8. Hukuk Dairesi 2018/14187 E. , 2020/899 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Ve Eşya Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.02.2020 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü taraflardan gelen olmadığından incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildi. Temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde davalı erkek adına edinilen taşınmaz ile boşanma aşamasında davalı tarafça götürülen ancak tamamı davacıya ait ev eşyaları bulunduğunu açıklayarak taşınmazın 1/2 payının tapuda iptali ile davacı adına tescilini, bu talep mümkün olmadığı takdirde taşınmazın yarı değeri ve taraflar arasında akdedilen 29.05.2002 tarihli 25.000,00 USD bedelli protokole atfen eşyaların bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... ... vekili, protokoldeki imzanın davalıya ait olmadığını, ev eşyalarının davacı tarafta olduğunu, meskenin davalıya ait başkaca bir evin satımından gelen para ve banka kredisi ile satın alındığını, davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece verilen ilk kararda, davanın kabülü ile 89.325,00 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 25.000,00 USD"nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde Dairenin 2015/922 Esas, 2016/8091 Karar sayılı ilamı ile talep edilen Amerikan doları (USD) cinsinden alacağın dava tarihindeki Türk lirası karşılığı ile katılma alacağı üzerinden hesaplanan toplam alacak tutarı üzerinden alınması gereken nispi karar ve ilam harcının 1/4"ü oranındaki peşin kısmının Mahkemece Harçlar Kanunu"nun 30-32. maddesindeki usul uygulanarak tamamlatılmadıkça davanın esasına girilemeyeceğine işaret edilerek hükmün bu sebeple bozulmasına, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının bozma nedenine göre incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde Mahkemece, davanın kabülü ile 89.325,00 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 25.000,00 USD davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, taraf ve tanık beyanlarından da anlaşıldığı üzere dava konusu taşınmaz alınırken bedeli kullanılan dava dışı taşınmaz da eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönem edinilmiş olduğuna, dava konusu taşınmazın konut kredisi borcunun hesap raporunda hatalı şekilde 29.08.2007 tarihinde bittiği gösterilmiş ise de, kredi borcunun mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihinden (26.01.2010) evvel 16.12.2009 tarihinde sona erdiği kredi evraklarından anlaşıldığına ve bu husus sonucu etkilemeyeceğine, katılma alacağı hesaplaması doğru olduğuna, uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davalı vekilinin katılma alacağı yönünden temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı vekilinin ev eşyaları yönünden temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, ev eşyaları yönünden 29.05.2002 tarihli protokol başlıklı evrakın içeriği, protokol altındaki imzanın davalının el ürünü olduğuna dair adli tıp raporu, birbiri ile uyumlu, samimi ve inandırıcı bulunan davacı tanık beyanlarına göre ev eşyalarının tamamının davacıya teslim edilmediği, eşyaları teslim ettiğine dair tarafların imzasını taşıyan herhangi bir belge ibraz olunmadığı, bu denli önemli bir hususu kanıtlama açısından davalının davacıdan kendisini ibra etmesini istememesi hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davacı lehine protokolde belirlenen 25.000,00 USD alacağa hükmedilmiştir. İhtilaf, eşler arasında 2002 yılında imzalanan protokolün nitelendirilmesi noktasında toplanmaktadır.
29.05.2002 tarihli protokol başlıklı evrak incelendiğinde " iş bu protokol ... ve ... arasında karşılıklı ve anlaşmalı olarak Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/363 esasında açılan boşanma davasından feragat şartlarını düzenler:" cümlesi ile protokolün kaleme alındığı, protokolde ev eşyalarının tamamının davacıya ait olduğu hususunun davalı tarafından kabul edildiği anlaşılmaktadır. Tarafların kabulünde olduğu üzere 2002 yılında eşler arasında ayrılık süreci yaşanarak boşanma davası açıldığı, sonrasında ise protokol başlıklı evrak imzalanarak açılan boşanma davasından feragat edilip tekrar evlilik birliğine devam edildiği sabit olup, protokolün 2002 yılında açılan boşanma davasından vazgeçme koşulları için düzenlendiği kuşkusuzdur. Somut olayda, davacı tarafın ev eşyalarının eksik teslim edildiği iddiası 2002 yılında feragat edilen boşanma davasından sonraki döneme değil 2010 yılında açılan ve kabulle sonuçlanan boşanma davasından sonraki döneme ilişkindir. Protokol imzalandıktan sonra 2002 yılında eşlerin bir araya geldiği ve kabulle sonuçlanıp kesinleşen boşanma davasının açıldığı 26.01.2010 tarihine kadar evlilik birliğinin devam ettiği hususları dikkate alındığında dava konusu ev eşyalarının 2002 yılında davacı tarafa protokolün gereği olarak eksiksiz teslim edildiğinin kabulü gerekir. Mahkemenin, ev eşyalarının davacıya ait olduğu yönündeki kabulü yerinde olmuş ise de eksik teslim edildiği gerekçesiyle davacı lehine 2002 yılında açılan boşanma davasından vazgeçme şartları düzenlenen protokolde belirlenen 25.000,00 USD bedele hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, öncelikle 29.05.2002 protokol başlıklı evrakta geçen dava konusu "ev eşyalarının" ne olduğu hakkında açıklama yapmak üzere davacı tarafa süre ve imkan verilmelidir. Davacı tarafın 14.03.2011 tarihli cevaba cevap dilekçesinde kabulünde olduğu üzere Gaziantep 5. İcra Müdürlüğünün 02.06.2010 tarihli teslim tutanağında sayılı olup davacıya teslimi gerçekleşen ev eşyaları olduğu dikkate alınıp, Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü gereği ispat yükümlülüğü de gözetilerek dava konusu olup davacı tarafa teslim edilmeyen ev eşyaları var olup olmadığı hususu netleştirilmelidir. Teslim edilmeyen ev eşyaları olduğu ispatlanamadığı takdirde davacı tarafın alacak talebinin tümden reddine karar verilmeli, ispatlanması halinde ise teslim edilmeyen ev eşyalarının dava tarihi itibariyle ikinci el eşya değerleri konusunda uzman bilirkişiye tespit ettirilerek talep miktarı da gözetilmek suretiyle davacı lehine alacağa hükmedilmelidir.
Mahkemece, izah edilen eksiklik ve hatalar giderilip oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere açıklanan yönden davalı taraf lehine hüküm bozulmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 04.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.