17. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/11887 Karar No: 2016/2897 Karar Tarihi: 08.03.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/11887 Esas 2016/2897 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2015/11887 E. , 2016/2897 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :...........Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkiline ait aracın davalı sigorta şirketine kasko poliçesi ile sigortalı olup 05.04.2014 tarihinde çalındığını, davalıya yapılan müracaata rağmen müvekkiline altmış gün sonra dönüş yapıldığını ve müvekkilinin bu arada işlerini takip edebilmek için araç kredisi çekmek durumunda kaldığını, manevi olarak da zararı olduğunu belirterek; aracın piyasa değeri olan 32.000 TL, araçsız kalmış olduğundan uğradığı zarar olan 6.000 TL, manevi zararı olan 5.000 TL ve araç kredisi faizi olan 6.740 TL olmak üzere toplam 49.700 TL nin dava tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, aracın kullanılamamasından doğan zararın ve manevi tazminat talebinin poliçe teminatında olmadığını, davacının kredi çekmesinin kendi iradesi ile ilgili olduğunu, müvekkili şirketçe davacının müracaatı üzerine gerekli incelemeler yapılırken aracın bulunduğunun öğrenildiğini ve davacıya aracı teslim alarak hasar durumunu müvekkili şirkete bildirmesi hususu yazılı olarak bildirilmiş ise de davacının dava açtığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesinin k bendinde tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, l bendinde de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmış, anılan kanunun 73. maddesinde de tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir. Somut olayda davacı vekili, müvekkiline ait olup davalının kasko sigortacısı olduğu aracın çalındığını belirterek, maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. Dava, 6502 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra açılmış olup yasanın 3/1-1. maddesi hükümlerine göre uyuşmazlığın çözüm yeri tüketici mahkemesi olduğundan, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 08/03/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.