Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/4852
Karar No: 2008/9637
Karar Tarihi: 23.9.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/4852 Esas 2008/9637 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2008/4852 E.  ,  2008/9637 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : YALOVA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 24/01/2008
    NUMARASI : 2006/126-2008/23

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, maliki olduğu 4 parsel sayılı taşınmazın, bilgisi dışında sahte olarak düzenlenen vekaletname kullanılmak suretiyle vekil görülen davalı C.tarafından davalı Y."a, bununda davalı E.ondanda diğer davalı S.. kısa aralıklarla danışıklı olarak satış suretiyle devredildiğini, işlemlerin yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, tapu iptal, tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalı S., iyiniyetli 3.kişi konumunda olduğunu, bedelini ödeyerek taşınmazı satın aldığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.
    Diğer davalılar, yanıt vermemişlerdir.
    Mahkemece, son kayıt maliki davalı S."in iyiniyetli 3.kişi konumunda olduğu Türk Medeni Kanununun 1023.maddesinin koruması altında bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23.9.2008 Salı günü saat 09.30"da Daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının maliki olduğu 4 parsel sayılı taşınmazın, sahteliği Adli Tıp Kurumu"nca saptanan vekaletname ile vekil C.tarafından 02.8.2001 tarihinde davalı Y."a, ondanda 28.8.2001 tarihinde davalı E.e, onunda 20.9.2001 tarihinde son kayıt maliki davalı S."e satış suretiyle intikal ettirildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, son kayıt maliki S.in iyiniyetli olduğu ve Türk Medeni Kanununun 1023.maddesinin koruyuculuğunda bulunduğu kabul edilmek suretiyle davanın reddi cihetine gidilmiştir. Oysa, mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve soruşturmanın hüküm kurmaya elverişli nitelikte olduğu söylenemez. Zira, daha önce davacı tarafından aynı sebebe dayalı olarak açılan ve takip edilmemesi sebebiyle açılmamış sayılmasına karar verilen, fakat avukatlık ücreti yönünden temyiz edilerek bozulan karara ilişkin dava dosyasının, ayrıca sahte işlem sebebiyle yapılan savcılık tahkikat evrakları getirtilerek orada toplanılan deliller eldeki dava bakımından gözetilip, irdelenmediği gibi davacının dava dilekçesinde bir kısım delillere dayandığı halde, mahkemece bu delillerin toplanmaması ve davacıya delillerini bildirmesi için olanak tanınmaması da doğru değildir.
    Kaldı ki, taşınmazın müteaddit kez el değiştirmesi kısa zaman aralıklarıyla meydana gelmiştir. Ne varki, mahkemece, 2. ve 3.el konumunda bulunan E. ve S. ile ilk el konumundaki Y. ile vekil Cihat arasında el ve işbirliği içerisinde hareket edip etmedikleri bakımından da yeterli bir araştırma yapıldığı söylenemez.
    Hemen belirtilmelidir ki; davalı Y. somut olayda ilk el durumunda olup taşınmazı edinmesi, sicilin illetini teşkil eden sahte işleme dayalı olduğu için Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin korumasından istifade edemeyeceği sabittir. Oysa, Engin ve S.2. ve 3. el konumunda bulunduklarından koşullarının kanıtlanması halinde anılan yasa hükmünün koruyuculuğunda istifade edecekleri tartışmasızdır.
    Bilindiği üzere; hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları,dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle,alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla Medeni Kanunun 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989, tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023.maddesinin özel hükümleri getirilmiştir. Öte yandan bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş,bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış,iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş,değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarakta tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur.Belirtilen ilke M.K.nun 1023.maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1.fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tesçil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tesçile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
    Ne varki; tapulu taşınmazların intikallerinde, uzur ve güveni koruma,toplam düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin,iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır.Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi,hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır.Bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı,kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta,şeklen iyi niyetli gözükeni değil,gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması,bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim bu görüşten hareketle "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu,iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğin den (resen) nazara alınacağı ilkeleri 8.ll.l99l tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda gelişmiştir. Hal böyle olunca; yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, delillerin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.9.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi