8. Ceza Dairesi 2019/22598 E. , 2020/11576 K.
"İçtihat Metni"Korku kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme suçundan suça sürüklenen çocuk ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 170/1-c, 31/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 3 yıl denetime tabi tutulmasına dair İstanbul 3. Çocuk Mahkemesinin 29/04/2014 tarihli ve 2013/424 esas, 2014/225 sayılı kararının 15/05/2014 tarihinde kesinleşmesini müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içinde 23/04/2016 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan cezalandırılması üzerine, hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Kanun"un 170/1-c, 31/3, 62/1, 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul 3. Çocuk Mahkemesinin 18/07/2018 tarihli ve 2017/539 esas, 2018/362 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
1-Dosya kapsamına göre,
Suça sürüklenen çocuğun ses ve gaz fişeği istimal eden kuru sıkı silah olarak tabir edilen tabanca ile ateş etme eyleminin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 170/1-c madde ve fıkrasında tanımı yapılan içinde ateşli silah ögesi bulunan suç tipine uygun bulunmadığı, eylemin 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 36. maddesinde düzenlenen ve idari para cezası yaptırımını öngören gürültüye neden olma kabahatini oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan mahkumiyetine karar verilmesinde;
2- Kabule göre de;
5271 sayılı Kanun"un 231. maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle yeniden ele alınıp hükmün açıklanmasına karar verildiğinde, aynı Kanun"un 231/11. maddesi hükmü uyarınca önceki hükümde değişiklik yapılmadan aynen açıklanması, ancak kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesi ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair cezanın bireyselleştirilmesi hükümlerinin tatbik edilebileceği, bunun dışındaki hususlarda hükmün değiştirilemeyeceği nazara alındığında, denetim süresi içerisinde suç işlediği anlaşılan sanık hakkında hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde;
İsabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 02.10.2019 gün ve 9245 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.10.2019 gün ve KYB/2019-96999 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1-) Hükümlünün ses ve gaz fişeği istimal eden kuru sıkı silah olarak tabir edilen tabanca ile ateş etme eyleminin, 5237 sayılı TCK.nın 170/1-c madde ve fıkrasında tanımı yapılan içinde ateşli silah öğesi bulunan suç tipine uygun bulunmadığı, eylemin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 36. maddesinde düzenlenen ve idari para cezası yaptırımını öngören gürültüye neden olma kabahatini oluşturduğu ancak anılan Yasanın 20/2-c. maddesi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, kabahat tarihinden karar tarihine kadar bu sürenin gerçekleştiği gözetilmeden suça sürüklenen çocuk hakkında idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerine, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,
2-)Kabul ve uygulamaya göre de, hükümlünün hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından sonra, denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle 5271 sayılı CMK"nin 231/11. maddesi gereğince hükmedilen hapis cezasının aynen açıklanması ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeden, 5237 sayılı TCK"nin 50/3. Madde ve fıkrası koşulları da oluşmadığı halde aynı yasanın 50/1-a. maddesi gereğince hapis cezasının, adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı"nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görüldüğünden, İstanbul 3. Çocuk Mahkemesi"nin 18.07.2018 gün, 2017/539 esas, 2018/362 sayılı kararının 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 1 nolu bozma nedenine göre 2 nolu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının konusu eylemin oluşturduğu kabahatin zamanaşımına uğraması nedeniyle 5226 sayılı Kabahatler Kanunun 20/2-c. maddesi gözetilerek “İdari yaptırım uygulanmasına yer olmadığına”, 16.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.