Esas No: 2020/8523
Karar No: 2022/3628
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8523 Esas 2022/3628 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı tarafından açılan ve maddi ve manevi tazminat istemlerini içeren davanın reddine karar verilmiş, istinaf başvurusu esastan reddedilmiş ve temyiz istemi de tazminat istemlerinin miktarı kesinlik sınırının altında kaldığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Karşı oy ise, maddi tazminat davasının kısmi dava olarak açılmış olup, kesinlik sınırının talep edilebilecek tüm alacak miktarını hesaplamadan belirlenemeyeceği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edilebilir olduğunu savunmuştur. Kararda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 6763 sayılı Kanun'un 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi açıklanarak, Bölge Adliye Mahkemelerinin kararları aleyhine temyiz yoluna başvurulamayacağı miktarın 40.000 TL'yi geçmemesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, aynı Kanun'un 346/2. maddesi kıyasen uygulanarak, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerektiği ancak Yargıtay'ın da bu yönde karar verilebileceği vurgulanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19.09.2017 tarih ve 2016/41 E- 2017/126 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 16.11.2020 tarih ve 2017/6302 E- 2020/1914 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
HMK'nın 6763 sayılı Kanun'un 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK'nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibarile 72.070.- TL'dir. Dava değeri 40.000,00 TL olup yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. HMK'nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanun'un 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, davacı vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükme yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE, işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09/05/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, 5846 sayılı Yasa'dan kaynaklanan, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması kaydı ile 10.000.00 TL. maddi, 30.000.00 TL. manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş,
Davacı vekilinin vaki istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince esastan red edilmiş,
Temyiz kanun yolu istemi de maddi ve manevi istemlerinin miktar itibariyle temyiz kesinlik sınırı altında kaldığı gerekçesiyle oyçokluğu ile red edilmiştir.
Maddi tazminat istemi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının kesin olduğuna ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
Maddi tazminat davası, HMK 109/1 maddesinde ifade edildiği şekilde kısmi dava olarak açılmış olup, temyiz edilemeyen kararlar başlıklı HMK 362/2 maddesinde kısmi davada kesinlik sınırının alacağın tamamına göre belirleneceği düzenlenmiştir.
Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarı üzerinden bir inceleme ve tespit yapılmaksızın davanın reddi cihetine gidilmiştir.
Kısmi davada gösterilen dava değerinin temyiz incelemesinde kesinlik sınırı yönünden esas alınamayacağı HMK 362/2 maddesi hükmü gereği olup, talep edilebilecek tüm alacak miktarının henüz hesaplanmamış ve belirlenmemiş bulunmasına göre maddi tazminat davası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizi kabildir.
Açıklanan nedenle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile temyiz isteminin reddine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.