Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/4207 Esas 2016/8182 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4207
Karar No: 2016/8182
Karar Tarihi: 23.05.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/4207 Esas 2016/8182 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/4207 E.  ,  2016/8182 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum vekili ile davalılar ... vekili ile ... tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.


    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekili ile davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesidir. Davalılardan, ...’ün sevk ve idaresindeki trenin tren yolu üzerinde çalışan sigortalıya çarpması sonucu oluşan kazada, sigortalının öldüğü, anılan kazada ismi geçen davalıların kusurlu bulunduğu belirlenerek, aleyhlerine hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
    Anayasanın 129/5 maddesinde "memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve Kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir." hükmünün öngörülmüş olmasına, keza 657 sayılı Kanunun 13.maddesi de bu hususu amir olduğundan yetkilerini kullanırken deyiminin; uygulamada görevlerini yaparken biçiminde yorumlanmasına, normlar hiyerarşisine göre önce Anayasa ve sonra sırasıyla, Kanun, Tüzük ve Yönetmelik hükümlerinin uygulanması prensibinin hukukun evrensel kurallarından bulunmasına göre, eylem veya işlemin görev kusuru olarak nitelendirilebildiği hallerde, kişisel kusura dayanılarak memur hakkında Adli Yargıda doğrudan doğruya dava açılmayacağından, davalı ... hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı ...’in bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hükmü temyiz etmeyen davalı ... yönünden davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak durumu da gözetilerek karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ..."e iadesine, 23.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.