Esas No: 2021/1554
Karar No: 2022/3744
Karar Tarihi: 11.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1554 Esas 2022/3744 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, Devletin hüküm ve tasarrufundaki iki adet taşınmazın taş ocağı olarak davalıya kiralanması nedeniyle, bir kısım kira bedeli ile sözleşmede öngörülen miktardan daha fazla miktarda madenin çıkarıldığı iddiasına dayalı taş bedeli alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin bir dava. Mahkeme, dava konusu ocak dışında başka ocaklardan malzeme getirilip dava konusu sahaya depolandığına ilişkin kayıtların olmadığı ve davacı tarafça tutulması gereken bilgilere ilişkin belgelerin sunulmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar vermiştir. Ancak, Dairemizin bozma ilamına uyulmadığı ve kötüniyet tazminatı istemine yönelik hüküm verilmediği gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri: İİK m. 67, 6183 sayılı Kanun.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 15.10.2020 tarih ve 2018/471 E. - 2020/355 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Devletin hüküm ve tasarrufundaki 15.971 m2 ve 13.648,17 m2 yüzölçümlü iki adet taşınmazın taş ocağı olarak kullanılmak üzere davalıya kiralandığını, 15.971 m2 alanındaki taşınmazın 17.625.-TL tutarındaki 1. yıl 4. dönem kirasının ödenmediğini, yine her iki taş ocağından davalının, sözleşmeye aykırı olarak fazla miktarda mal aldığının milli emlak denetmeninin raporundan anlaşıldığını, bu fazla alınan malzeme bedelinin 1.947.730,18 TL'ye tekabül ettiğini, alacaklarının 6183 sayılı Kanun uyarınca faiziyle birlikte tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kira sözleşmesinden kaynaklanan alacakların dava zamanaşımının 5 yıllık süreye tabi olduğunu ve bir kısım alacak kalemlerinin zamanaşımına uğramış olduğunu, 5 yıl önceki dönem için fazla malzeme bedeli altında bir talepte bulunulmasının mümkün olmadığını dışarıdan alınan malzeme, hammaddelerin de aynı yerde işlenip satıldığını, şirketin satış cirosuna işbu dışarıdan elde edilmiş malzeme ve hammaddelerin de girdiğini savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak ve tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama sonucunda; dava konusu ocak dışında başka ocaklardan malzeme getirilip dava konusu sahaya depolandığına ilişkin kayıtlar, dava konusu ocaktan alınan kayaçlara ilişkin varsa kantar fişleri, davalı tarafça ocak terk edildikten sonra 3. kişilerce üretim faliyetine başlama anındaki plankote notlarının davacı tarafça tutulması gereken kayıtlar olduğu ve davacı tarafça da bu hususlara ilişkin bilgi ve belge sunulamadığı, ayrıca davacının takip yapmakta haksız olsa da, kötüniyetli takip yaptığına ilişkin delil bulunmadığı gerekçesi ile, davanın reddine, davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekillerince temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
1- Dava, Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan maden sahalarının taş ocağı olarak kullanılmak üzere davalıya kiraya verilmesi nedeniyle, bir kısım kira bedeli ile sözleşmede öngörülen miktardan daha fazla miktarda madenin çıkarıldığı iddiasına dayalı taş bedeli alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemenin, davalı tarafça sunulan dekont nedeniyle takibe konu kira alacağına ilişkin borcu bulunmadığı ve taş bedeli alacağının ise ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verdiği ilk kararı, Dairemizin 13.06.2016 tarihli ve 2015/10985 E., 2016/6552 K. sayılı ilamı ile taş bedeli alacağı talebine yönelik olarak; “....araziden hangi miktar malzeme çıkarıldığının tespiti için davalı tarafın savunmasında geçen ocak dışında başka ocaklardan malzeme getirilip dava konusu sahaya depolandığı savunmasını doğrulayacak kayıtlara ihtiyaç duyulduğu, ayrıca dava konusu ocaktan alınan kayaçlara ilişkin varsa kantar fişlerinin dosyaya getirilmesi gerektiği, dava konusu ocakta davalıdan sonra da üretime devam edildiği tespit edildiğine göre, davalı tarafça ocak terkedildikten sonra 3.kişilerce üretim faaliyetine başlama anındaki plankote notlarının bulunup bulunmadığı araştırıldıktan sonra, davalı tarafça öngörülen süre zarfında, taraflar arasındaki sözleşmede öngörülenden fazla malzeme üretilip üretilmediği araştırılarak ve bu doğrultuda bilirkişilerden ek rapor alınarak sonucuna göre değerlendirme yapılması gerekirken, mahkemece eksik incelemeyle hüküm kurulması davacı yararına bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde bozulmuştur. Esasen mahkemenin kararı, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında sözleşmede öngörülen miktardan daha fazla malzeme sattığının anlaşılmış olması nedeniyle ve kendisinin bu malları davaya konu ocaklardan değil, başka maden sahalarından getirip, işleyerek sattığına ilişkin savunması kapsamındaki delillerini dosyaya sunması için bozulmuş ise de, davalı tarafından bu hususta herhangi bir delil sunulmadığı halde, ispat yüküne yanlış anlam verilerek fazla üretim iddiası yönünden davanın reddi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2- Ayrıca yukarıda esas ve karar sayısını belirttiğimiz bozma ilamı ile; kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takipten önce davalının borcu ödemiş olması nedeniyle, ödenen miktar dikkate alınarak davalı lehine İİK m.67 uyarınca kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş ve mahkemece bozmaya uyulmuş olmasına rağmen, oluşan usulü müktesep hak nedeniyle davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken, bu talebin reddine karar verilmiş olması davalı lehine bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 11/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.