
Esas No: 2015/6331
Karar No: 2015/7350
Karar Tarihi: 05.06.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/6331 Esas 2015/7350 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 518 parsel sayılı 5000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ..."ın 20 yılı aşkın zilyet ve tasarrufunda olmakla beraber metruk yerlerden olduğu belirtilerek çayır vasfıyla ... adına tespit edilmiştir. Kadastro Komisyonunca davalı ..."ın itirazının kabulüne karar verilmesi üzerine ... vekili, taşınmazın kamu malı olduğunu ileri sürerek ... adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece ..."ın mirasçıları davaya dahil edilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 518 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş; hüküm, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan zirai bilirkişi raporunda taşınmazın mera vasfında olduğunun belirtildiği, taşınmazın etrafındaki meralarla bütünlük teşkil ettiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, taşınmazın etrafında eylemli olarak mera parseli bulunmadığı gibi, keşifte dinlenilen yerel bilirkişinin sadece taşınmazın yönlerini gösteren soyut nitelikteki beyanı ile yetinilmiş, taşınmazın öncesi davalının kadastro tespit gününden önce taşınmaz üzerinde sürdürdüğü zilyetliğinin süresi, sürdürülüş biçimi ve şekli hususunda ayrıntılı beyan alınmamış olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece, taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, (taşınmazın bulunduğu köy ve komşu köylerden seçilecek) yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi, jeolog ve fen bilirkişisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tanıklardan kadastro çalışmalarının 1973 yılında yapıldığı dikkate alınarak taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin kimden kime ne zaman intikal ettiği, zilyetliğin süresi ve şekli etraflıca maddi olaylara dayalı olarak sorulup açıklattırılmalıdır. Ziraat bilirkişi kurulundan, tespit tarihi itibariyle komşu taşınmazlarla mukayeseli şekilde taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı, taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun şekilde zilyetlik bulunup bulunmadığı, taşınmazın toprak yapısı, eğimi, niteliğini açıklar nitelikte, çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor ve jeolog bilirkişiden taşınmazın aktif dere yatağı olup olmadığı, derenin etkisinde bulunup bulunmadığına ilişkin rapor alınmalı; fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bir kısım dahili davalılar ... ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 05.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.