19. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/4999 Karar No: 2018/2595 Karar Tarihi: 09.05.2018
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/4999 Esas 2018/2595 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında davalı şirketin keşide ettiği muvazaalı senedin geçersiz olduğu ve davacının borçlu olmadığına karar verilmesi istenmiştir. Mahkeme, taraflar arasında ticari ilişki olduğunu ancak muvazaalı işlem iddiasının davacıda olduğunu ve ispat edilemediğini belirterek davanın reddine karar vermiştir. Ancak mahkemenin davacının dava ehliyetinin bulunmamasına rağmen işin esasına girerek karar vermesi ve dolayısıyla davacı aleyhine nisbi vekalet ücretine hükmetmesi yanlış bulunmuş ve hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri: Türk Borçlar Kanunu madde 583, Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 326.
19. Hukuk Dairesi 2017/4999 E. , 2018/2595 K.
"İçtihat Metni"
...... Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde gelen olmadığından, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacının halen keşideci .....eski müdürü ve ortağı olduğunu, davadışı şirket ile davalı ... arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığını, davalı ..."in bonoyu muvazaalı olarak şirket kaşesi altına keşide ederek şirketi borçlandırıp dolandırma kastıyla davalı ..."a verdiğini, senedin geçersiz olduğunu ileri sürerek davacının borçlu olmadığının tespitine ve davacı aleyhine tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, davalının icra dosyasında taraf olmadığını, davacının dava açma ehliyeti ve hukuki yararı olmadığını, davacının bilgisi dahilinde davalının çek ve senet tanzim ettiğini, ortada muvazaalı bir işlem olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, keşide tarihinde şirket yetkilisi tarafından keşide edilen senetlerden şirketin sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini ve %20 tazminat istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davalı ..."ın dava dışı şirketten daireler satın aldığı, ihdas nedeni bulunmayan bonoya karşı muvazaalı doldurulduğunun ispatının davacıda olduğu ve yazılı delille ispatı gerektiği, davalıların yemini eda ettiği, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu senette keşidec.... olup davacının bir sıfatı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi ve dolayısıyla davacı aleyhine nisbi vekalet ücretine ve nisbi harca hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.