
Esas No: 2014/9971
Karar No: 2015/5807
Karar Tarihi: 15.06.2015
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/9971 Esas 2015/5807 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Milas Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 15/10/2014
NUMARASI : 2013/5-2014/234
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, İkiztaş mahallesi... ada 31, 33, 34 ve 39 parsel sayılı, sırasıyla 21183 m2, 3959 m2, 3226 m2 ve 529 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği nedeniyle davalı adına tespit edilmiş, davacı Hazine, taşınmazların taşlık, kayalık konumda ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla, davalı adına yapılan tespitin iptali ile Maliye Hazinesi adına tapuya tescilini talep etmiş, mahkemece, 155 ada 33, 34 ve 39 parsel ile 155 ada 31 parselin (B) ve (C) harfleri ile gösterilen 2854 m2 ve 8409 m2 kısımlarının imar ve ihyası tamamlanmış zeytinlik, sebze ve meyve bahçesi niteliğinde davalı adına; (A) harfi ile gösterilen 9919 m2 kısmının ise taşlık, kayalık niteliğiyle tespit dışı bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18/10/2011 gün ve 2011/7930-11721 sayılı bozma kararında özetle; "Taşınmazların ana kayalar ile kaplı, % 15-25 arasında eğimde oldukları, bu haliyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine göre imar ve ihyaya dayalı zilyetlikle kazanmaya elverişli yerlerden olmadıkları, seri bazda yapılan tahdidin dışında ise de; 1959 yılı memleket haritasında ve 1977 yılı resmî belgelere göre dahi orman sayılan yerlerden olduklarının uzman orman bilirkişi raporu ve toplanan diğer deliller ile tespit edildiği, hal böyle olunca, tüm taşınmazlar yönünden davanın kabulüne ve taşınmazların orman niteliğiyle tapuya tesciline karar verilmesi gerektiği" açıklanmış, mahkemece direnme kararı verilmesi üzerine;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/11/2012 gün ve 2012/20-440 Esas, 2012/826 Karar sayılı ilâmıyla karar bozulmuştur. Bozma kararında özetle; "Her ne kadar özel daire bozma kararında çekişmeli taşınmazların orman vasfı ile Hazine adına tescilinin gerektiği belirtilmişse de; mahkemece yapılan araştırma ve alınan 25.03.2010 havale tarihli orman bilirkişi raporu ile getirtilen resmî belge ve kayıtlardan, çekişmeli taşınmazların orman tahdit sınırları dışında, orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlendiği, 33, 34, 39 parsellerle, 31 parselin (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerinde imar ve ihya olgusunun tespit tarihinden geriye doğru 20 yıl önce tamamlandığı, taşınmazların zeytinlik, sebze ve meyve bahçesi niteliğinde kadim tarım arazileri olduğunun benimsendiği, ancak yapılan araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olmadığı, bilirkişiler tarafından çekildiği anlaşılan fotoğraflardan, taşınmazlarda yapılan imar ve ihya olgusu ile zilyetlikle edinmeye elverişli taşınmazlardan olup olmadığının tam olarak anlaşılamadığı, mahkemece öncelikle memleket haritalarının, topoğrafik haritanın ve hava fotoğraflarının temin edilmesi, uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak, her bir taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyet yapılıp yapılmadığının, yapılmış ise tarımsal faaliyete ne zaman başlandığının belirlenmesi için, yakın ve panaromik fotoğraflarla tespit tarihinden geriye doğru 20 yıl önceki görüntüsünün tespiti, zilyetlik ile imar ve ihya faaliyetlerinin başladığı ifade edilen tarihin öncesine ve sonrasına ait 1/20000 veya 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelettirilmesi, memleket haritası ve topoğrafik haritayla çakıştırılarak, imar ve ihya edilip edilmediği, imar ve ihya edilmişse ne şekilde edildiği, imar ve ihyanın hangi tarihte başlayıp tamamlandığının, tarımsal amaçlı kullanıma uygun olup olmadığının, ne zaman kullanılmaya başlanıldığının, eğiminin, üzerindeki ağaçların cinsinin, dağılımının, sayısının, varsa aşı yaşının, ağaçlar dikilmişse dikme yaşının tespit edilmesi, taşlık kayalık kısımları ile zilyetlikle edinmeye elverişli kısımlarının miktarları ile belirlenmesi, taşınmazların imar ve ihya edilerek zilyetlikle edinmeye elverişli hale getirildiklerinin ve kazanma şartlarının oluştuğunun saptanması halinde, davalı şahıs lehine tespit gibi tescil kararı verilmesi; davalı lehine zilyetlik koşulları oluşmadığının ve taşınmazların zilyetlikle edinilebilecek, ekonomik yarar sağlayacak yerlerden olduğunun saptanması halinde, Hazine adına tescil edilmesi; hakim vasfı taşlık, kayalık olan ve zilyetlikle edinmeye elverişli olmayan yerlerin ise, taşlık kayalık vasfı ile tespit dışı bırakılmasına karar verilmesi gerektiği"ne değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabul kısmen reddine, 155 ada 33, 34 ve 39 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi davalı R.. C.. adına; 155 ada 31 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile 20/05/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 9919,35 m2 kısmının kayalık vasfıyla tespit harici bırakılmasına, (B) harfi ile gösterilen 2854,54 m2 ve (C) harfi ile gösterilen 8409,16 m2 bölümlerinin davalı R.. C.. adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından reddedilen bölümlere yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Yörede 1966 yılında kesinleşen Çomakdağ serisine ait orman kadastro çalışması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davalı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlendiğine ve çevre taşınmazların gerçek kişiler adına tespit edilip kesinleştiği, komşu 155 ada 32 ve 38 sayılı parsellerin Mehmet Cengiz adına tescili yolunda verilen kararların, Dairenin 2012/13840 sayılı dosyasında onandığı gözönünde bulundurularak yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen Hazinenin temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 15/06/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.