Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1589
Karar No: 2022/3667
Karar Tarihi: 09.05.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1589 Esas 2022/3667 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı şirket ile davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil oldukları genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında, mahkeme dosya kapsamına ve bilirkişi raporuna göre davacının davalılardan bakiye alacağı bulunduğunu tespit etmiştir. İcra takibi sırasında yapılması gereken sürelerin kaçırılması nedeniyle dava, davalıların itirazının kısmen iptali ile takibin devamına karar verilerek sonuçlanmıştır. Son bozma kararı sonrasında ise vekalet ücreti konusunda usulü müktesep hak ihlali yapılmış olsa da yeniden yargılama gerektirmediği sonucuna varılmış ve kararın düzeltilerek onanması kararlaştırılmıştır. Kanun maddeleri olarak, İİK 194. madde ve 6100 sayılı HMK'nın 114/1-h maddesi kararda yer almaktadır.
11. Hukuk Dairesi         2021/1589 E.  ,  2022/3667 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 21.10.2020 tarih ve 2020/65 E. - 2020/466 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü;
    Davacı vekili, davacı banka ile davalı şirket arasında genel kredi sözleşmesi akdedilerek davalı şirkete kredi kullandırıldığını, diğer davalıların sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalıların itirazının iptaline, icra inkar taziminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili ve davalı Pak Form Otomotik Pak. Amb. Mak. San. ve Tic. Ltd. Şti. davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda, dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı ile davalı şirket arasında 17/09/2008 tarihli 500.000.-TL genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalılar ... ve ...’in 17/09/2008 tarihli sözleşmeyi 500.000.-TL'lik limit dahilinde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, bu sıfatla borcun tamamından sorumlu oldukları, takip tarihi itibariyle davacının davalı şirketten toplam 148.439,49 TL alacaklı olduğu ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan 01/10/2010 tarihli takip sonucunda ipotekli gayrimenkulün 25/07/2011 tarihinde satılarak, 122.660.-TL tutarındaki satış bedelinin 20/09/2011 tarihinde yatırıldığı, eldeki itirazın iptali davasına konu takipten önce 01/10/2010 tarihli ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip neticesinde; eldeki davaya konu takip tarihinden sonra ancak dava tarihinden önce yapılan bu tahsilat dikkate alındığında davacının davalılardan 25.779,49 TL bakiye alacağının bulunduğu, icra takip dosyasında ödeme emrinin borçlu ...'a 29/11/2010 tarihinde tebliğ edildiği, ...'un 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 07/12/2010 tarihinde itiraz dilekçesi sunduğu, süresinde itiraz yapılmadığından, icra takibi davalı ... yönünden kesinleştiği için ... yönünden eldeki davanın görülmesinde hukuki yarar bulunmadığı, davalı şirketin dava tarihinden iflas etmesi sebebiyle İİK 194.madde gereği davanın, davalı şirket yönünden kayıt kabul davasına dönüştüğü, davacı vekilinin 15/05/2013 tarihli celsede alacaklarının iflas müdürlüğü tarafından kabul edildiğini beyan ettiği, böylece davalı şirket yönünden davanın konusuz kaldığı, davalı ... yönünden 23/09/2016 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın davalı ... tarafından temyiz edilmediği, temyiz edenler yönünden verilen bozma ilamına uyulmasına karar verildiği gerekçesiyle, davalı Pak Form Otomatik Pak. Amb. Mak. San. ve Tic. Ltd. Şti yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kısmen kabulü ile, davalı ...'in İstanbul 2. İcra Dairesinin 2010/29809 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının kısmen iptali ile takibin 25.779,49 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa %39 temerrüt faizi ve faizin %5'i oranında GV uygulanmasına, fazlaya dair talebin reddine, alacağın %20'si oranında 5.155,89 TL icra inkar tazminatının davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemenin 08.12.2014 tarihli ilk kararında davanın kısmen kabulüne karar verilip kısmen reddolunan kısım yönünden davalılar lehine hiç vekalet ücretine hükmolunmayıp, davalılar tarafından da temyiz yoluna başvurulmadığından davacı yönünden aleyhine vekalet ücreti hükmolunmaması hususunda davacı yönünden usulü müktesep hak oluşmuştur. Mahkemece, son bozma kararı sonrasında da davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olup bu defa usulü müktesep hak ihlal edilecek şekilde davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamakla birlikte bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın hüküm kısmındaki “8-Kendini vekille temsil ettiren davalı ... lehine reddedilen kısım yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 15.286,32 TL nispi vekalet ücretinin, 8- Kendini vekille temsil ettiren davalı ... lehine 6100 sayılı HMK'nın 114/1-h maddesi dikkate alınarak, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'a verilmesine,” maddelerinin hükümden çıkarılarak kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın hüküm fıkrasındaki, “8-Kendini vekille temsil ettiren davalı ... lehine reddedilen kısım yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 15.286,32 TL nispi vekalet ücretinin, 8- Kendini vekille temsil ettiren davalı ... lehine 6100 sayılı HMK'nın 114/1-h maddesi dikkate alınarak, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'a verilmesine” maddelerinin hükümden çıkarılarak, kararının bu şekilde düzeltilerek ONANMASINA, dava dosyasının yerel mahkemesine gönderilmesine, 09/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi