Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/4732
Karar No: 2008/9635
Karar Tarihi: 23.9.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/4732 Esas 2008/9635 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, miras bırakanları Mt.Z.G.'ün maliki olduğu 10 parça taşınmazda muvazaalı temlik iddiasıyla tapu iptal tescil istemiyle davalılar hakkında dava açmışlardır. Mahkeme, bazı parsel yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar vermiştir ancak diğer taşınmazda dava kabul edilmiştir. Ancak, mahkeme tarafından miras bırakandan intikalen gelip gelmediği incelenmeyen 400 parsel sayılı taşınmaz bakımından da davanın kabul edildiği görülmüştür. Bu husus doğru değildir. Aynı şekilde, 481 parsel sayılı taşınmazın miras bırakandan intikal etmediği açıktır. Mahkemece, kötü niyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu, her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerektiği kabul edilmelidir. Tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin,iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Mahkeme, yeterli inceleme yapmadığından hüküm BOZULMUŞTUR. Kararda geçen kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu 1023, 1024, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 428.
1. Hukuk Dairesi         2008/4732 E.  ,  2008/9635 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ALTINÖZÜ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,
    TARİHİ : 12/12/2007
    NUMARASI : 2006/23-2007/226

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, miras bırakanları Mt.Z.G."ün maliki olduğu 10 parça taşınmazdaki paftalarını mirastan mal kaçırmak amacıyla davalı oğulları C., A.t ve M."e satış suretiyle muvazaalı temlik ettiğini, 799 parsel sayılı taşınmazını bu davalılarca diğer davalı A.e danışıklı olarak devredildiğini ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptal tescil isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalılar, iddiaların yersiz olduğunu bedeli karşılığı taşınmazların satın alındığını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, 486 ve 488 parseller yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, diğer taşınmaz Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Ancak, davacılar vekili vekaletnamedeki yetkisine dayalı olarak 12.5.2006 tarihli keşifte HUMK."nun 151.maddesi hükmü uyarınca tevsik edilen beyanla çekişme konusu 396 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davadan feragat ettiği halde mahkemece bu hususun gözardı edilerek anılan parsel bakımından davanın kabul edilmiş olması doğru olmadığı gibi, 481 parsel sayılı taşınmaz bakımındanda davanın kabul edildiği görülmektedir. Oysa, 481 parsel sayılı taşınmazın 400 parsel sayılı taşınmazın trampası neticesi davalılar A.ve M. adına paylı olarak kayıtlı bulunduğu kayden sabittir. Bir başka ifade ile kabul kapsamına alınan 481 parsel sayılı taşınmazın miras bırakandan intikal etmediği açıktır. Öyleyse, 400 parsel sayılı taşınmazın karşılığında adı geçen davalıların 481 parsele malik olduklarına göre, 400 parselin miras bırakandan intikali halinde kabul kapsamına alınan 481 parsel sayılı taşınmaza yansıtılacağı kuşkusuzdur. Ancak, mahkemece 400 parsel sayılı taşınmaz bakımından miras bırakandan intikalen gelip gelmediğinin araştırma konusu yapılmaması ve bu husus üzerinde durulmaması da isabetli değildir.
    Diğer taraftan, 799 parsel sayılı taşınmaz, miras bırakana ait iken farklı akitlerle farklı paylar üzerinden çocukları olan davalılar C., A.ve M..temlik yaptığı, A.in de edindiği payını dava dışı olan M."ye intikal ettirdiği daha sonra tüm paydaşların taşınmazdaki paylarını 28.11.2005 tarihli akitle davalı olan A."e devrettikleri kayden sabittir.
    Bu işleyiş tarzına göre, C., A.ve M. ilk el ve daha sonra edinen A.ise 2.el konumundadır (M."den aldığı pay yönünden 3.el). Hemen belirtilmelidir ki, 2. el durumunda bulunan A."in koşullarının gerçekleşmesi halinde Türk Medeni Kanununun 1023.maddesinin koruyuculuğundan yararlanması olanaklıdır.
    Bilindiği üzere; hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları,dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle,alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla Medeni Kanunun 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989, tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023.maddesinin özel hükümleri getirilmiştir. Öte yandan bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş,bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış,iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş,değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarakta tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur.Belirtilen ilke M.K.nun 1023.maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1.fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tesçil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tesçile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
    Ne varki; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma,toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin,iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır.Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi,hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır.Bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı,kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta,şeklen iyi niyetli gözükeni değil,gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması,bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim bu görüşten hareketle "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu,iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğin den (resen) nazara alınacağı ilkeleri 8.ll.l99l tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda gelişmiştir.
    Mahkemece yukarıda değinilen ilkeleri kapsar nitelikte bir araştırma, inceleme ve soruşturma yapıldığı söylenemez.
    Eksik incelemeyle yetinilerek, yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalıların, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlere hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.9.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi