13. Hukuk Dairesi 2019/1470 E. , 2019/5372 K.
"İçtihat Metni"........
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca duruşmasız, davalı avukatınca duruşmalı temyiz edilmiş ise de, dava miktar itibariyle duruşmaya tabi olmadığından, bu isteğin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıdan ...... parselde yapılacak olan A-5 Blok, 7. kat 32 numaralı daireyi, “.......” ile satın aldığını, davalı tarafından verilen ilanlarda, sosyal alanların etrafı çevrili site içinde gösterildiğini, ancak yapılan araştırma sonucunda da bu sosyal tesislerin kamuya ait arazi içerisinde bulunduğunun anlaşıldığını, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini ve konutunun değer kaybettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000.00 TL"nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş olup 28.08.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 13.530,00 TL olarak arttırmıştır
Davalı .... eksik ve ayıp bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, süresinde ayıp ihbarı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dairemizin 2014/ 28078 Esas- 2015/18867 Karar sayılı ilamı ile “dava konusu olayda 4077 sayılı yasada düzenlenen “ayıplı ifa” değil “eksik ifa” söz konusu olup, 4077 sayılı Yasanın 30. maddesine göre, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, sözleşmeden kaynaklanan edimin ifasındaki dava konusu eksiklikler nedeniyle davacının 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde satıcının sorumluluğuna gidebileceği kabul edilmelidir....---- Hal böyle olunca, mahkemece, işin esası incelenerek, konusunda uzman kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyeti aracılığı ile, davacı tarafın isteyebileceği bedel indirimi miktarının taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli raporla tespit edilmesi ve bu değer farkının ödetilmesine karar verilmesi gerekirken gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen 20.11.2018 tarihli son kararında; "Davanın kısmen kabulü ile 6.012,20-TL nin teslim tarihinden itibaren değişken oranlardaki reeskont faizi işletilerek davalıdan alınarak davacıya iadesine,fazlaya dair taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamından sonra alınmış olan raporda; bilirkişilerce 6.012,20TL değer kaybı oluştuğu şeklinde görüş bildirilmiş ve mahkemece bozmadan sonra alınan bu bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, dosya içeriğinden taahhüt edilen bu sosyal tesislerin tamamının mülkiyeti ...... ait 189 ada 14 parsel üzerinde inşa edildiği anlaşılmaktadır.
Aynı sitede yer alan ve Dairemize intikal edip onanmış olan; benzer özellikteki taşınmazlar yönünden belirlenmiş değer kaybı bedelleri dikkate alındığında dava konusu taşınmazın konumu ve özellikleri itibariyle dosya kapsamında bulunan ve dava konusu taşınmazın değer kaybı bedelini düşük belirleyen bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir.
O halde, mahkemece, yapılacak iş; dava konusu sitenin içinde bulunduğu benzer taşınmazlara ilişkin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen emsal mahkeme ilamları da değerlendirilerek, tarafların itirazlarını karşılar ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
......