Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1479
Karar No: 2022/3736
Karar Tarihi: 11.05.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1479 Esas 2022/3736 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/1479 E.  ,  2022/3736 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın reddine dair verilen 04.11.2020 tarih ve 2020/111 E. - 2020/1118 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı şirket ile müvekkilinin uluslararası taşıma alanında çalıştığını, davalı şirketin müvekkilinin eski çalışanlarını bünyesine katarak rekabet gücünü zayıflatmayı amaçladığını, müvekkili şirketin eski çalışanlarının ise davalı şirketin kendilerine sunduğu yüksek ücret ve bunun gibi kişisel menfaatleri uğruna şirketin ticari sırlarını davalı şirkete sunarak haksız rekabette bulunduklarını, müvekkilinin eski çalışanları olan bir kısım davalıların müvekkilinin fiyat bilgilerinin paylaştıklarını, müşterileri davalı şirkete yönlendirdiklerini, bilgi ve tecrübeleri paylaştıklarını, çalışanların davalı şirkete geçişine neden olduklarını, davalı şirketin ise işe alımlarda çalışanların toplu halde geçişine neden olduğunu, çalışanları ayarttığını, bu yollarla müvekkiline ait müşterileri ele geçirme ve şirket bilgilerine vakıf olma amacı taşıdığını, piyasanın altında fiyat teklifleri verdiğini, çalışanları bünyesine katarak hizmet, ticari ve pazarlama sırlarını elde ederek haksız rekabete neden olduğunu, bu nedenle bir kısım müşterilerin davalı şirketle çalışmaya başladığını, müvekkilinin zararına neden olduklarını ileri sürerek davalılarının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitini, men’ini, davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesini, müvekkilinin zararının ve davalının elde etmesi muhtemel menfaatin belirlenerek şimdilik 5.000,00 TL dava değeri üzerinden müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, 17.07.2017 tarihli ıslah dilekçesiyle tazminata ilişkin talebini 182.729,43 TL'ye yükseltmiştir.
    Davalılar vekili, zamanaşımı itirazında bulunarak, davacının haksız rekabeti en geç 09.06.2011 tarihinde öğrendiğini, dava tarihine kadar bir yıldan fazla sürenin geçtiğini, davacı şirketin işten ayrılma nedenlerinin kötü yönetimi olduğunu, kötü niyetle davanın ikame edildiğini, ticari sır, bilgi verilmesinin söz konusu olmadığı gibi yüksek kazanç elde etmek amacıyla iş değiştirilmesi ve karşılığında ticari sırların kullanılmasının da söz konusu olmadığını, personel yönetmeliğinin çalışma prosedürleri ve disiplin yönetmeliğinin davacı şirket tarafından manevi baskı altında imzalatıldığını, imzalanan belgelerin geçersiz olduğunu, çalışanların emeğinin karşılığının verilmediğini, çalışma barışının bulunmadığını, davalı çalışanların tecrübesiyle müvekkili şirket nezdinde çalışmaya başladığını ve çalışma hakkının anayasal kapsamda korunduğunu, ekip halinde geçişin söz konusu olmadığını, müvekkili şirketteki 64 personelden sadece 6 kişinin davacı şirkette önceden çalıştığını, davalı ...’in ise davacı şirkette çalışmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin davacıya rakip olarak ortaya çıkması yine davacı şirkette çalışan davalı elemanların davacı şirketten ayrıldıktan sonra davalı şirkete geçiş yapmasının anayasal çalışma ve sözleşme hürriyeti kapsamında bir hak olduğu, davalı personelin davacı şirkette çalışmakta iken edinmiş olduğu tecrübe ve bilgileri davalı şirkete aktarmasının ve şirketin faaliyet alanında kullanmasının ticari hayatın bir gereği olup davalı personelin davacıya ait ticari sırları ifşa ettiği anlamını taşımadığı, davacı şirketten ayrıldıktan sonra davalı şirkette çalışmaya başlayan personel sayısının az oluşu dikkate alınarak sayının davacı şirketin ekonomik olarak ağır duruma düşmesine sebebiyet vermeyeceği, davacıyı yıpratmak amacını taşımadığı, aksi yönde delillin bulunmadığı, haksız rekabetten söz edilemeyeceği, davacının çalışmakta olduğu bazı müşterilerin davalı şirket kurulduktan sonra davalı ile çalışmaya başlamış olmasının davalı şirketin faaliyetini geliştirmesinin ve dolayısıyla piyasanın gelişmesinin bir gereği olduğu, davalı şirketin söz konusu müşterileri kazanmak için haksız eylemde bulunduğuna, davacıyı doğrudan doğruya zarara uğratmak amacıyla hareket ettiğine dair delil sunulmadığı, davalı şirket ile çalışmaya başlayan davacının önceki müşterilerinin sayısının az oluşu dikkate alınarak davalı şirketin TTK'nın 54/2 maddesinde belirtilen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edecek herhangi bir fiilinin ve dolayısıyla haksız rekabetin mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin davacı şirketten kazandığı müşterilerinin sektöre ilk defa giren, ihracat yapan şirketler olmadığı, daha evvel de taşımalarını davacıya yaptırdıkları, davacının fiyatını bildikleri, sektöre yeni giren bir firma alternatif olduğunda yapacakları pazarlıkta davacının fiyatını da kullanmalarının doğal olduğu, davacı ile davalı gerçek kişiler arasında düzenlenen iş sözleşmelerinde geçerli bir rekabet yasağı hükmü bulunmadığı, davacı şirketin personel sayısı ve iş hacmi gözetildiğinde bu çalışanların davacı açısından vazgeçilemez personel niteliğinde ve sayısında olmadıkları, esasen bu konuda bilirkişi raporları arasında bir çelişki mevcut olmadığı, bilirkişi raporunun takdiri delil olduğu, davalıların haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin kanıtlanamadığı, davanın reddine ilişkin hükümde isabetsizlik bulunmadığı, ancak hükmün vekalet ücretine ilişkin kısmının düzeltilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, davalılar yararına nispi vekalet ücretine karar hükmedilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    2- Dava haksız rekabetin tespiti ve buna bağlı fer’i istemlere ilişkin olup; ilk derece mahkemesince dava reddedilmiş, karar davacı vekilince esasa, davalılar vekilince vekalet ücretine ilişkin nedenlerle istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince, dairemiz bozma ilamından sonra esastan kurulan hükme karşı da yine davacı ve davalılar vekilince temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilerek kurulan hüküm, nihai hüküm olup 2020 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 21. maddesine göre, vekalet ücreti dava sonunda verilen nihai karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenir. Bu durumda, davalılar vekili için takdir olunan asgari vekalet ücreti, istinaf mahkemesi karar tarihi tarifesine göre belirlenmek yerine, önceki tarihli ilk derece mahkemesi karar tarihi esas alınarak hesaplama yapılması doğru olmamıştır.
    3- Yine bölge adliye mahkemesince yapılan inceleme esnasında duruşma açılmış olup, verilen nihai kararda davalılar vekili lehine 2020 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesinde görülen duruşmalı işler için takdir olunan avukatlık vekalet ücretine yer verilmemiştir. Bölge adliye mahkemesince, yeniden esas hakkında kurduğu hüküm tarihinde yürürlükte bulunan tarife uyarınca istinaf vekalet ücreti takdir etmesi gerekirken eksik biçimde hüküm kurulması doğru olmamış kararın anılan nedenlerle davalı taraf lehine bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı taraf vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalılara iadesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi