Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2010/3760 Esas 2011/3406 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3760
Karar No: 2011/3406
Karar Tarihi: 30.03.2011

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2010/3760 Esas 2011/3406 Karar Sayılı İlamı

Özet:

İçişleri Bakanlığı, davalılar Çöl ve diğerleri aleyhine rücuen tazminat istemiş ancak dava kısmen kabul edilmiştir. Davalılar Çöl ve diğerleri, haksız ve dayanaksız olan istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Yerel mahkeme, davalılardan ... hakkındaki istemi reddettiği gibi diğer davalılardan bir bölümü kabul etti. Davacı ve davalılardan ... ile ... tarafından yapılan temyiz başvuruları sonucunda, zarara yol açan kişiler arasındaki dayanışmanın zarar görene ödenen tazminatın rücuen alınması söz konusu olduğunda geçerli olmadığına karar verilmiştir. Yerel mahkeme, davalılardan ... ile ...'ın ortaklaşa ve dayanışmalı olarak sorumlu tutulması usul ve yasaya uygun olmadığından kararın bozulması gerektiği sonucuna varmıştır. Borçlar Yasası'nın 50 ve 51. maddelerinde düzenlenmiş olan dayanışmanın teselsül kuralları, birden fazla kişinin birlikte bir zarara yol açmaları durumunda sorumluluğun düzenlenmesine yönelik kurallardır. Eldeki davaya göre, zarara yol açanlar arasında dayanışmadan (teselsülden) söz edilemez fakat zarar verenler kendi kusurları oranında sorumludurlar. Temyiz olunan kararın davalıların yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Borçlar Yasası'nın 50 ve 51. maddeleri, dayanışma (teselsül) kurallarını düzenler. Bu kurallar zarara yol açan kişiler arasında sorumluluğun düzenlenmesine yöneliktir. Eldeki davada zarara yol açan kişiler arasında dayanışmadan söz edilemeyeceği, zarar verenlerin kendi kusurları oranında sorumlulukları olduğu belirtilmiştir.
4. Hukuk Dairesi         2010/3760 E.  ,  2011/3406 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı İçişleri Bakanlığı vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Çöl ve diğerleri aleyhine 01/12/2008 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/12/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili, davalı ... ile davalı ... Çöl taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacının davalılardan ...’ye yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
    2-Davalılar ... ile ...’ın temyiz itirazına gelince; dava, haksız eylem nedeniyle zarara uğrayana ödenen tazminatın, haksız eylem sorumlularından rücu yolu ile alınması istemine ilişkin olup davacı idare, dava dışı ...’ın öldürülmesi olayının soruşturulması sırasında, şüpheli konumundaki dava dışı ...’nın Gölhisar Jandarma Komutanlığı kolluk görevlileri olan davalılar tarafından zor kullanılarak ifadesinin alındığı gerekçesiyle açılan dava sonunda verilen karar gereğince, dava dışı ...’ya ödediği tazminatın, olayda kusuru bulunan davalılardan ortaklaşa ve dayanışmalı olarak (müştereken ve müteselsilen) alınmasını istemiştir.
    Davalılar ise, haksız ve dayanaksız olan istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
    Yerel mahkemece, suç tarihi olan 2005 yılı Ağustos-Eylül-Ekim aylarında Gölhisar Jandarma Komutanlığı"nda görevli olmadığı, görevine 14.11.2005 tarihinde başladığı gerekçesiyle davalılardan ... hakkındaki istem reddedilmiş; diğer davalılar hakkındaki istemin ise bir bölümü kabul edilmiş; karar, davacı ve davalılardan ... ile ... tarafından temyiz olunmuştur.
    Borçlar Yasası"nın 50. ve 51. maddelerinde düzenlenmiş bulunan dayanışma (teselsül) kuralları, birden çok kişinin birlikte bir zarara yol açmaları ve aynı zarardan dolayı sorumlu olmaları durumuna ilişkin olup zarara yol açanlar ile zarar gören arasındaki ilişkinin düzenlenmesine yöneliktir. Eldeki davada, zarar görene ödenen tazminat, zarar verenlerden rücu yoluyla istendiğine göre zarar verenler arasında dayanışmadan (teselsülden) söz edilemez. Zarar verenler kendi kusurları oranında sorumludurlar.
    Yerel mahkemece açıklanan yasal düzenleme gözetilerek, davalılardan ... ile ...’ın belirlenecek kusurları oranında ayrı ayrı sorumlu tutulmaları gerekirken, ortaklaşa ve dayanışmalı olarak sorumlu tutulmuş olmaları usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalılar ... ve ... yararına BOZULMASINA; davacının davalılardan ...’ye yönelik temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen reddine; bozma nedenine göre davacı ile diğer davalılar ... ile ...’ın öteki temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/03/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.