Esas No: 2021/12803
Karar No: 2022/18704
Karar Tarihi: 09.11.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/12803 Esas 2022/18704 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme Kararında, sanığın kamu kurum ve kuruluşlarına zarar vermek amacıyla dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından yargılandığı belirtiliyor. Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyizinin kabul edildiği ve sanık hakkındaki suçlamaların zamanaşımı nedeniyle düştüğü ifade ediliyor. Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin katılan vekili ve sanık müdafisinin temyizlerinin incelendiği ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edildiği belirtiliyor. Ayrıca, sanığın üzerine atılı suçtan zarar görenin Maliye Bakanlığı olması sebebiyle vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılan Maliye Bakanlığına ödenmesi gerektiği ancak bu kararın yanlış verildiği, vekalet ücretinin hangi katılana verildiği anlaşılamayacak şekilde katılan kuruma ödenmesi kararı verildiği ifade ediliyor. Son olarak, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin vurgulandığı belirtiliyor. 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e, 43/1 ve 53. maddeleri detaylı bir şekilde açıklanmıyor.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
...
...
A)Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
Sanığa yüklenen "resmi belgede sahtecilik" suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen olağan dava zamanaşımının, kesen son sebep olan sanığın sorgusunun yapıldığı 22.12.2009 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağan dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
B)Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin katılan vekili ve sanık müdafisinin temyizlerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, katılan vekili ve sanık müdafisinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
Sanığın 5237 sayılı TCK'nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin etmiş olması karşısında, sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,
Kabule göre de;
1)Sanığın üzerine atılı suçtan zarar görenin Maliye Bakanlığı olması sebebiyle vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılan Maliye Bakanlığına ödenmesine karar verilmesi gerekirken, vekalet ücretinin hangi katılana verildiği anlaşılmayacak şekilde katılan kuruma ödenmesi karar verilmesi,
2) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 09.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.