Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2018/51
Karar No: 2021/843
Karar Tarihi: 24.06.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/51 Esas 2021/843 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2018/51 E.  ,  2021/843 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    .

    1. Taraflar arasında “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul 6. İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, davalılardan... İstanbul Çevre Yönetimi Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve ... İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı kısmen uyma, kısmen direnme kararı verilmiştir.
    2. Direnme kararı davalılardan... İstanbul Çevre Yönetimi Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve ... İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.06.2007-04.06.2009 tarihleri arasında davalılar nezdinde kıyı sahil temizleme görevlisi olarak çalıştığını, çalışmalarının bir kısmının Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) bildirilmediğini, bir kısmının ise eksik bildirildiğini, müvekkilinin durumu öğrendikten sonra mağduriyetinin giderilmesi yönündeki talebinin işverence kabul edilmediğini, 04.06.2009 tarihinde şeker hastalığı için doktora gittiğini, raporla istirahatli olduğu günlerde işe gelmediği gerekçesiyle iş sözleşmesine haksız sebeple son verildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, ücret farkı, asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar Cevabı:
    5. Davalı ... İstanbul Çevre Yönetimi Sanayi ve Ticaret A.Ş. (...) vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile imzalamış olduğu 10.03.2006 tarihli sözleşme gereğince İstanbul genelindeki kıyıların ve denizlerin temizlenmesi ve kıyı-dere ağzı tarama işini yaptığını, müvekkilinin üstlendiği bu işin Avrupa Yakasındaki kıyıların temizlenmesi işi için ihale yaptığını ve ihale neticesinde 21.04.2006 tarihinde davalılardan .... ile sözleşme imzaladığını, davacının da bu iş kapsamında çalıştırılmak üzere davalılardan .... tarafından 01.06.2007 tarihinde işe alındığını, bu şirketin sözleşmesinin sona ermesi üzerine müvekkili şirket tarafından yapılan ihale neticesinde İstanbul genelinde kıyıların ve plajların temizlenmesi işinin yüklenicisinin ...-... İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. olduğunu, bu şirketle de 03.04.2009 tarihinde sözleşme imzalandığını ve davacının da ... İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’de çalışmaya başladığını, mazeretsiz olarak işe gelmediğinin tespiti üzerine iş sözleşmesinin davalılardan ... İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından haklı sebeple feshedildiğini, bahsedilen sebeple davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanamadığını, dava dilekçesinde iddia edilen diğer istemlerin de yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    6. Davalı .... (Özsoy A.Ş.) vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesindeki tüm iddialarının haksız ve yersiz olduğunu, müvekkili şirkette çalışılan dönemle ilgili olarak davacının hiçbir alacağının olmadığını, işçilerin kıdem ve ihbar tazminatlarını talep edebilmeleri için haksız feshin gerçekleşmesi gerektiğini, iddia edilen fesih tarihindeki işverenin müvekkili şirket olmadığı gibi davacının sözleşmeye özgü işe alınarak belirli süreli iş sözleşmesi yapıldığını, iş sözleşmesinin süre bitimi nedeniyle sona erdiğini, öte yandan davacının müvekkili şirkette 1 yıllık çalışması da olmadığından kıdem tazminatı isteminin bu sebeple de yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    7. Davalı ... İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ( ... Ltd. Şti.) vekili cevap dilekçesinde; davacının 11.05.2009 tarihinden 03.06.2009 tarihine kadar mazeretsiz şekilde işe gelmediğini, müvekkili şirketin devamsızlık konusunda mazeretini sunması için davacıya gönderdiği ihtarnameye rağmen herhangi mazeret ya da rapor sunmadığından davacının iş sözleşmesine haklı sebeple son verildiğini, dava dilekçesinde ileri sürülen diğer iddiaların da yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemenin Birinci Kararı:
    8. İstanbul 6. İş Mahkemesinin 19.04.2012 tarihli ve 2010/592 E., 2012/250 K. sayılı kararı ile; davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu, davalılar tarafından davacının devamsızlığı nedeniyle haklı olarak iş sözleşmesinin feshedildiği savunulmuş ise de bu hususun usulünce kanıtlanamadığı, davacının davalı şirketin kaşe ve imzası bulunan 29.05.2009 tarihli vizite kağıdı ve 04.06.2009 tarihli doktor reçetesinden hastalığını tedavi ettirmek amacıyla işyerine gitmediği, işçi lehine yorum ilkesi de dikkate alınarak mevcut belgeler ve tanık beyanlarından tazminatlara hak kazanacak şekilde davalı tarafından iş sözleşmesinin feshedildiği gerekçeleriyle kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma ücreti, asgari geçim indirimi alacaklarının kabulüne, ücret, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının reddine karar verilmiştir.
    Özel Dairenin Birinci Bozma Kararı:
    9. İstanbul 6. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan... ile ... Ltd. Şti. temyiz isteminde bulunmuşlardır.
    10. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 06.07.2012 tarihli ve 2012/24542 E., 2012/26756 K. sayılı kararı ile; 19.04.2012 tarihinde verilen kısa kararda açıklanan hükümle taraflara yüklenen hak ve borçların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde oluşturulmadığı, kısa kararın hüküm sonucu ile gerekçeli kararın hüküm sonucunun da aynı olmadığı, hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297, 298/2 ve 321. maddelerinde belirtilen zorunlu unsurları taşımadığı gerekçesiyle sair temyiz itirazları incelenmeksizin karar bozulmuştur.
    Mahkemenin İkinci Kararı:
    11. İstanbul 6. İş Mahkemesinin 20.12.2012 tarihli ve 2012/614 E., 2012/890 K. sayılı kararı ile; bozma kararına uyulmasına karar verildikten sonra, önceki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma ücreti, asgari geçim indirimi alacaklarının kabulüne, ücret, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının reddine karar verilmiştir.
    Özel Dairenin İkinci Bozma Kararı:
    12. İstanbul 6. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuşlardır.
    13. Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 06.06.2013 tarihli ve 2013/12038 E., 2013/10582 K. sayılı kararı ile; davacının iş sözleşmesine haksız sebeple son verildiği kabul edilmişse de, uyuşmazlığın davacının iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı nedenle feshedilip feshedilmediği noktasında olduğu, davacı hastalığıyla ilgili olarak devamsızlık tarihlerinden öncesine ait 29.05.2009 tarihli vizite kağıdı ile 04.06.2009 tarihli reçeteyi delil olarak ibraz etmiş ise de, mahkemece davacının rahatsızlığı ile ilgili hangi hastanede, hangi tarihlerde ne tür tetkikler yaptırdığı, hakkında rapor düzenlenip düzenlenmediği hususlarında araştırma yapılmadığı, mahkemece öncelikle bu hususta ilgili hastaneye müzekkere yazılarak davacının hastalığına ilişkin tüm evrakların getirtilerek incelenip sonucuna göre fesih konusunun değerlendirilmesi gerektiği, diğer yandan bilirkişi tarafından davacının toplam net 1.896,31TL fazla çalışma ücret alacağının olduğu tespit edilmesine rağmen davalı şirketlerin sorumluluklarının hükümde ayrıntılı olarak belirtilmemesi nedeniyle davacının toplam 2.665,17TL fazla çalışma ücret alacağının olduğu şeklinde tereddüde sebep olacak ve mükerrer tahsile neden olabilecek şekilde hüküm kurulmasının da isabetsiz olduğu gerekçeleriyle karar bozulmuştur.
    Mahkemenin Üçüncü Kararı:
    14. İstanbul 6. İş Mahkemesinin 16.07.2014 tarihli ve 2013/360 E., 2014/470 K. sayılı kararı ile; bozma kararına uyulmasına karar verildikten sonra, davacının rahatsızlığına ilişkin tedavi gördüğü Eyüp Devlet Hastanesi tarafından gönderilen evraklara göre, şeker hastalığı tespit edilen davacının hastanenin acil servisinde 29.05.2009 ve 01-02-03-04 Haziran 2009 tarihlerinde muayene olduğu bildirilerek acil servis protokol defter fotokopisinin gönderildiği, davalılar tarafından davacının devamsızlık yapması sebebiyle haklı nedenle iş sözleşmesinin feshedildiği savunmasının usulünce kanıtlanamadığı, işyerinde 2 yıl 3 gün hizmeti bulunan davacının sebepsiz yere tazminat hakkından vazgeçecek şekilde işten ayrılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacı tarafından sunulan davalı şirketin kaşe ve imzası bulunan 29.05.2009 tarihli vizite kağıdı ve 04.06.2009 tarihli doktor reçetesi ile Eyüp Devlet Hastanesinden gelen yazı cevabına göre davacının devamsızlık tutanaklarının tutulduğu günlerde tedavi amacıyla hastaneye gittiğinden işyerine gelmediği, davacının ayrıca rapor sunmamış olması yüzünden davalı tarafından yapılan fesih işleminin hukuka uygun olmadığı, işçi lehine yorum ilkesi de dikkate alınarak, mevcut belgeler ve tanık beyanlarından sağlık nedenleriyle ve ayrıca ücret alacağı bulunan davacının eylemli ve haklı olarak iş sözleşmesini feshettiği gerekçesiyle kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, asgari geçim indirimi alacaklarının kabulüne, ihbar tazminatı, ücret, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının reddine karar verilmiştir.
    Özel Dairenin Üçüncü Bozma Kararı:
    15. İstanbul 6. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan... ile ... Ltd. Şti. temyiz isteminde bulunmuşlardır.
    16. Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 06.04.2015 tarihli ve 2014/18777 E., 2015/6338 K. sayılı kararı ile; davalıların sair temyiz itirazlarının reddine verildikten sonra,
    “2-…Davacının iş akdinin kim tarafından ve haklı nedenle feshedilip edilmediği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Somut olayda, davacının dosyaya sunulan tutanaklara göre 11.05.2009 tarihinden itibaren devamsızlığı bulunmaktadır. En son davacı 29.05.2009 tarihinde işyerinden vizite kâğıdı almış ve bir daha işe gelmemiştir. İşverende 01-02-03 Haziran 2009 günlerinde devamsızlık yaptığına dair tutanaklar tutup 04.06.2009 tarihinde de mazeretini bildirmesi, bildirmezse iş akdinin feshedileceğini ihtar ederek bir ihtarname çekmiş ancak davacı işçi tarafından bir mazeret bildirilmemiş, bunun üzerine iş akdi feshedilmiştir.
    Bozmadan sonra davacının tedavi gördüğü Eyüp Devlet Hastanesine yazı yazılarak davacının tüm tedavi evrakları istenmiş, gelen belgelerden davacının 29.05.2009 tarihinde vizite kâğıdı almasından sonra ilk olarak 03.06.2009 tarihinde hastaneye giriş yaptığı, 04.06.2009 tarihinde kendisine reçete yazıldığı, verilmiş bir raporun bulunmadığı görülmüştür. Davacının sunulan epikriz raporlarının tamamı dava tarihinden de sonrası 2010 ve 2012 yıllarına aittir, bu nedenle de davaya bir etkisi bulunmamaktadır.
    Her ne kadar davacı şeker hastası olarak tedavi görmekte ise de işe devamsızlığını haklı kılacak bir tedavi sürecini ve raporlu olduğunu usulüne uygun olarak ispat edememiş ve mazeretini belgeleyememiştir. Bu nedenle davalının devamsızlık nedeniyle feshi haklı nedene dayanmakta olup kıdem tazminatı talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
    3-Davacı, davalı ... İstanbul Çevre Koruma ve Atık Maddeleri Değerlendirme San. ve Tic. A.Ş. hakkındaki davasını ıslah etmemiştir. Bu nedenle bu davalının sorumluluğu tamamen ilk dava değerleri ile sınırlıdır. Mahkemece diğer alacaklarda bu hususa dikkat edilmiş olmasına rağmen fazla mesai alacağı konusunda davalı şirketin tüm miktardan sorumlu tutulması hatalı olup bozma nedenidir” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    17. İstanbul 6. İş Mahkemesinin 16.02.2016 tarihli ve 2015/464 E., 2016/39 K. sayılı kararı ile; (3) numaralı bozma nedenine uyulmasına karar verilmiş, (2) numaralı bozma sebebi yönünden ise direnilmesine karar verilerek, davalılar tarafından davacının devamsızlığı nedeniyle haklı sebeple iş sözleşmesinin feshedildiği savunulmuş ise de bu hususun usulünce kanıtlanamadığı, işyerinde 2 yıl 3 gün hizmeti bulunan davacının sebepsiz yere tazminat hakkından vazgeçecek şekilde ayrılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, işçi lehine yorum ilkesi de dikkate alınarak mevcut belgeler ve tanık beyanlarından ücret alacağı bulunan davacının eylemli ve haklı olarak iş sözleşmesini feshettiği, bundan sonra devamsızlık nedeniyle davalı tarafından yapılan haklı fesih işleminin hukuken geçerli olmadığı gerekçesiyle kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, asgari geçim indirimi alacaklarının kabulüne, ihbar tazminatı, ücret, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının reddine karar verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    18. İstanbul 6. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalılardan... ile ... Ltd. Şti. temyiz isteminde bulunmuşlardır.

    II. UYUŞMAZLIK
    19. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından mı yoksa davacı işçi tarafından mı haklı nedenle feshedildiği; buradan varılacak sonuca göre davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    20. Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin ve kavramların irdelenmesinde yarar vardır.
    21. İş sözleşmesi, işçi ile işveren arasında kurulan ve her iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup, işçi ile işveren arasında karşılıklı güvene dayanan kişisel ve sürekli bir ilişki yaratır. Bu nedenle işçi veya işveren taraflarından birinin davranışı ile bu güveni sarsması hâlinde güveni sarsılan tarafın objektif iyi niyet kurallarına göre artık bu ilişkiyi sürdürmesi kendisinden beklenemeyeceği durumlarda iş sözleşmesi ile bağlı kalamayacağı gerçeğinden hareket eden kanun koyucu yaptığı düzenleme ile taraflara iş sözleşmesini haklı nedenle tazminatsız fesih hakkı tanımıştır.
    22. İş sözleşmesi kural olarak feshi ihbar sonucu veya belirli bir süre için yapılmışsa bu sürenin dolmasıyla sona erer. Ancak İş Kanunu ve Borçlar Kanunu işçi ve işverene belirli veya belirsiz süreli bir iş sözleşmesini derhal ortadan kaldırma olanağını da tanımıştır. Bu yüzden, işveren, işçiyi hemen işyerinden uzaklaştırabileceği gibi; işçi de derhal işi bırakma yetkisine sahiptir. Buna karşılık, işçinin veya işverenin, iş sözleşmesini hemen bozabilmesi için, ortada haklı bir nedenin bulunmasına gerek vardır. İşte, bu tür feshe, haklı nedenle fesih (derhal fesih veya süresiz fesih) adı verilir (Tunçomağ, K/Centel, T.: İş Hukukunun Esasları, 5. Bası, İstanbul 2008, s. 204).
    23. Haklı nedenle fesih hakkı, dürüstlük kuralları gereği iş ilişkisini sürdürmesi kendisinden beklenemeyecek tarafa belirli veya belirsiz süreli iş sözleşmesini derhal feshetme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. Sürekli borç ilişkileri yaratan iş sözleşmesinde ortaya çıkan bir durum nedeniyle bu ilişkiye devam etmek taraflardan biri için çekilmez hâle gelmişse haklı nedenle derhal fesih hakkı ortaya çıkar. Akdi ilişkiye devamın çekilmez (katlanılmaz) hâle gelip gelmediğinin ölçüsünü objektif iyiniyet, yani dürüstlük kuralları oluşturur.
    24. Haklı nedenle fesih hakkı da süreli fesih gibi bozucu yenilik doğuran bir hak olup, bu hakların tüm özelliklerini taşır. Haklı nedenle fesih, karşı tarafın kabulüne gerek olmaksızın tek taraflı irade beyanıyla iş sözleşmesini derhal sona erdirir.
    25. 4857 sayılı İş Kanununda haklı nedenle feshin tanımı yapılmamış, ancak işçi ve işveren açısından haklı nedenler ayrı ayrı sayılmıştır. İşçiye belirli ya da belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı nedenle derhal feshetme yetkisi veren nedenler 4857 sayılı Kanun’un 24. maddesinde, işverene haklı nedenle derhal feshetme yetkisi veren nedenler ise aynı Kanun’un 25. maddesinde düzenlenmiştir.
    26. İşverenin haklı nedenle derhal fesih nedenlerini düzenleyen 4857 sayılı Kanun"un 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendinde, “İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” hâlinde, işverenin haklı fesih imkânı bulunduğu düzenlenmiştir.
    27. Burada fesih hakkını doğuran haklı neden, işçinin izinsiz veya geçerli bir mazereti olmadan belirli bir süre işine devam etmemiş olmasıdır. Haklı neden oluşturması için devamsızlık, kanunda öngörüldüğü gibi, ardı ardına iki iş günü, bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü veya bir ayda üç iş günü sürmüş olmalıdır. İş günü tabiri, kanunen iş günü kabul edilen günler yanında sözleşmeyle iş günü kabul edilen günleri ve buna göre de toplu iş sözleşmeleriyle çalışılacağı öngörülen genel tatil günlerini de kapsar.
    28. İşçi devamsızlık yaptığı belirlenen günlerde izinli ise ya da devamsızlığı haklı bir nedene dayanmakta ise, işine devam etmemiş olsa bile iş sözleşmesinin devamsızlık nedeni ile feshedilmesi mümkün olmayacaktır. Devamsızlığı haklı kılan nedenlerin ise önceden sayımı ve tespiti mümkün olmayıp, her somut olayın özelliğine göre belirlenmesi gerekir.
    29. İşçinin devamsızlığına dayanak yaptığı olayın, haklı nitelik taşıyıp taşımadığı, olayın mahiyeti, işçinin içinde bulunduğu durum, işyerinin özellikleri ve gerekleri, gelenekler gibi hususlar dikkate alınarak objektif iyi niyet kurallarına göre tespit edilebilir.
    30. Devamsızlığın haklı bir nedene dayandığını ileri süren işçi, bunu ispatla yükümlüdür.
    31. Yukarıdaki bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı, 04.06.2009 tarihinde şeker hastalığı nedeniyle doktora gittiğini ve raporla istirahatli olduğu günlerde işe gelmediği gerekçesiyle iş sözleşmesine haksız sebeple son verildiğini ileri sürmüş; davalılar ise davacının devamsızlık yaptığını belirterek haklı fesih savunmasında bulunmuşlardır. Mahkemece de ücret alacağı bulunan davacının eylemli ve haklı olarak iş sözleşmesine son verdiği kabul edilmiştir.
    32. Hemen belirtilmelidir ki, hukuk sistemimizde feshin işçi veya işveren tarafından yapılmasına bağlanan hukukî sonuçlar farklı olduğundan, fesih bildiriminin kimin tarafından gerçekleştirildiğinin belirlenmesi önem taşımaktadır.
    33. Diğer yandan mahkemece ücret alacağı bulunan davacının eylemli ve haklı olarak iş sözleşmesine son verdiği kabul edilmiş ise de, dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamından davacının hiçbir aşamada iş sözleşmesini ücretinin ödenmemesi nedeniyle feshettiğine dair iddiasının bulunmadığı görülmektedir.
    34. Bu durumda, gerek davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 74. maddesi gerekse paralel düzenlemeyi içeren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 26. maddesi gereğince, mahkemenin, iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı nedenle sona erdirildiğine ilişkin kabulünde isabet bulunmamakta olup, somut olayda davalı feshi söz konusudur.
    35. Dosyada davacı hakkında 11.05.2009 tarihinden 03.06.2009 tarihine kadar işe gelmeme konulu ayrı ayrı düzenlenmiş devamsızlık tutanakları bulunmaktadır. Davacı 29.05.2009 tarihinde işyerinden vizite kâğıdı almış ve devam eden günlerde de işe gelmediğine dair davalı ... Ltd. Şti. tarafından 01-02-03 Haziran 2009 tarihlerine ilişkin devamsızlık tutanakları tutularak 04.06.2009 tarihinde de işe devamsızlığı izah edecek haklı ve yasal sebebi var ise bunu belgeleyen resmi evrakı işyerine ibraz etmesi, aksi takdirde iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesine göre feshedileceğini içeren ihtarname gönderilmiş, davacı tarafından mazeret bildirilmemiştir.
    36. Davacının tedavi gördüğü Eyüp Devlet Hastanesinden rahatsızlığına ilişkin tıbbi evrakların tümü istenmiş, hastaneden gelen belgelerden davacının 29.05.2009 tarihinde vizite kağıdı almasından sonra ilk olarak 03.06.2009 tarihinde hastaneye giriş yaptığına dair acil servis protokol defterinin fotokopisi sunulmuş, 04.06.2009 tarihinde davacıya reçete yazıldığı ancak verilmiş bir raporun bulunmadığı belirtilmiştir. Yine muayene dönemleri 2010, 2011 ve 2012 yılları olan epikriz formları gönderilmişse de, tamamının fesih tarihinden hatta dava tarihinden bile sonrasına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
    37. Mahkemece davacının hastanenin acil servisinde 29.05.2009 ve 01-02-03-04 Haziran 2009 tarihlerinde muayene olduğu bildirilerek acil servis protokol defter fotokopisinin dosyaya sunulduğu belirtilmişse de, hastaneden gelen belgelerden davacının 29.05.2009 tarihinde vizite kağıdı almasından sonra ilk olarak 03.06.2009 tarihinde hastaneye giriş yaptığına dair acil servis protokol defterinin fotokopisi ibraz edilmiş, ancak diğer günlere ilişkin protokol defterinde bir kaydın olmadığı görülmüştür.
    38. Öte yandan, her ne kadar davacı şeker hastası olarak tedavi görmekte ise de, işe devamsızlığını haklı kılacak bir tedavi süreci geçirdiğini ve raporlu olduğunu usulüne uygun olarak ispat edememiş, mazeretini belgeleyememiştir. Bu nedenlerle devamsızlık sebebiyle iş sözleşmesinin feshi haklı nedene dayanmakta olup, kıdem tazminatı talebinin reddi gerekmektedir.
    39. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davalılardan... ile ... Ltd. Şti. vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen Geçici 3. madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine,
    Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.06.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi