Esas No: 2020/6417
Karar No: 2022/3703
Karar Tarihi: 10.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6417 Esas 2022/3703 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/6417 E. , 2022/3703 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11.05.2018 tarih ve 2017/160 E- 2018/328 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nce verilen 21.10.2019 tarih ve 2018/1452 E- 2019/1132 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla,duruşma için belirlenen10.05.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının leasing yolu ile kiraladığı iş makinesini müvekkiline adi yazılı sözleşme ile sattığını, sözleşme gereği müvekkilinin edimini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, edimini yerine getirmeyen davalının borcundan dolayı iş makinesinin haczedilerek muhafaza altına alındığını, böylece sözleşmenin ifasının davalının kusuru ile imkansız hale geldiğini, müvekkilinin ödediği parayı davalıdan isteme hakkının doğduğunu, davalının ödeme yapmaması nedeniyle başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takibe konu sözleşmenin müvekkili ile Naskoç İnşaat Taah. Nak. Tur. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. arasında yapıldığı halde icra takibinin ve davanın davacı ... tarafından açıldığından aktif husumet ehliyetinin olmadığını, taraflar arasındaki sözlşemenin iş makinası satımına ilişkin olmayıp, sözleşmede belirtilen taksitlerin davacı tarafından ödenmesi durumunda dava konusu iş makinesinin davacıya devri için satış vaadinde bulunulduğunu, davacının edimini yerine getirmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, taraflar arasında yapılan adi yazılı iş makinası sözleşme kapsamında, sözleşmede yazılı iş makinasının davacıdan teslim alınarak 3. kişiye satıldığı, davalının edimini yerine getirmediği ve sözleşmenin ifasının bu aşamada mümkün olmadığı, geçersiz ve adi yazılı iş makinası satış sözleşmesi kapsamında tarafların verdiklerini isteme
hakkına sahip olduğu, davalı tarafından husumet itirazında bulunulmakla birlikte alıcı olarak sözleşme altında ...'nun isminin ve imzasının bulunduğu, davalının husumet itirazının yerinde olmadığı, davacının takip tarihi itibarıyla davalıdan toplam 75.535,00 EURO alacağı olduğu, bu kısım yönünden davalının itirazının haksız olup iptali gerektiği, davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkin olması nedeni ile sebepsiz zenginleşmede gecikme faizi istenebilmesi için ya borçlunun yani haksız mal edinenin bir ihtar ile yada dava veya takip yolu ile temerrüde düşürülmesi gerektiği, davalının icra takibinden önce temerrüde düşürülmediğinden davacının, davalıdan icra takibinden önceki dönem için işlemiş gecikme faizi talep edemeyeceğinden bu kısım yönünden davalının itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraf vekilleri, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, 6098 sayılı TBK'nın 117. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmede sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlunun temerrüde düşeceği, sebepsiz zenginleşmenin iyi niyetli olduğu hallerde temerrüt için bildirimin şart olduğu belirtilmiş olup, somut olayda davalının kötü niyetle sebepsiz zenginleştiğinin ispat edilemediği ve temerrüt için ihtarın zorunlu olduğu, takip tarihinden önce davalının temerrüde düştüğü hususunun ispatlanamadığı, taraflar arasındaki sözleşmeye konu taksitlerin ... tarafından ödeneceği ve iş makinasının devrinin ...'ya yapılacağının belirtildiği, ödeme dekontları incelendiğinde ödemenin davacı ... ve davacının babası ... tarafından davacı adına yapıldığı, buna göre sözleşmenin davacı ... ve davalı arasında yapıldığının kabulü ile davacının husumet ehliyetinin olduğu, 10.3.2015 tarihli sözleşme öncesi ödenen 22.520,00 Euro'nun sözleşme kapsamında ödenen bedel olmadığının ise yapılan bu ödemenin davacı tarafından dava konusu iş makinasının taksitleri ile ilgili davalı adına dava dışı Leasing firmasına yapıldığı, davalının aksini ispatlayan yazılı delil ibraz etmediği, cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığından bu iddialarını ispatlayamadığı, davalının, davacı tarafından 11 taksitin ödenip 6 taksitin ödenmediğinin kabulünde olması karşısında dava dışı ... tarafından yapılan ödemelerin davacı adına yapıldığının anlaşıldığı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d fıkrası uyarınca araç satış sözleşmesinin geçerliliğinin noterde resmi şekilde yapılmasına bağlı olup, 6098 sayılı TBK'nın 29/2. maddesi gereğince araç satış sözleşmesi yapma vaadi de aynı resmi şekle tabi olduğu, İş makinasının satışının resmi şekilde yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğu, geçersiz satışlarda herkesin aldığını iade ile yükümlü olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, finansal kiralama konusu makinanın davalı kiracı tarafından davacıya satışına ilişkin, sözleşme ifasının sonradan imkansız hale gelmesi nedeniyle doğan sebepsiz zenginleşme tazminatının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davacının temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Davalının temyiz itirazının incelenmesinde; taraflar arasındaki 10.03.2015 tarihli sözleşme öncesi dava dışı ve sözleşmenin tarafı olmayan ... tarafından 17.02.2015 tarihinde yapılan 22.520,00 Euro ödemenin taraflar arasındaki akdi ilişkiye dayalı ödendiğini ispat yükü davacıya ait olup, dosyada mevcut belgelerden bu tutarın davacı namına ödendiğine dair herhangi bir delile rastlanmadığından bu miktar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın tümden kabulü usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda(1) nolu bendde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle,davalının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 36,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 10/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.