Esas No: 2021/30678
Karar No: 2022/18769
Karar Tarihi: 09.11.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/30678 Esas 2022/18769 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıklar, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güveni kötüye kullanarak özel belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından yargılanmıştır. Şikayetçi şirketin zarar görmediğinden dolayı katılma hakkı olmadığı gerekçesiyle sanıklara yönelik hükümlerde beraat kararı verilmiştir. Ancak özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmüne temyiz eden sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin durum ise meslek faaliyetini mutat meslek halinde ifa eden kişilerin toplumda kendilerine duyulan güveni kötüye kullanmak suretiyle işlediklerinde oluşabileceği belirtilerek, sanığın meslek olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Ayrıca suç vasfı yanılgısına düşülerek sanık hakkında fazla ceza tayini yapıldığı belirtilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanmıştır:
- 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 317. maddesi: Beraat ve mahkumiyet hükümlerine yönelik katılma ve hükmü temyiz etme hakkının bulunmadığı durumlarda katılmanın reddedilmesi.
- 5237 sayılı TCK’nın 158/1-i bendi: Meslek faaliyeti sermayeden ziyade şahsi mesaiye ilmi veya meslek bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır. Aynı Kanun'un 66. maddesi ise “… meslek faaliyetini mutat meslek halinde ifa edenler ... meslek erbabıdır” denilmektedir.
- 5237 sayılı TCK’nın 157/1 maddesi: Basit dolandırıcılık suçunu oluşturmaktadır.
- 24.10.2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesinin üçüncü fıkrasına “birlikte” ibaresinden sonra gelmek üzere “aynı mağdura karşı” ibaresi eklenmiş olup, anılan kanun maddesinde yapılan değişiklikle uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağının düzenlendiği.
- 5237 sayılı TCK'nin 43/1 maddesi: Dolandırıcılık suçunu oluşturmaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : ... meslek sahibi kişiler tarafından mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
...
...
...
A-Sanıklar hakkında özel belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan beraat ve mahkumiyet hükümlerine yönelik katılan ... Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanıklara yüklenen suçlardan zarar görmeyen şikayetçi şirketin kamu davasına katılma ve hükmü temyiz etme hakkının bulunmadığı, usulsüz olarak verilen katılma kararının hükümleri temyiz etme yetkisi vermeyeceği anlaşıldığından, şikâyetçi şirket adına vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
B-Sanık ... hakkında “Özel belgede sahtecilik” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafisinin temyizinin incelenmesinde:
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
C-Sanık ... hakkında “Nitelikli dolandırıcılık” suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık müdafisinin temyizinin incelenmesinde:
5237 sayılı TCK’nın 158/1-i bendinde, ... meslek sahibi kişiler tarafından mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi, halinin nitelikli dolandırıcılık hali olarak kabul edildiği, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65/2 maddesinde, “... meslek faaliyeti sermayeden ziyade şahsi mesaiye ilmi veya meslek bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır” şeklinde tanımlandığı, aynı Kanun'un 66. maddesi ise “... meslek faaliyetini mutat meslek halinde ifa edenler ... meslek erbabıdır” denildiği, yasada kendi nam ve hesabına mesleğin gerektirdiği etik kurallara uygun olarak çalışması gereken kişilerin toplumda kendilerine duyulan güveni kötüye kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlemeleri hali nitelikli dolandırıcılık olarak düzenlenmiş ise de, bu bendin uygulanabilmesi için failin ... meslek mensubu olması ve dolandırıcılık suçunu da mesleği gereği kendisine duyulan güveni kötüye kullanmak suretiyle işlemesi gerekte olup bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanık ...’ın 1993-2009 yılları arasında ... Sigorta Aracılık Hizmetleri isimli şirketi olup çeşitli sigorta şirketlerinin acenteliğini yaptığı ancak bu faliyetinin sona ermesine ve ... Sigorta şirketinin acentesi olmamasına rağmen acentesiymiş gibi hareket ederek mağdur ve katılanlar adına sahte sigorta poliçesi düzenleyip tahsilat yapmak suretiyle atılı suçları işlediği iddia edilmesi karşısında sanığın görevinin ... meslek olarak nitelendirilemeyeceği, ayrıca ... Sigorta isimli bir firmanın da bulunmaması nedeniyle tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında işlenen dolandırıcılık suçunun da oluşmayacağının anlaşılmakla, sanığın eyleminin, 24.10.2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesinin üçüncü fıkrasına “birlikte” ibaresinden sonra gelmek üzere “aynı mağdura karşı” ibaresi eklenmiş olup, anılan kanun maddesinde yapılan değişiklikle uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağının düzenlendiği dikkate alınarak 5237 sayılı TCK'nın 157/1 maddesinde öngörülen ve 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma kapsamına alınan "basit dolandırıcılık" suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
Sanığın, mağdur ... adına düzenlemiş olduğu 24.03.2011 ve 25.03.2011 tarihli sigorta poliçeleri ile haksız menfaat temin etmiş olması nedeniyle 5237 sayılı TCK'nin 43/1 maddesi gereğince tek dolandırıcılık suçundan cezalandırılıp TCK’nin 43. maddesi arttırım yapılması gerekirken, sanık hakkında iki kez nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 09.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.