Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/7239
Karar No: 2008/9283

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/7239 Esas 2008/9283 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, taşınmazlardaki paylarını davalıya satış suretiyle temlik ettiğini ancak temlikin hile ile yapıldığını ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkeme, Borçlar Kanununun 31. maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, davacının temyiz itirazları kabul edilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Borçlar Kanununda belirtilen hata ve hile hukuksal nedenlerine dayalı davaların aynı yasanın 31. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu belirtilir. Ancak, hata ve hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde hukuki ilişkinin ortadan kaldırılması herhangi bir şekle bağlı değildir. Ayrıca hatanın varlığı tüm delillerle ispat edilebilir. Hile de her türlü delille ispat edilebileceği gibi, hileye uğrayan taraf da hukuki ilişkiyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
1. Hukuk Dairesi         2008/7239 E.  ,  2008/9283 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SAKARYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 11/03/2008
    NUMARASI : 2007/404-2008/81

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, çekişme konusu 85, 153, 1213, 3566 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını davalıya satış suretiyle temlik ettiğini,temlikin hile ile yapıldığını ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, Borçlar Kanununun 31. maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    -KARAR-
    Dava, hata, hile hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, hak düşürücü nedenle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 85, 1213, 153, 3566 parsel sayılı taşınmazların tarafların ortak miras bırakanları M. ait iken mirasçıları olan taraflara intikal ettiği, davacının anılan taşınmazlardaki payını 26.8.2005 tarihli akitle satış suretiyle davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Davacı, yapılan temlikin hata ve hileye düşürülmek suretiyle gerçekleştirildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Bilindiği üzere; sözleşmenin konusu, niteliği ve ödenecek miktar gibi hususlarda dikkatsizliği veya bilgisizliği sonucu gerçek iradesine uymayan beyanda bulunmak suretiyle esaslı hataya düşen tarafın sözleşme ile bağlı sayılamıyacağı kuşkusuzdur. Hemen belirtmek gerekirki, Borçlar Kanununda esaslı hatanın tanımı yapılmamış, 24. maddede sınırlayıcı olmamak üzere örnekler gösterilmiştir. Kısaca iç irade ile açıklanan irade arasındaki bilmiyerek yapılan uyumsuzluk olarak tanımlanan hatanın esaslı kabul edilebilmesi için, uygulamada ve bilimsel alanda ortaklaşa benimsendiği gibi, girişilen taahhüdün başlıca sebebini teşkil etmesi, daha açık söyleyişle hem yanılgıya düşen taraf, yönünden (Subjektif unsur), hemde iş hayatındaki dürüstlük kuralları (objektif unsur) açısından, hataya düşülmese idi böyle bir sözleşmenin hiç veya açıklanan biçimde yapılmayacağının isbatlanması zorunludur.
    Bu koşulların varlığı halinde hataya düşen taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir ve verdiği şeyi geri istiyebilir. Yeterki hatanın ileri sürülmesi B.K.nun 25.ve M.K.nun 2. maddesinde hükme bağlanan dürüstlük kuralına aykırı olmasın. Hemen belirtmek gerekirki, sözleşme yapılırken hataya düşen tarafın kusurlu bulunması sözleşmenin iptaline engel değildir. Nevarki, B.K.nun 26. maddesinde öngörüldüğü gibi hatayı bilmeyen veya bilecek durumda bulunmayan ve kusursuz olan karşı tarafın menfi, gerektiğinde müsbet zararının ödenmesi gerekir.
    Öte yandan, iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Hatanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, sözleşmenin karşı tarafına yöneltilecek tek taraflı bir irade açıklaması ile bildirilebileceği gibi def"i veya dava yoluyla da kullanılabilir. Ayrıca hatanın varlığı her türlü delille isbat edilebilir.
    Diğer taraftan; hile,genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur.B.K"nun 28/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz.Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (m.Ş.) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan,hile her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir.Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluylada kullanılabilir.
    Borçlar Kanununda düzenlenen hata ve hile hukuksal nedenine dayalı davaların aynı yasanın 31. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunda kuşku yoktur.
    Anılan sürenin başlangıç tarihinin hata ve hileye düşürüldüğüne ıttıla kesbedildiği tarih olacağı da tartışmasızdır.Bu sürenin başlangıcının ise, yukarıda değinilen ilkelerde de belirtildiği üzere her türlü delille özellikle, tanık ifadeleriyle saptanması olanaklıdır.
    Ne var ki, mahkemece bu konuda davacının göstermiş olduğu tanıklar dinlenmemiş ve hükme yeterli olacak şekilde bir araştırma yapılmadan akit tarihinde öğrenildiği kabul edilmek suretiyle neticeye gidilmiştir.
    Eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,15.9.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi