Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/30096
Karar No: 2020/8259
Karar Tarihi: 30.06.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/30096 Esas 2020/8259 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         2017/30096 E.  ,  2020/8259 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 2009 yılının Ekim ayından itibaren davalı şirkette loder operatörü olarak çalıştığı ve iş azlığı bahane edilerek haksız ve bildirimsiz bir şekilde işten çıkartıldığını, herhangi bir şekilde fazla mesai, haftalık izin için ayrıca ek bir ödeme yapılmadığını, müvekkilin çalıştığı dönemde 06:00-18:00 saatleri arasında çalışma yaptığını, resmi bayramlarda, hafta tatillerinde de çalıştığını, ancak karşılığı olan işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, fazla mesai ücreti, resmi bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin bordroya yansıtılarak ödendiğini, hafta tatillerinin toplu olarak kullandırıldığına dair izin formları bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı vekili tarafından sunulan davacıya özlük dosyasına ilişkin belgelerin yasal süresinde ibraz edilmediğinden değerlendirmeye esas alınmayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu:
    Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Taraflar arasında çözümlenmesi gereken ilk uyuşmazlık konusu davalı tarafından sunulan belgelerin değerlendirmeye esas alınıp alınmayacağı noktasındadır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/7-2097 esas 2017/894 sayılı kararında belirtildiği üzere, kural olarak, yargılama aşamasında dayanılıp sunulmayan deliller, temyiz veya karar düzeltme aşamasında sunulamazlar; sunulmuş olsalar bile bu aşamalardaki incelemeler sırasında dikkate alınamazlar. Bu kuralın tek istisnası, dayanılıp sunulan delilin, o davaya konu borcu söndüren bir nitelik taşıması; örneğin, davaya konu borcun ödenmiş olduğunu gösteren makbuz, ibraname gibi bir belge olmasıdır.
    Somut olayda, davalı vekili tarafından süresinden sonra verilen cevap dilekçesi ekinde sunulan işyeri özlük dosyasında yer alan bir kısım belgelerin borcu söndüren veya hakkı ortadan kaldıran belge niteliğinde olduğu anlaşıldığından, bilirkişiden ek rapor alınıp bir değerlendirmeye tabi tutulduktan sonra soncuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmadan eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    2- Taraflar arasında giydirilmiş ücretin hesabı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Giydirilmiş ücretin tespitinde, 4857 sayılı İş Kanununun 32"nci maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler dikkate alınır.
    Mahkemece, davacı tanığının beyanından hareketle yemek ve servis giydirilmiş ücrete dahil edilerek hesaplama yapılan bilirkişi raporuna itibar edilip, talep edilen işçilik alacakları hüküm altına alınmıştır.
    Ancak davacının davalıya ait şantiyede görev yaptığı anlaşıldığından, gerekirse tanık yeniden dinlenilerek davacının şantiyede kalıp kalmadığı, şantiyede kalıyorsa servisten ne şekilde faydalandığı hususları açıklığa kavuşturulmalı ve buna göre giydirilmiş ücrete servis ücretinin ilave edilmesi gerekip gerekmediğine karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır.
    3-Somut olayda; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanığının beyanlarına göre fazla mesai alacağı, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatili alacakları hesaplanmış olmakla birlikte, davacı tanığının çalışma süresinin tamamında davacı ile birlikte çalışmadığı anlaşılmaktadır. Tanıklar ancak kendi çalışma dönemlerindeki çalışma şekli ile ilgili bilgi sahibi olabilirler ve beyanlarına ancak bu dönem ile sınırlı olarak itibar edilebilir. Davacı tanığının anlatımlarına, davacının tüm dönemleri için değer verilerek kabule konu edilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece yapılması gereken, öncelikle davacı tanığının davalı işyerinde çalışma sürelerini gösteren Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarını getirterek, bu kayıtlarda yer alan çalışma süreleri esas alınmak suretiyle tanığın beyanlarının hesaplamaya konu edilmesi ve sonucuna göre dosyadaki diğer delillerde değerlendirilerek bir karar verilmesidir.
    4- 4857 sayılı İş Kanunu"nun 46"ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63"üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46"ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır. Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre için haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Mahkemece de belirtildiği gibi, hafta tatili izinlerinin işçinin dinlenme hakkına ilişkin olduğu açıktır. Bu bakımdan, mahkemenin hafta tatili izninin yasal düzenlemenin amacına aykırı şekilde toplu olarak kullandırılamayacağına ilişkin kabulü isabetlidir. Ancak hafta tatili izninin toplu olarak kullandırılması halinde, hafta tatili ücreti alacağının hesaplanmasında, hafta tatilinin toplu kullanılmasına ilişkin belgelerde yazılı izin günlerinden ilgili haftaya (yedişergünlük zaman dilimleri nazara alınarak) denk gelen hafta tatili gününde işçinin dinlendiğinin kabulü gerekir. Ayrıca işçinin toplu olarak izin kullandığı dönemde çalışması karşılığı olmayan 1 yevmiye tutarındaki ücretin de davacıya ödenmiş ise davacıya sadece 0,5 yevmiyesi kadar ödeme yapılması gerektiği göz ardı edilmemelidir.
    Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, toplu olarak kullanıldığı belirtilen izinlerin mazeret izni olduğu kabul edilerek, söz konusu izin günleri hafta tatili ücreti hesabında dikkate alınmamıştır. Ne var ki bu kabul şekli hatalı olup, davacı işçinin anılan günlerde mazeret izni kullandığına yönelik bir iddiası bulunmamaktadır. Bu durumda, her bir toplu izinden bir günün, o haftaya ilişkin hafta tatili olarak kullandırıldığının kabulü ile hafta tatili adı altında kullandırılan birer günlük izinlerin ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Anılan hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    5-Davalı vekili tarafından ıslah talebine karşı yasal süresi içerisinde ileri sürülen zamanaşımı savunması değerlendirilmeden karar verilmesi hatalı olup, ayrı bir bozma sebebidir.
    6- Öte yandan, kabule göre ise; mahkemece hüküm altına alınan alacakların “net” mi yoksa “brüt” tutarlar mı olduğunun hüküm yerinde açıkça belirtilmemesi de infazda tereddüt yaratır mahiyette bulunmuştur.
    SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.06.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi