuk hizmetlerinin  yürütülmesine ilişkin olduğu, adı geçen KHK’ nın 2/a. maddesinde hukuk biriminin bu KHK kapsamındaki idarelerin hukuk hizmetlerini yürüten birim olduğunun yazdığı, 5018 sayılı Kanunun eki olan I sayılı cetvelde adı geçen Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun, Sağlık Bakanlığının 663 sayılı KHK"nın 3. maddesinde yazılı merkez teşkilatında yer alan birimleri hakkında dava açıldığında husumet yöneltilmesi gereken kurum olduğu, davacının ise merkezde değil 663 sayılı KHK"nın 3. maddesinde yazılı Sağlık Bakanlığının taşra teşkilatını oluşturan İl Sağlık Müdürlüğüne ait işyerinde çalıştığı, davacının çalıştığı İl Sağlık Müdürlüğünün Ankara"da bulunmasının asıl işverenin İl Sağlık Müdürlüğü olduğu gerçeğini ortadan kaldırmadığını, davacıya ait ihale sözleşmeleri ve maaş bordrolarının Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü 28.03.2014 tarihli ve 023186 sayılı yazısı ile  Avukatlık Hizmetleri Birimine gönderildiği ve ardından istenen ihale sözleşmeleri, maaş bordrolarının dosyaya ibraz edildiği, anlatılan nedenlerle davacının Sağlık Bakanlığının kuruluş ve teşkilatlanmasına dair 663 sayılı KHK"nın 3. maddesinde yazılı taşra teşkilatı olan İl Sağlık Müdürlüğüne ait  işyerinde çalışması, Sosyal Güvenlik Kurumu kaydında da aynı isim ve adresteki işyerinde çalıştığının yazılı olması, davacının çalıştığı işyerine ait tüm ihale sözleşmelerinin davalı ... İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılması ve davalı idare vekilinin husumet itirazında bulunmaması, Ankara İl Sağlık Müdürlüğünün başkentte olması nedeni ile anılan müdürlük hakkında açılan davalara da Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşları hakkında açılan davalarda olduğu gibi Sağlık Bakanlığı hukuk müşavirliğindeki avukatların katılmaları,  Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 18.03.2014 tarih, 2014/14394 esas ve 2014/16846 karar sayılı kararında benzer durumun mahallinde düzeltilebilir maddi hata oluşturduğunun kabul edilmesi nedenlerine göre taraf teşkili sağlandığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    11. Direnme kararı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    12. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; işçilik alacaklarının tahsili istemiyle açılan eldeki davada, davalı olarak gösterilen ve aleyhine hüküm kurulan “...” nün taraf ehliyetini haiz olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre İl Sağlık Müdürlüğünün davalı olarak gösterilmesinin temsilcide yanılma olduğu kabul edilerek davacı tarafa davayı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’na yöneltmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 124. maddesi gereğince süre verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    13. Dava şartları, mahkemece davanın esası hakkında yargılama yapılabilmesi için varlığı veya yokluğu gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan “kamu düzeni” ile ilgili zorunlu koşullardır.
    14. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde açıkça düzenlendiği üzere, dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Dava ve taraf ehliyetine ilişkin dava şartlarının da, diğer dava şartları gibi davanın başlangıcından sonuna kadar bulunması gerekir. Eş deyişle dava açan ve davalı konumunda bulunan her gerçek ya da tüzel kişi, bu davanın devamı ve hüküm kesinleşinceye kadar bu ehliyetini korumuş olmalıdır.
    15. Kişinin taraf ehliyetinin bulunması, taraf olarak yer aldığı davasını yürütebilmesi için tek başına yeterli değildir; kişinin dava ehliyetine de sahip olması gerekir (Erişir, E.: Medeni Usul Hukukunda Taraf Ehliyeti, İzmir 2007, s.57).
    16. Dava şartlarından olan taraf ehliyeti, bir davada taraf olma yeteneğidir. Medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir. Taraf ehliyeti gerçek kişilerde çocuğun sağ olarak doğduğu andan başlayıp yaşadığı sürece devam eder ve ölümle sona erer. Tüzel kişilerin taraf ehliyeti de özel ve kamu tüzel kişileri yönünden kanunla belirlenir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 28. maddesi gereğince dava açıldıktan sonra davanın tarafı olan gerçek kişinin ölmesi hâlinde ölen kişinin taraf ehliyeti sona erer. Davaya ölen tarafa veya vekiline karşı devam edilemez. Veraset ilamı temin edilip, tespit edilecek tüm mirasçıların davaya dâhil ettirilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamanın sürdürülmesi gerekir. Bu husus dava şartı olup, görevi gereği mahkemeler ve temyiz hâlinde Yargıtay tarafından da kendiliğinden gözetilir.
    17. Davada taraf ehliyetinden maksat bir davada davacı veya davalı olarak yer alabilme ehliyetidir. Bu kavram medeni hukuktaki hak ehliyetinin medeni usul hukuku alanındaki uzantısını oluşturur (Tanrıver, S.: Medeni Usul Hukuku, c.I, Ankara 2016, s. 485).
    18. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 50. maddesinde taraf ehliyeti “Medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir.” şeklinde açıklanmıştır.
    19. Dava ehliyeti ise, bir kişinin bizzat yahut tayin edeceği temsilcisi aracılığı ile dava açabilmesi, davayla ilgili usul işlemleri yapabilmesi ve kendisine karşı dava açılması hâlinde de hakkını koruyucu beyanlarda bulunabilme yani savunma yapabilme ehliyeti olarak tanımlanabilir.
    20. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesi ile belirli hâllerde iradî taraf değişikliğine olanak veren bir düzenleme getirilmiştir.
    21. Anılan düzenleme;
    “(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.
    (2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.
    (3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir.  
    (4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” şeklindedir.
    22. Buna göre taraf değişikliği karşı tarafın muvafakati ile gerçekleştirilebilirken; maddi hataya dayanan ve dürüstlük kuralına aykırı olmayan veya kabul edilebilir bir yanılgıya dayanan yanlış veya eksik taraf gösterilmesi durumunda karşı tarafın muvafakati aranmaksızın hâkim izni ile taraf değişikliği yapılabilecektir.
    23. İradî taraf değişikliğine ilişkin hükme istinaden gerek davacı gerekse davalı tarafta, iradî taraf değişikliği yapılması mümkündür (Korkmaz H.T.: Medenî Usul Hukukunda İradi Taraf Değişikliği, Ankara 2014, s. 169).
    24. Tüm bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık irdelendiğinde; 02 Kasım 2011 tarihli ve 28103 Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 3. maddesinde; “Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı kuruluşlardan oluşur.” hükmüne yer verilmiştir. İlgili KHK’nın 26. maddesinde ise “Türkiye Halk Sağlığı Kurumu” bağlı kuruluş olarak düzenlenmiş, maddenin 2. fıkrasında kurumun görev, yetki ve sorumlulukları;
    “a)Halk sağlığını korumak ve geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle mücadele etmek.
    b)Birinci basamak sağlık hizmetlerini yürütmek, bu hususta gerekli düzenlemeleri yapmak.
    c) Bulaşıcı, bulaşıcı olmayan, kronik hastalıklar ve kanser ile anne, çocuk, ergen, yaşlı ve engelli gibi risk gruplarıyla ilgili olarak izleme, sürveyans, inceleme, araştırma, bağışıklama ve kontrol çalışmaları yapmak, bununla ilgili verilerin toplanmasını sağlamak, belirlenen hedefler doğrultusunda plan ve programlar hazırlamak, uygulamaya koymak, denetlenmesini sağlamak, değerlendirmek, gerekli önlemleri almak, bu konuda politika ve düzenlemelerin oluşturulması için Bakanlığa teklifte bulunmak.
    ç) Yaşam kalitesini yükseltecek alışkanlıkları kazandırarak toplumdaki tüm bireylerin sağlığını geliştirmek; hatalı beslenme alışkanlıkları, obezite, sigara ve benzeri zararlı maddelerin yol açtığı sağlık riskleri ve tehditleri ile mücadele etmek, bu hususları izlemek, araştırmak, veri toplanmasını sağlamak ve değerlendirmek.
    d) Birey, toplum ve çevre sağlığını etkileyen ve genel sağlığı ilgilendiren her tür etkeni incelemek, teşhis etmek, değerlendirmek ve kontrol etmek üzere gerekli laboratuvar hizmetlerinin organizasyonunu sağlamak ve ulusal referans laboratuvarı kurmak ve işletmek, içme suları, biyosidal ürünler gibi görev alanına giren konularda tüketici güvenliği ile ilgili tedbirleri almak ve buna yönelik her türlü iş ve işlemi tesis etmek.
    e) Sağlık tehditlerine yönelik erken uyarı ve cevap geliştirilmesi amacıyla gerekli organizasyonu sağlamak, halk sağlığını tehdit eden konularda gereken tüm tedbirleri almak ve gerektiğinde müeyyide uygulamak.
    f) Biyolojik ürünler ve test materyali ile benzeri ürünlerle ilgili araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunmak, bu ürünleri temin etmek veya edilmesini sağlamak, ürettirmek ve gerektiğinde üretmek.
    g) Görev ve sorumluluk alanıyla ilgili olarak hizmet standardizasyonunu sağlamak, meslek personelinin yetişmesi için ilgili kurumlarla işbirliğiyle eğitim programları hazırlamak, eğitim ve yayın faaliyetinde bulunmak.
    ğ) Görev alanı ile ilgili konularda ulusal veya uluslararası, kamu veya özel kurum ve kuruluşlarla bilimsel ve teknik işbirliği yapmak.
    h) Kurum personelinin atama, nakil, özlük, ücret, emeklilik ve benzeri işlemlerini yürütmek.
    ı) Kurum hizmetlerinin gerektirdiği her türlü satın alma, kiralama, bakım ve onarım, arşiv, idarî ve malî hizmetleri yürütmek.” şeklinde belirtilmiştir.
    25. 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin 6. maddesinin 1. fıkrasında; “İdareler, kendi iş ve işlemleriyle ilgili olarak açılacak adli ve idari davalar ile tahkim yargılaması ve icra işlemlerinde taraf sıfatını haizdir.” hükmüne yer verilmiş, aynı KHK’nın 2. maddesinde ise İdare teriminin, “10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) ve (II) sayılı cetvellerde belirtilen kamu idarelerini,” ifade ettiği belirtilmiştir.
    26. 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 58. maddesi ile de 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi Kontrol Kanununa ekli (1) sayılı cetvele “53) Türkiye Halk Sağlığı Kurumu” eklenmiştir. Ancak 25.08.2017 tarih ve 30165 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Sağlık Bakanlığı’nın teşkilat yapısı değiştirilmiş, aynı KHK’nın 203. maddesi ile 663 sayılı KHK’nın 26. maddesi ve “Türkiye Halk Sağlığı Kurumu” ibaresi yürürlükten kaldırılarak, diğer mevzuatta “Türkiye Halk Sağlığı Kurumu”na yapılmış atıfların “Sağlık Bakanlığı”na yapılmış sayılacağı belirtilmiştir.
    27. Yukarıda bahsedilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında, her ne kadar hizmet alım sözleşmelerinde idare olarak “...” gösterilmişse de, İl Sağlık Müdürlüğünün tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti ve temsilci sıfatı yoktur. Özel Daire bozması bu noktada yerindedir. Davacı temsilcide hata sebebiyle davayı bu davalıya yöneltmiştir.
    28. Özel Dairenin bozma kararının verildiği tarihte “Türkiye Halk Sağlığı” kurumunun tüzel kişiliği bulunmakta ise de, yargılama esnasında 25.08.2017 tarihli ve 30165 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 694 sayılı KHK’nın 26. maddesi ile “Türkiye Halk Sağlığı Kurumu” ibaresi yürürlükten kaldırılarak, diğer mevzuatta “Türkiye Halk Sağlığı Kurumu”na yapılmış atıfların “Sağlık Bakanlığı”na yapılmış sayılacağı düzenlenmiştir.
    29. Hâl böyle olunca, artık davanın “Türkiye Halk Sağlığı Kurumu”na değil, “Sağlık Bakanlığı”na yöneltilmesi için davacı tarafa mehil verilmeli, usulüne uygun bir şekilde taraf teşkili sağlanarak tarafların gösterdiği deliller toplanmalı ve dosya yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre karar verilmelidir.
    30. Diğer taraftan, mahkemenin direnme kararının gerekçelerinden birisi de, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 2014/14394 E., 2014/16846 K. sayılı kararında benzer durumun mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilerek kararın onandığı hususu ise de; onama kararına konu edilen dosyanın davalısının İl Sağlık Müdürlüğü değil, Kamu Hastaneleri Kurumu olduğu dikkate alındığında, davanın eldeki dava için emsal oluşturması mümkün değildir.
    31. Bu nedenle direnme kararının bu değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulması gerekmiştir.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda belirtilen değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.06.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi