Esas No: 2022/1889
Karar No: 2022/3668
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/1889 Esas 2022/3668 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, 2000 yılından bu yana devam eden bir dava ile ilgili olarak sicillerden terkin edilen şirketin ihyasını talep etti. Mahkeme, dava dosyasının sonucuna göre şirketin borcu ortaya çıkabileceğini ve tasfiyenin tamamlanmadığı gerekçesiyle şirketin terkin edilemeyeceğine karar verdi. Bölge Adliye Mahkemesi ise davacının dava dosyası nedeniyle haklı bir hukuki yararı olduğunu ve ek tasfiye koşullarının oluştuğunu belirtti ve davayı kabul etti. Temyiz edilen karar, hiçbir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle onaylandı. Kararda, HMK'nın 326. maddesi uyarınca tasfiye memurunun yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğuna karar verildi. Kanunlar ise; 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi, 6102 sayılı Kanun’un 547/2 maddesi, HMK'nın 353/b-1 ve 370/1 maddeleri, HMK'nın 372. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 43. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.03.2021 tarih ve 2021/43 E- 2021/263 K. sayılı kararın davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi'nce verilen 30.12.2021 tarih ve 2021/1305 E- 2021/1683 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı tasfiye memuru vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 26.09.2000 tarihinde işlenen cinayet ve yaralama nedeniyle; Öger Uluslararası Nakliyat Ltd. Şti., Yıldırım Öncü ve Erol Kaplan aleyhine Üsküdar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2000/1067 esasına kayden 02/11/2000 tarihinde açılan maddi ve manevi tazminat davasında 04.10.2007 tarihinde davalılar Öger Uluslararası Nakliyat Ltd. Şti ve ... yönünden davanın reddine dair verilen kararın Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 20.10.2011 tarihli kararı ile şirketin de müteselsilen sorumlu olması gerektiği gerekçesiyle bozulduğunu, yargılama devam ederken, davalının tasfiye memurunca bahsedilen davanın akıbeti beklenilmeden ve herhangi bir bedel depo edilmeden, 06.04.2009 tarihli ortaklar kurulu kararına dayanılarak şirketin tasfiyesine karar verildiğini, bozma ilamına uyulduğu halde Anadolu 10. Asliye Hukuk Mahkemesince şirket hakkında esasa yönelik karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, kararın temyizi üzerine, davacıya ihya davası açması için uygun süre verildikten sonra hüküm kurulması gerektiğinden bozulduğunu, İstanbul Anadolu 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli ara kararıyla ihya davası açılması için taraflarına süre verildiğini belirterek sicilden terkin edilen Öger Uluslararası Nakliyat Ltd. Şti'nin İstanbul Anadolu 10. Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/275 Esas sayılı dosyası ve buna bağlı işlemler nedeniyle ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Tasfiye Halinde Öger Uluslararası Nakliyat Ltd.Şti. tasfiye memuru ... vekili, davalı ... Taşımacılık Uluslararası Nakliyat Ltd. Şti.'nin usule ve yasaya uygun tasfiye edildiğini, tasfiye edilme nedeninin 2009 yılındaki ekonomik kriz sonucunda aynı faaliyet alanında hizmet veren şirketlerin çoğalması sonucu artan rekabet ortamı ve şirketin ekonomik durumunun kötüleşmesinden kaynaklandığını, şirketin tasfiye halinde dahi iyiniyetli hareket ederek alacaklılara çağrıda bulunduğunu ve en son çağrı üzerinden bir yıl geçtikten sonra tasfiye kararı alındığını, şirket bünyesinde herhangi bir mal varlığının bulunmadığının davacılar tarafından bilindiğini, davacıların ihya davası açmakta hukuki yararının olmadığını, müvekkilinin kanunen yapmakla yükümlü olduğu işlemleri usule ve yasaya uygun yerine getirdiğini, 01.06.2011 tarihinde tasfiye bilançosunun kabulü ile %90 oy birliği ile ibra edildiğini savunarak davanın usul yönünden reddine, aksi takdirde müvekkilinin kusurlu bir işleminin bulunmaması sebebiyle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince, tüm dosya kapsamı ve toplanan delillere göre, davalı şirketin 10.06.2011 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiği, davalı tasfiye memurunun ihyası istenilen şirketin yetkilisi, ortağı ve aynı zamanda tasfiye memuru olduğu, şirket hakkında 2000 yılından beri devam eden dava olduğunun bilinmesine rağmen tasfiye memuru tarafından tasfiyenin tamamlandığından bahisle şirketin ticaret sicilinden terkin ettirildiği, derdest olan davanın sonucuna göre şirket borcu ortaya çıkabileceği, tasfiyenin şirketin tüm borç ve alacakları tasfiye olunmaksızın tamamlanamayacağı, ticaret sicilinden terkin olunamayacağı gerekçesiyle 6102 sayılı Kanun’un 547/2 maddesi uyarınca davanın kabulüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 269466-0 sicil numarasına kayıtlı bulunup 10.06.20211 tarihinde 6102 Sayılı TTK'nın 547. maddesi gereğince sicilden terkin edilen Tasfiye Halinde Öger Uluslararası Nakliyat Limited Şirketi'nin İstanbul 10. Asliye Hukuk mahkemesinin 2019/275 Esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere, terkin edilen şirket hakkında derdest olan davanın sonuçlanması ve infazı bakımından sicilden terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle ihyasına, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yeniden tesciline, Tasfiye Memuru olarak en son tasfiye memuru olan ...’in atanmasına, ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru tarafından yürütülmesine, ek tasfiye işlemleri bitinceye kadar tasfiye memurunun görevine devam etmesine, kararın ticaret sicil gazetesinde ilan edilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı tasfiye memuru tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İstanbul Anadolu 10 Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/275 esasına kayden devam eden davanın derdest olduğu, davanın davalı şirket aleyhine sonuçlanması halinde tasfiyenin usulüne uygun eksiksiz tamamlandığından bahsedilemeyeceği, davacıların anılan dava dosyası nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararının bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşullarının oluştuğu, mahkemece davanın kabulü ile derdest dava dosyasındaki işlemlere hasren şirketin ihyası ile ticaret sicil müdürlüğüne tesciline, tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle açılan eldeki davada tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun HMK’nın 326. maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğuna karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı tasfiye memuru vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı tasfiye memuru vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı tasfiye memurundan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 09/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.