Esas No: 2010/15
Karar No: 2010/204
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2010/15 Esas 2010/204 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2010/15 E. , 2010/204 K.- TÜRK TELEKOM ILE PERSONELI ARASINDA, ÖZELLEŞTIRME TARIHINDEN SONRAKI IŞLEMIN IPTALI ISTEMINDEN DOĞAN UYUŞMAZLIĞIN ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI HK.
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 10
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : E.D. Davalı : T.T.A.Ş. Genel Müdürlüğü Vekili : Av. A.Ç. O L A Y : Davacı, 20.4.2009 tarihli dava dilekçesinde; Giresun İl Telekom Müdürlüğünde 399 sayılı KHK hükümlerine göre kadrolu / sözleşmeli statüsünde teknisyen yardımcısı olarak görev yaptığını; K.T.Ü. Giresun M.Y.O.Elektrik Bölümünden 28/07/2004 tarihinde mezun olduğunu; Davalı Kuruma 11.08.2004 tarihinde yaptığı başvuruyla; Giresun Meslek Yüksek Okulu Elektrik Bölümünü bitirdiğini ve bu nedenle hakkında kurum içi unvan yükselmesi yapılarak tekniker olarak atanmasını talep etmiş olmasına rağmen, bu isteğinin 13.08.2004 tarihli işlemiyle reddedildiğini; bu işlemin iptaline yönelik Ordu İdare Mahkemesinin E:2004/701 sayılı dosyasında açtığı davanın, Mahkemenin 22.04.2005 tarihli ve K:2005/1251 sayılı ilamıyla reddedildiğini; ancak mezkur mahkeme ilamının bozulması için Temyiz yoluna başvurduğunu; başvurusunu inceleyen Danıştay Beşinci Dairesinin 18.09.2007 tarih ve 2007/4760 K.sayılı ilamında; “ ….. 4502 sayılı Yasanın Geçici 4. maddesinde yer verilen” bu kanunun yürürlüğe giriş tarihinde Türk Telekom’da 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışmakta olanlardan isteyenler iş mevzuatına tabi personel statüsüne geçirilir. İş mevzuatına tabi personel statüsüne geçmek istemeyenlerin mevcut statü, sosyal ve özlük haklarıyla istihdamlarına devam olunur” hükmü ile iş mevzuatına geçmek istemeyen 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye tabi kadrolu veya sözleşmeli personelin statüleri, sosyal ve özlük hakları korunmak suretiyle ve görevde yükselmelerine de olanak sağlayacak biçimde düzenlenmiştir. Buna göre davacının başvurusunun 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri ile ilgili mevzuat çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği halde belirtilen biçimde değerlendirme yapılmaksızın başvurusunun reddinde ve anılan işleme karşı açılan davanın reddi yolunda İdare Mahkemesince verilen kararda hukuka uyarlılık bulunmamaktadır.” denilmek suretiyle temyiz isteminin kabulüne ve Ordu İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verdiğini; Ordu İdare Mahkemesinin, Danıştay Beşinci Dairesinin söz konusu bozma kararına uymak suretiyle, 31/12/2007 tarih, E:2007/1489 ve K:2007/1799 sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verdiğini; kararın 15/02/2008 tarihinde davalı idareye tebliğ edilmesine rağmen davalı Kurumun İYUK."nun 28. maddesi gereğince, Mahkeme kararının uygulanmasına yönelik herhangi bir işlem yapmadığını; Mahkeme kararının idareye tebliğinden yaklaşık bir yıla yakın bir süre geçmesine rağmen kararın gereğini yapmayan davalı kuruma, 22/01/2009 tarihinde yaptığı idari başvuruyla; Mahkeme kararının uygulanarak teknikerlik kadrosuna atamasının yapılmasını, ücret kayıplarının da hesaplanarak tarafına ödenmesini talep ettiğini; ancak davalı İdarenin, 25 Şubat 2009 tarihinde tarafına vermiş olduğu cevabi yazıda " ... bu kapsamda açılan davalar için verilen kararlar çerçevesinde şirketimizce herhangi bir işlem yapılamamaktadır". demek suretiyle talebini reddettiğini; davalı idarenin, ünvan yükselmesiyle ilgili gerekli şartları taşımasına ve Ordu İdare Mahkemesinin ilamına rağmen atanma istemini reddetmesinin ve bu bağlamda yüksek mahkeme kararında da vurgulandığı üzere unvan yükselmesi olanağı yasayla güvence altına alınmışken, tebliğlere atıfta bulunarak teknikerlik kadrosuna yükselmesini engellemesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu; davalının kimi personelin ünvanını yükseltirken, bütün şartlarını taşımasına rağmen kendisini teknikerlik kadrosuna boş pozisyon olmadığı gerekçesiyle atamamasının, Anayasanın 10. maddesinde ifadesini bulan kanun önünde eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiğini; Uyuşmazlık Mahkemesinin 03.04.2006 tarih ve E:2005/94 K:2006/38 sayılı İlamında, Türk Telekom ile Kapsam Dışı Personeli arasında özelleştirme tarihinden önceki uyuşmazlıkların İdari Yargı Yerinde Çözümlenmesi gerektiğinin belirtildiğini, bu bağlamda davalı Türk Telekom ile aralarındaki uyuşmazlığın, özelleştirme tarihinden (14.11.2005) önce doğması nedeniyle, bu davada mahkemenin görevli olduğunu ifade ederek, sonuçta; Davalı T.T.A.Ş. Genel Müdürlüğü Giresun İl Telekom Müdürlüğünün teknikerlik kadrosuna atanma isteminin reddine ilişkin 25 Şubat 2009 tarih ve 1153 sayılı işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır. Davalı T.T.A.Ş. vekili birinci savunma dilekçesinde, Türk Telekom’un hisse devir işlemlerini tamamlayarak özelleştirildiğini, dolayısıyla kamu kurum ve kuruluşlarına uygulanan mevzuatın uygulanmasına son verildiğini, bu nedenle Şirketleri aleyhine açılan davaların görüm ve çözümünün adli yargının görevine girdiğini ileri sürerek, görev itirazında bulunmuştur. ORDU İDARE MAHKEMESİ; 17.07.2009 gün ve E: 2009/444 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde, a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaların idari dava türleri arasında sayılmış olduğu; görülmekte olan davanın, davacının 11.08.2004 tarihinde tekniker kadrosuna atanma yönündeki başvurusunun reddi üzerine açılan davada Mahkemelerince verilen 31.12.2007 tarih ve E:2007/1489, K: 2007/1799 sayılı kararın uygulanması istemiyle yapılan başvurunun reddine dair 25.02.2009 tarih ve 1153 sayılı işlemin iptali istemine ilişkin olduğu, her ne kadar davalı kurum 14.11.2005 tarihinde özelleştirilmiş olsa da, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 28. maddesinde idarelerin yargı kararlarını en geç 30 gün içinde uygulaması gerektiği yönündeki hüküm karşısında, söz konusu işlemin dayanağı olan ve Mahkemelerinin 31.12.2007 tarih ve E:2007/1489, K:2007/1799 sayılı kararı ile iptal edilen işlemin özelleştirmeden önce tesis edildiği de dikkate alındığında, bakılan davanın görüm ve çözümünün idari yargının görevine girdiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle; davalı idarenin görev itirazının reddine, Mahkemelerinin davanın görüm ve çözümünde görevli bulunduğuna karar vermiştir. Davalı İdarenin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki dilekçesi üzerine, dava dilekçesi ve eklerinin birer örneği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar "tekel" olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom"un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50"nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğunun tartışmasız bulunduğu; özelleştirme kapsamında bulunan T.T.A.Ş."deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55"i, Bakanlar Kurulu"nun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı "T.T.Anonim Şirketi (Türk Telekom)"nin % 55 oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Kararı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile O. Telekomünikasyon A.Ş."ne satıldığı; Anayasa"nın 128. maddesinde, "Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür" hükmünün yer aldığı; 406 sayılı Yasa"nın Ek 29. maddesinin 3.7.2005 tarih ve 5398 sayılı Kanunla değişik birinci fıkrasında, "Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde Türk Telekomda çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakli için Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları Türk Telekom tarafından karşılanır.... " hükmünün yer aldığı; her ne kadar Ordu İdare Mahkemesinin 31.12.2007 tarih ve 2007/1489 esas, 2007/1799 sayılı kararı ile iptal edilen işlemin tesis tarihi özelleştirme tarihinden önce ise de, uyuşmazlık konusu davanın bağımsız bir dava olduğu; konusunun, davalı mevkiindeki T.T.A.Ş."nin 25.02.2009 tarih ve 1153 sayılı işleminin iptaline ilişkin bulunduğu; bu duruma göre, davalı Türk Telekom hisselerinin devrinin fiilen gerçekleştiği tarihten sonra davacıyla, davalı Şirket arasındaki uyuşmazlığın, bir özel hukuk ilişkisi niteliğini taşıması nedeniyle davacının, Ordu İdare Mahkemesinin 31.12.2007 tarihli kararının uygulanması için davalı kuruma yapılan başvurunun reddine ilişkin Giresun İl Telekom Müdürlüğünün 25.02.2009 tarih ve 1153 sayılı işleminin, davalı şirketin yetkili organı tarafından tesis edilmiş bir işlem olduğu; öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sının" başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde: "a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5md) idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, / b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, / c)(Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar."ın İdari dava türleri olarak sayıldığı; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabileceği; dolayısıyla, dava konusu olan ve iptal edilmesi talep edilen işlemin tesis edildiği tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan T.T.A.Ş."nin davalı olması karşısında, ortada idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmenin olanaksız olduğu; belirtilen tüm bu hususlara göre, davacının isteminin özelleştirilen kuruluş tarafından reddedilmesi üzerine açılan davanın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle; 2247 sayılı Kanun"un 10. maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarmış olup, görev konusunun incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinden istemiştir. Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasanın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir. DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2.maddesinin 1/a fıkrasında, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı; 27.1.2000 tarih ve 4502 sayılı Yasanın Geçici 4. maddesinde yer verilen "Bu Kanunun yürürlüğe giriş tarihinde Türk Telekom"da 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışmakta olanlardan isteyenler iş mevzuatına tabi personel statüsüne geçirilir. İş mevzuatına tabi personel statüsüne geçmek istemeyenlerin mevcut statü, sosyal ve özlük haklarıyla istihdamlarına devam olunur" hükmü ile iş mevzuatına geçmek istemeyen 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname"ye tabi kadrolu veya sözleşmeli personelin statüleri, sosyal ve özlük hakları korunmak suretiyle ve görevde yükselmelerine de olanak sağlayacak biçimde düzenlenme yapılmış olduğu; dosyanın incelenmesinden, Giresun İl Telekom Müdürlüğünde 399 sayılı KHK"ye tabi teknisyen yardımcısı olarak görev yapan davacının tekniker kadrosuna atanması isteminin reddine ilişkin 11.8.2004 tarihli işlemin iptali istemiyle açtığı davanın Ordu İdare Mahkemesinin 22.4.2005 günlü, E:2005/701, K:2005/1251 sayılı kararı ile reddedildiği, bu kararın temyiz incelemesi sırasında, T.T.A.Ş."deki tamamı hazineye ait bulunan hisselerden %55"inin Bakanlar Kurulu"nun 25.7.2005 günlü, 2005/9146 sayılı kararı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile O. Telekomünikasyon A.Ş."ne satıldığı, anılan Mahkeme kararının Danıştay Beşinci Dairesinin 18.9.2007 günlü, E:2005/4533, K:2007/4760 sayılı kararıyla bozulduğu, Ordu İdare Mahkemesinin, 31.12.2007 günlü, E:2007/1489, K:2009/1799 sayılı kararıyla bozma kararına uyularak, dava konusu işlemin iptal edildiği, 15.2.2008 tarihinde davalıya tebliğ edilen bu kararın 2577 sayılı Yasanın 28. maddesi uyarınca gereğinin yerine getirilmediği, söz konusu kararının Danıştay Beşinci Dairesinin 19.12.2008 günlü, E:2008/1736, K:2008/6354 sayılı kararıyla onandığı, davacının, mahkeme kararına uyularak atamasının yapılması ve ücret kayıplarının ödenmesi istemiyle 22.1.2009 tarihinde yaptığı başvurunun 25.2.2009 tarihli işlemle reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı; özelleştirme kapsamında bulunan T.T.A.Ş."deki tamamı hazineye ait bulunan hisselerden % 55"inin Bakanlar Kurulu"nun 25.7.2005 günlü, 2005/9146 sayılı kararı uyarınca 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile O. Telekomünikasyon A.Ş."ye satılması sonucunda Türk Telekom A.Ş."nin bu tarih itibariyle kamu kuruluşu niteliği sona ermiş ise de, 4502 sayılı Yasanın Geçici 4. maddesinin, iş mevzuatına geçmek istemeyenlerin mevcut statü, sosyal ve özlük haklarıyla istihdamlarına devam olunacağı hükmü gereğince, davacının kamu personeli statüsünün devam ettiği ve bir kamu yasası olan 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olduğu hususları dikkate alındığında, davacı hakkında tesis edilen işlemin idari nitelik taşıdığında kuşku bulunmadığı; bu durumda, davacının 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi personel olarak kamu görevlisi statüsünün devam etmesi, 4502 sayılı Yasanın Geçici 4. maddesi uyarınca görevde yükselmesinin mümkün olması, tekniker kadrosuna atanmamasına ilişkin uyuşmazlığın Hisse Satış Sözleşmesinin 14.11.2005 tarihinden önce doğması ve hakkındaki iptal kararının 2577 sayılı Yasanın 28. maddesi uyarınca uygulanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin ve bu işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın bağımsız bir uyuşmazlık olmayıp, önceki uyuşmazlığın devamı niteliğinde bulunması karşısında, bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın görülmesi ve çözümlenmesi görevinin idari yargıya ait olduğu gerekçesiyle; 2247 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulüne hukuki olanak bulunmadığı yolunda yazılı düşünce vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Ramazan TUNÇ, Sıddık YILDIZ, Ayper GÖKTUNA, Muhittin KARATOPRAK ve Sedat ÇELENLİOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 01.11.2010 günlü toplantısında: l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idarenin anılan Yasa’nın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ’ın davada adli yargının, Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, Giresun İl Telekom Müdürlüğünde 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi teknisyen yardımcısı olarak görev yapan davacının, tekniker kadrosuna atanması isteminin reddine ilişkin işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararının uygulanması suretiyle teknikerlik kadrosuna atanması ve ücret kayıplarının ödenmesi istemiyle yaptığı 22.01.2009 tarihli başvurunun reddine ilişkin, 25.02.2009 tarih ve TTŞ.4.28.00.13/150082/1153 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır. 1953 tarih ve 6145 sayılı Yasa ile, Türkiye Cumhuriyeti Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi kurulmuş; 1924 tarih ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun 10.6.1994 tarih ve 4000 sayılı Yasa’yla değiştirilen 1. maddesi ile, posta ve telgraf tesis ve işletmesine ilişkin hizmetler, Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü’nce (P.İ), telekomünikasyon hizmetleri ise “T.T.Anonim Şirketi (Şirket)” tarafından yürütülecek şekilde yeniden yapılandırılmıştır. 27.1.2000 tarih ve 4502 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile, 406 sayılı Yasa’nın 1. maddesine eklenen dokuzuncu fıkrada, “Türk Telekom, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Kamu İktisadi Teşebbüslerinin kuruluş, teşkilât ve faaliyetleri ile ilgili mevzuat Türk Telekom’a uygulanmaz. Sadece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır” denilmiş; anılan fıkra hükmü 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile değiştirilmiş ve “Türk Telekom, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, kamu iktisadi teşebbüsleri de dahil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat Türk Telekom’a uygulanmaz. Sermayesinin yarısından fazlası kamuda kaldığı sürece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır. 16.7.1965 tarihli ve 697 sayılı Kanun ile milli güvenlik ve kamu düzeniyle sıkıyönetim ve seferberlik hallerinde telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin özel kanunların hükümleri saklıdır”; Ek 29. maddesinin 3.7.2005 gün ve 5398 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile değişik birinci fıkrasında, “Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen aslî ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır…” denilmiştir. Öte yandan; 406 sayılı Yasa’nın 4502 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesinin (c) bendinin birinci alt bendinin birinci cümlesinde, “Türk Telekom; telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini, 31.12.2003 tarihine kadar bu Kanun ve görev sözleşmesi çerçevesinde tekel olarak yürütür” denildikten sonra, anılan (c) bendinin birinci alt bendine 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa ile eklenen üçüncü cümlede, “Ancak, Türk Telekom’daki kamu payı %50’nin altına düştüğünde, Türk Telekom’un tüm tekel hakları 31.12.2003 tarihinden önce de olsa ortadan kalkmış olur” denilmiş; 4502 sayılı Yasa’nın Geçici 3. maddesi ile de T.T.A.Ş., 233 sayılı KHK’nin ekindeki “B-Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK)” bölümünde yer alan kuruluşlar listesinden çıkarılmıştır. Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom’un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır. Özelleştirme kapsamında bulunan T.T.A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, Bakanlar Kurulu’nun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı “T.T.Anonim Şirketi (Türk Telekom)’nin % 55 Oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar”ı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile (6.550.000.000 USD. bedelle) O. Telekomünikasyon A.Ş.’ne satılmıştır. Bu sürece paralel olarak Türk Telekom personelinin durumu incelendiğinde: Türk Telekom A.Ş., 4502 sayılı Yasa’nın 29.1.2000 tarih ve 23948 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, 29.1.2000 tarihi itibariyle 233 sayılı KHK kapsamı dışında kalmış ve anılan KHK eki cetvellerden çıkarılmış olması nedeniyle, Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 22.1.1996 gün ve E:1995/1, K:1996/1 sayılı ve özelleştirme kapsamında bulunan kamu iktisadi teşebbüslerinde sözleşmeli veya kapsam dışı statüde çalışan personelin kurumları ile olan ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğu yolundaki İlke Kararı kapsamı dışında değerlendirilmesi gerekmektedir. Anılan 4502 sayılı Yasa’nın 13. maddesi ile 406 sayılı Yasa’ya eklenen Ek 22. maddenin (a) bendinde, “a) Personelin statüsü: Telekomünikasyon hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler telekomünikasyon alanında sekiz yıl tecrübeye sahip ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş bir genel müdür ile kadro, unvan, derece ve sayıları Yönetim Kurulunun önerisi ve Bakanlığın teklifi üzerine bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yüzseksen gün içerisinde Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen kadrolarda istihdam edilen personel eliyle yürütülür. Bu personel hakkında bu Kanunda öngörülen hükümler saklı kalmak üzere 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanır. Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur” hükmüne yer verilmiş; bu bent hükmü, 4673 ve 5189 sayılı Yasalarla yapılan değişiklikler sonucunda; “a) Personelin statüsü:(Ek ibare: 12.5.2001-4673/6. md.) Türk Telekomdaki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar, Türk Telekom Yönetim Kurulu üyeliklerine atanacaklarda Devlet memurluğuna atanabilme genel şartlarına sahip olma ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görme şartları aranır.(Mülga ikinci ve üçüncü cümle: 16.6.2004-5189/12 md.) Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur” hükmünü almış; aynı maddenin (b) bendinin ikinci paragrafında da iş mevzuatına tabi olan Türk Telekom çalışanlarının aylık ücretlerinin kendilerini atamaya yetkili olan Yönetim Kurulu tarafından tespit olunacağı kurala bağlanmıştır. 406 sayılı Yasa’nın anılan Ek 22. maddesi uyarınca, Türk Telekom A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne ait asli ve sürekli kadrolar belirlenerek 4.4.2000 tarih ve 24010(Mükerrer) sayılı R.G. de yayımlanan 31.3.2000 tarih ve 2000/331 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yer alan listede: merkez teşkilatı için 100 ve taşra teşkilatı için 100 (6 Bölge Müdürü, 12 Bölge Müdür Yardımcısı ve 82 İl Telekom Müdürü) kadro ihdas edilmiş; öte yandan, aynı Yasa maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanan “T.T.A.Ş. Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği” adı altındaki düzenleme, Yönetim Kurulunun 31.8.2000 tarih ve 407 sayılı kararıyla kabul edilmek suretiyle yürürlüğe konulmuştur. Kanunla, Kurumda görev yapan personelden asli ve sürekli görev yapacak olanları kadro unvanı itibariyle belirlemek konusunda Bakanlar Kurulu"na yetki verildiği açıktır. Bu yetki 4502 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 29.1.2000 tarihi ile 5189 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 2.7.2004 tarihleri arasında geçerli olmuştur. Anayasa’nın 128. maddesinde, “Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür” denilmiştir. 406 sayılı Yasa’nın Ek 29. maddesinin 3.7.2005 tarih ve 5398 sayılı Kanun’la değişik birinci fıkrasında, “Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde Türk Telekomda çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakli için Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları Türk Telekom tarafından karşılanır…” denilerek, yasakoyucu tarafından Türk Telekom’da 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ile kapsam dışı personel, kamu personeli sayılmıştır. Olayda, Giresun İl Telekom Müdürlüğünde 399 sayılı KHK"ye tabi teknisyen yardımcısı olarak görev yapan davacının, tekniker kadrosuna atanması isteminin reddine ilişkin 11.8.2004 tarihli işlemin iptali istemiyle açtığı davanın Ordu İdare Mahkemesinin 22.4.2005 günlü, E:2004/701, K:2005/1251 sayılı kararı ile reddedildiği, bu kararın temyiz incelemesi sırasında, T.T.A.Ş."deki tamamı hazineye ait bulunan hisselerden %55"inin Bakanlar Kurulu"nun 25.7.2005 günlü, 2005/9146 sayılı kararı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile O. Telekomünikasyon A.Ş."ne satıldığı, anılan Mahkeme kararının Danıştay Beşinci Dairesinin 18.9.2007 günlü, E:2005/4533, K:2007/4760 sayılı kararıyla bozulduğu, Ordu İdare Mahkemesinin, 31.12.2007 günlü, E:2007/1489, K:2007/1799 sayılı kararıyla bozma kararına uyularak, dava konusu işlemin iptal edildiği, bu kararın 15.2.2008 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, söz konusu kararın Danıştay Beşinci Dairesinin 19.12.2008 günlü, E:2008/1736, K:2008/6354 sayılı kararıyla onandığı, davacının, mahkeme kararına uyularak atamasının yapılması ve ücret kayıplarının ödenmesi istemiyle 22.1.2009 tarihinde yaptığı başvurunun 25.02.2009 tarih ve TTŞ.4.28.00.13/150082/1153 sayılı işlemle reddedilmesi üzerine, bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde: “a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) (Değişik : 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” denilerek kuralda idari dava türleri belirtilmiş olup; idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabileceği kuşkusuzdur. İncelenen uyuşmazlıkta, davalının 14.11.2005 tarihinde özelleştirilerek, özel hukuk tüzel kişisi statüsüne dönüşmesi ve iptali istenilen işlemin tarihi gözetildiğinde, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksızdır. Buna göre, davacının 399 sayılı KHK hükümlerine göre kadrolu/sözleşmeli personel statüsünde teknisyen yardımcısı olarak çalışırken, davalı Kuruluşun 25.02.2009 tarih ve TTŞ.4.28.00.13/150082/1153 sayılı işleminin iptali istemiyle açtığı davanın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Belirtilen nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesinin görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir. S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ordu İdare Mahkemesi’nin 17.07.2009 gün ve E: 2009/444 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 01.11.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.