Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, miras bırakanı M.Ş. B.ün maliki olduğu 20.04.1967 tarih 124 sıra no"lu tapulu taşınmazını mirastan mal kaçırmak amacıyla davalı oğlu Ü. ve diğer davalıların miras bırakanı oğlu N.e satış suretiyle muvazaalı temlik ettiğini ileri sürerek miras payı oranında tapu iptal, tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı Ü. davayı kabul etmiştir.
Diğer davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, "miras bırakanın kadastro tespitinden önce öldüğü, tespitten itibaren dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği, N.mirasçıları yönünden davanın reddine karar verilmesi" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalı Ü.B. tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23.09.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden Ü. B. geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden vekili avukatlar ile temyiz edilenler vekili avukatlar gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
 
                                            -KARAR-
 Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine ilişkin olup, mahkemece hükmüne uyulan Daire bozma ilamında değinilen şekilde işlem yapılmak suretiyle davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. O halde, davacının tüm, davalı Ü."ın öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak, davadaki istek davacının payına yöneliktir. Yargılama aşamasında davayı kabul eden Ü."ın taşınmazdaki miras bırakandan gelen payı ise 1/2"dir. O halde, kabul gereğince anılan bu pay üzerinden davacının miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken istek dışına çıkmak suretiyle, dava edilmeyen paylarında kabul kapsamına alınarak tüm mirasçılar adına tesciline karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, kabul beyanı gözetilerek avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin takdir ve tayin edilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalı Ü.ın, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlere hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.09.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.