20. Hukuk Dairesi 2015/650 E. , 2015/5891 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesini değiştiren 5304 sayılı Kanunun 3. maddesi gereğince .... köyünde yapılan ve kısmî olarak askıya çıkartılan orman kadastrosu sırasında dava dilekçesine ekli krokide taralı olarak gösterilen taşınmazların orman sınırları dışında bırakıldığını, oysa bu yerlerin orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek ve Hazineyi hasım göstermek suretiyle tespitin iptali ve çekişmeli yerin orman niteliği ile adına tescilini istemiştir.
Dava konusu taşınmazla ilgili olarak 141 ada 20 sayılı parsel altında belgesizden, temyize konu dava nedeniyle niteliği, yüzölçümü ve malik hanesi boş bırakılmak suretiyle tesbit tutanağı düzenlenerek, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. maddesi gereğince kadastro mahkemesine gönderilmiş, mahkemece, edinme sebebi sütununda ismi yazılı ... davaya dahil edilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda ..... Yönetiminin davasının kabulüne, çekişmeli taşınmazın tamamının 1060.87 m² yüzölçümü ile eylemli biçimde orman olması ve dahili davalının davayı kabulü nedeniyle tespitin iptali ile orman niteliğinde adına tapuya tesciline karar verilmiş, tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 04/04/2013 tarih ve 2012/9229 E. - 3789 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Çekişmeli taşınmazla ilgili dava, kısmî ilân süresi içinde açılmış olduğundan, malik hanesi boş olarak tesbit tutanağı düzenlenmiştir. Kadastro ekibince malik hanesi doldurulmuş dahi olsa bunun bir geçerliliği söz konusu değildir. 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince bu hallerde kadastro hâkimi kendiliğinden gerekli gördüğü tüm delilleri toplayarak gerçek hak sahibini bulmak ve sicil oluşturmak zorundadır. Bir taşınmazın niteliğinin belirlenmesinde öncelikle devlet ormanı olup olmadığının saptanması gereklidir. Bu yön gözetilmeden ve uzman orman bilirkişi dinlenmeden hüküm kurulamaz.
Mahkemece, komşu parsel tutanak ve dayanakları, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile dava tarihinden 10 - 20 yıl öncesine ait olanları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ... (.......) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaza ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; asıl taşınmazın kapsamı orman veya ormandan açma değilse, komşu parsel tutanakları da denetlenerek 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklığı olup olmadığı belirlenmeli; eylemli durumu üzerinde
durulup varsa üzerindeki orman örtüsünün yoğunluğu, ağaçların yaşları ve alt flora ile toprak yapısı, eğim durumu incelenmeli, eylemli durumu ile eski tarihli belgelerdeki görünümü arasında çelişki olması halinde, bu yön bilirkişilere açıklattırılıp çelişki giderilmeli, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptaliyle orman niteliğiyle adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından eksik inceleme yapıldığı iddiasıyla temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre orman kadastrosu yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve özellikle keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, taşınmazın eylemli biçimde orman olduğu saptandığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 17/06/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.