13. Hukuk Dairesi 2017/699 E. , 2019/5377 K.
"İçtihat Metni"......
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, murisinden intikal edecek ......parsel nolu taşınmazlardaki murisinden intikal edecek hisselerin satışı hususunda alıcı olan davalı ... ile anlaşmaya varılması sonucunda intikal ve satış işlemlerinin gerçekleştirilmesi için diğer davalı ...’a vekalet verdiğini, intikal işlemleri tamamlanıp taşınmazlar satışa hazır hale getirildikten sonra satış işleminin gerçekleştirilmesi gerekirken bu işlemler yapılmadan, aynı taşınmazdaki şahsına ait hisselerinde muristen gelen hisselere eklenerek satış işleminin gerçekleştirildiğini, tapu müdürlüğünün de bu usulsüz işleme kayıtsız kaldığını ileri sürerek 10.000 TL maddi tazminat ile 10.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dava şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince, mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca, bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda, mahkemece, kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında; dava şartları oluşmadığından davacının davasının reddine, şeklinde hüküm kurulmuş, gerekçeli kararda ise; “her ne kadar davacı davaya konu 359 ve 367 parsellerde yapılan satış işlemlerinin verdiği vekaletname dahilinde olmadığını ve usulsüz olarak satış yapıldığını iddia etmiş ise de; yapılan işlemlerin vekaletname dahilinde usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği ve davanın tamamen haksız olduğu anlaşılıp bu yolda mahkememize kanaat geldiğinden davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiği” şeklinde gerekçe oluşturularak, kısa karar (hüküm) ile gerekçeli karar arasında çelişki ve tereddüt yaratılmıştır. Bu haliyle gerekçeli karar ile kısa karardaki hükmün az yukarıda açıklanan kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Mahkemece, az yukarıda açıklandığı üzere ve 10.4.1992 tarih ve 1991/7 Esas 1992/4 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi kısa karar ile bağlı kalınmadan, ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde, yeniden bir karar verilmesi için çelişkili olarak kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.......