10. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/10345 Karar No: 2021/4077 Karar Tarihi: 25.03.2021
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/10345 Esas 2021/4077 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2020/10345 E. , 2021/4077 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi ...
Dava, emeklilik işlemlerine esas olmak üzere davacının SSK, Bağ-Kur ve askerlik borçlanması hizmetinin ve primlerinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme, (kapatılan) 21.Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak kararda belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebepler ile temyiz nedenlerine göre, davalı Kurum vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Taleple Bağlılık İlkesi” başlığını taşıyan 26"ncı maddesinde hakimin, tarafların istem sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği açıklanmış olmakla, hukuk yargılamasına “istemle bağlılık” ilkesi egemen kılınmıştır. Eldeki davada, davacının dava dilekçesi ile SSK, Bağ-Kur ve askerlik borçlanması hizmetinin ve primlerinin tespiti isteminde bulunduğu, 13/05/2015 tarihli dava talebinin açıklanması dilekçesi ile 02/05/2003-27/06/2006 tarihleri arasındaki Bağ-Kur sigortalılık dönemlerinin Kurum tarafından yaşlılık aylığı değerlendirmesinde hesap edilmediğinden bu sürelerin tespitinin talep edildiğinin belirtildiği, Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle “davanın kısmen kabulü ile; davacının 02/05/2003 - 31/07/2006 tarihleri arasında Bağ-Kur zorunlu sigortalısı olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin taleplerinin hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine,” karar verildiği anlaşılmakla davacının talebi gibi karar verildiği gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile varılan sonuç ve buna göre de vekalet ücretine ilişkin kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bu durum bozma nedenidir. Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, a) Hüküm fıkrasının 1. numaralı bendinde yer alan “ davanın kısmen kabulü ile” sözcüklerinin silinerek yerine gelmek üzere “davanın kabulüne” sözcüklerinin eklenmesine, b) Hüküm fıkrasının 1. numaralı bendinde yer alan “fazlaya ilişkin taleplerinin hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine,” sözcüklerinin silinmesine, c) Hüküm fıkrasının davalı Kurum yönünden oluşturulan vekalet ücretine ilişkin 6. numaralı bendinin tümüyle silinmek suretiyle hükümden çıkartılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 25/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.