4. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/1887 Karar No: 2011/3461 Karar Tarihi: 31.03.2011
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2011/1887 Esas 2011/3461 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2011/1887 E. , 2011/3461 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 07/01/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/07/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı bakanlık vekili ile davacı taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Sivil savunma müdürü olduğunu belirten davacı, hakkında düzenlenen olumsuz sicilin açtığı iptal davası üzerine iptal edildiğini, bu süre içerisinde isteği bulunmadığı halde başka bir yere atanarak zarara uğramasına yol açıldığını, sağlığı ile aile ve çocuklarının eğitim düzeninin bozulduğunu, bu eylem ve istemlerle kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu belirterek uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, idari yargı kararı ile işlemlerin haksız ve hukuka aykırı olduğunun belirlendiği gerekçesiyle, istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, taraflarca temyiz olunmuştur. ...’na husumet yönelten davacı, davalı idarenin karar ve eylemlerinin haksız olduğunu ileri sürmüş, 30.07.2010 günlü oturumda da idari işlemden zarar gördüğünü ve bundan dolayı tazminat istediğini belirtmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası"nın 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarına idari yargı yerinde bakılır. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddedilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre tarafların öteki temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 31/03/2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan tazminat davasıdır. Yerel mahkeme 1.000,0 TL manevi tazminata karar vermiş, verilen kararı davalı temyiz etmiş, davacı da davalının temyizi üzerine cevap dilekçesi ile kararı temyiz etmiştir. HUMK"nun 427/1.maddesi gereğince davalının aleyhine verilen hüküm kesinlik sınır olan 1.430,00 TL"nin altında kaldığından verilen hüküm davalı yönünden kesin olup, temyizi kabil değildir. Davacı da kesinlik sınırı altında kalan ve kesin hüküm olan kararı cevap dilekçesi ile temyiz edemez. HUMK"nun 427/6 maddesi gereğince kesin olan hüküm ve kararlar hiç bir şekilde temyiz edilemez ve temyiz incelemesi yapılmaz. Bu kararlar ancak kanun yararına temyiz edilebilir. Somut davamızda kanun yararına bir temyiz de olmadığından kesin olan hükmün temyizen incelenmesi mümkün olmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, görev ve kamu düzeni gerekçesi ile temyiz incelemesinin kabulü ile kararın görev yönünden bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 31/03/2011