12. Ceza Dairesi 2014/10112 E. , 2015/3769 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/1, 62/1, 50/1-a, 52/2-4, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Cumhuriyet savcılarının nezdinde görev yaptıkları asliye ceza mahkemesi kararlarına karşı, 5271 sayılı CMK"nın 260/2 ve 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesi uyarınca tefhimden itibaren bir hafta içinde kanun yollarına başvuru hakkı mevcut iken, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen Geçici 3. maddesi ile 01.01.2014 tarihine kadar asliye ceza mahkemesinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet savcısının bulunmayacağı, ancak verilen hükümlere karşı kanun yollarına başvurabilmesi amacıyla dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderileceği hüküm altına alınmış; bu hükümden sonra, üst Cumhuriyet savcıları ile mahalli Cumhuriyet savcılarının sulh ceza mahkemesi kararlarını 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesi gereğince tefhim tarihinden itibaren bir ay içinde temyiz etmelerine ilişkin düzenlemeye kıyasen, asliye ceza mahkemelerinde, Cumhuriyet savcısının kanun gereği hazır bulunmadığı süreç içerisinde verilen kararlarda temyiz süresinin, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.11.2013 gün, 2013/4-50 esas, 2013/525 sayılı kararıyla tefhimden itibaren 1 ay olduğu kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un kıyasen uygulanması gereken 310/3. maddesine göre, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından 10.10.2013 tarihinde verilen hükme yönelik 08.11.2013 tarihli dilekçeyle yapılan temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla, tebliğnamedeki süresinde olmadığından bahisle mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiğine dair görüşe iştirak edilmemiştir.
Gerekçeli karar başlığında, 22.06.2013 olan suçun işlendiği tarihin “23/06/2013” şeklinde gösterilmesi, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı; suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi, mahallinde ilavesi mümkün noksanlık olarak kabul edilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin kusur durumuna, ceza miktarına, katılanlar vekilinin eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine, ceza miktarına ilişkin ve mahalli Cumhuriyet savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanık hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, uygulanan kanun maddesinin, “TCK"nın 50/4. maddesi atfıyla aynı Kanun"un 50/1-a maddesi” yerine, sadece “TCK"nın 50/1-a maddesi” olarak gösterilmesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısı, sanık müdafii ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususlarda aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 3. paragrafındaki “TCK"nın 50/1a maddesi” ibaresinin, “TCK"nın 50/4. maddesi atfıyla aynı Kanun"un 50/1-a maddesi,” olarak değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.