21. Hukuk Dairesi 2015/17334 E. , 2015/21275 K.
"İçtihat Metni" Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ordu İş Mahkemesi
TARİHİ : 09/07/2015
NUMARASI : 2012/446-2015/415
Davacı, 02/12/2003 tarihinden itibaren 506 sayılı yasaya tabi zorunlu ve isteğe bağlı sigortalılık ile çakışması nedeniyle Esnaf bağ-kur sigortalısı olmadığının ve 506 sayılı yasaya tabi isteğe bağlı sigortalılığının da 31/05/2006 tarihinde sona erdiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının isteğe bağlı sigortalılık süreleri ile çakışan 02.12.2003-06.07.2009 tarihleri arasındaki Bağ-Kur sigortalılığının iptaline, 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının 31.05.2006 tarihi itibariyle tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 506 sayılı Yasa kapsamındaki zorunlu sigortalılığının 01.12.2003 tarihinde sona erdiği, 01.08.2002-29.08.2002; 01.06.2003-30.04.2004 ve 01.06.2004-31.05.2006 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalılığının bulunduğu, 26.03.1997-01.03.2002; 07.03.2003-07.07.2009 ve 30.09.2009 tarihinden itibaren devam eden vergi mükellefiyetinin olduğu, 29.11.1995 tarihinde başlayan esnaf ve sanatkarlar sicil kaydı ile 11.10.1995-05.08.2002 ve 09.09.2002 tarihinden itibaren devam eden esnaf odası üyeliğinin bulunduğu, davacının 11.03.1998 tarihli giriş bildirgesi ile vergi mükellefiyetinin başladığı 26.03.1997 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak tescil edildiği, davacının 05.02.2007 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, davacının 26.03.1997-28.08.2002; 02.12.2003-05.02.2007 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı kabul edilmesi sebebi ile prim borcunun bulunduğunun davacıya bildirildiği anlaşılmaktadır.
Gerçekten davacının tespitini istediği dönemde çakışan ve 02.12.2003 tarihinden itibaren vergi mükellefiyeti nedeniyle (506 sayılı Yasa kapsamındaki zorunlu sigortalılığının bitiş tarihinden itibaren başlatılan) Bağ-Kur zorunlu sigortalılığı bulunmaktadır. Bu durumda yapılacak iş, "çakışan sigortalılık durumunda" hangi kurumdaki çalışmanın esas alınacağını saptamaktır.
.../...
Sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmemiş olup "çakışan sigortalılık" olarak adlandırılan, bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olması hali, zorunlu sigortalılıkların çakışması halinde yasalarda yer alan düzenlemelerde önceden başlayan sigortalılığa geçerlilik tanınarak, isteğe bağlı sigortalılıkta ise 506 sayılı Yasa’nın 85. maddesi uyarınca malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına isteğe bağlı olarak devam edebilmek için herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna zorunlu ya da isteğe bağlı sigortalı olmamak koşulu arandığından isteğe bağlı sigortalılık ile zorunlu sigortalılığın çakıştığı bu gibi uyuşmazlıklarda, anılan maddede yer alan "sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak çalışmaya başlayanların, çalışmaya başladıkları günden itibaren" isteğe bağlı sigortalılığın sona ereceği hükmü dikkate alınarak zorunlu sigortalılığa değer verilmek suretiyle "çakışan sigortalılığın" çözüme kavuşturulması gerektiği Dairemizin ve Yargıtay"ın yerleşik içtihatları gereğidir.
Somut olayda, mahkemece davacının Bağ-Kur zorunlu sigortalılığı karşısında 506 sayılı Yasa kapsamındaki isteğe bağlı sigortalılığına üstünlük tanınamayacağının kabulü yerinde ise de 5510 sayılı Yasa"nın geçici 63.maddesinin göz önünde bulundurulmamış olması hatalıdır.
4.4.2015 tarihli 6645 sayılı Kanunun 56. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’ya eklenen ve 23.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 63. maddede kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, bu maddenin yayımlandığı ayın sonu itibarıyla 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ödememeleri veya ilgili kanunları uyarınca yapılandırmamaları hâlinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek bunlara Kurum alacakları arasında yer verilmez. Sigortalılıkları durdurulanlardan bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaya devam edenlerin sigortalılıkları bu maddenin yayım tarihini takip eden ay başı itibarıyla yeniden başlatılır"şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Yapılacak iş, davacının 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılığa ilişkin olarak yaptığı prim ödemelerinin karşıladığı sigortalılık süresini belirlemek, bunun için geçici 63.madde uyarınca 30.4.2015 tarihi itibarı ile 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunup bulunmadığını davalı Kurumdan sormak, geçici 63.maddenin uygulanma koşulları var ise davacının sigortalılığının ödediği primlerin karşıladığı süre sonunda durduğunu kabul etmek ve bu sigortalılık sürelerine göre davacının talebini yeniden değerlendirmek, uyuşmazlık konusu süreler için 5510 sayılı Yasa"nın geçici 63. maddesinin uygulama koşulları yok ise şimdiki gibi karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
30/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.