17. Hukuk Dairesi 2019/6128 E. , 2020/6089 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili asıl davada, 03.02.2016 tarihinde davacının kızı olan ...’nin davalıya trafik sigortalı araçta yolcu olarak bulunduğu sırada meydana gelen çift taraflı kazada vefat ettiğini, kızının desteğinden yoksun kaldığını beyanla, belirsiz alacak davası olarak 100,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 24.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada davacılar murisi olan yolcu ... ve sürücü ...’nin meydana gelen kazada vefat ettiğini, davacıların destekten yoksun kaldıklarını beyanla belirsiz alacak davası olarak 1.000,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı .... vekili, poliçe limiti ile kusur oranında sorumlu olduklarını, gerçek zararın belirlenmesi gerektiğini, avans faizi talebinin haksız olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile, ..."nin vefatı sebebiyle; ... için
28.424,17 TL, ... için 16.466,26 TL , ... için 35.772,09 TL, ... için 36.754,93 TL, ... için 68.486,68 TL, ..."nin vefatı sebebiyle; Anne ... için 60.738,49 TL, ... için 48.542,68 TL, ... için 14.407,98 TL, ... için 29.906,13 TL, ... için 30.561,36 TL, Çocuk ... için 49.864,84 TL, ... yönünden temerrüt tarihi olan 24/03/2016 tarihinden itibaren, diğer davacılar için birleşen dava tarihi olan 22/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve davalının sorumluluğu poliçedeki limitle sınırlı olmak üzere davalıdan tahsiline karar verilmiş; davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi Kararı, asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Asıl ve birleşen davada davalı vekilinin davacılar ..., ..., ... ve ... lehine ..."nin vefatı nedeniyle hükmedilen maddi tazminatlar ile davacılar ..., ..., ..., ... ve çocuk İkram lehine destek ..."in vefatı nedeniyle hükmedilen maddi tazminatlar yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK"ya eklenen EK-Madde 1"de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2019 yılı için 58.800,00 TL"dir.
Temyize konu edilen davacılar ..., ..., ... ve ... lehine destek ..."nin vefatı nedeniyle hükmedilen maddi tazminatlar ile davacılar ..., ..., ..., ... ve çocuk İkram lehine muris ..."in vefatı nedeniyle hükmedilen maddi tazminatların kabul edilen kısmı hakkında verilen karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1/6/1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, asıl ve birleşen davada davalı .... Vekilinin anılan kısımlara yönelik temyiz dilekçesinin hükmün kesin olması nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl ve birleşen davada davalı vekilinin yolcu ..."nin vefatı nedeniyle kızı ... lehine hükmedilen maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp
değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl ve birleşen davada davalı vekilinin sürücü ..."in vefatı nedeniyle annesi ... lehine hükmedilen maddi tazminat yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
Karayolu Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, KTK 85. maddesinde belirtilen bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur.
Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir.
Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartlar C.10. maddesi ile de 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Genel Şartlar C.11 maddesine göre, Genel Şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Karayolları Trafik Kanununun 93. maddesi gereği, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır. Böylece Hazine Müsteşarlığı Kanundan aldığı yetki ile zorunlu sigorta genel şartlarını belirler.Sigortacılık Kanunu"nun; "Sigorta Sözleşmeleri" başlıklı 11. maddesinin birinci cümlesinde; "Sigorta sözleşmelerinin ana muhtevası, Müsteşarlıkça onaylanan ve sigorta şirketlerince aynı şekilde uygulanacak olan genel şartlara uygun olarak düzenlenir." ifadesi mevcut olup bu doğrultuda, yapılacak sözleşmeler (poliçeler) genel şartlara uygun olmak zorundadır.Bu nedenle zorunlu sigorta genel şartlarını, Türk Borçlar Kanunu’nun 20. maddesinde düzenlenen genel işlem koşulu kapsamında olup olmadığı irdelenmelidir. TBK"nın 20. maddesi hükmüne göre; önceden, tek başına hazırlanarak karşı tarafa sunulan
sözleşme hükümleri genel işlem koşulu kapsamındadır. Oysa Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Genel Şartları, sözleşmede taraf olmayan Hazine Müsteşarlığı tarafından, Kanundan alınmış olan yetkiye dayalı olarak belirlenir. Ayrıca Genel Şartları TBK"nın 20. maddesinin son fıkrasında “Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır.” düzenlemesi kapsamında düşünmek de mümkün değildir. Zira kanunda açıkça belirtildiği üzere, kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmeler yürütmekte oldukları bir hizmet ile ilgili olmalıdır. Oysa Hazine Müsteşarlığı, zorunlu mali sorumluluk sigortası hizmeti veren bir kuruluş olmadığı gibi hizmeti alan taraf ile bir sözleşme ilişkisi içinde bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle tartışılan hususun genel işlem şartı olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın uygulanmasının, Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesinde belirtilen "tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği" ilkesine aykırı olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu ilkenin uygulanabilmesi için her iki tarafın özgür iradesi ile poliçe düzenlendikten sonra zarar görenin aleyhine tazminatın kaldırılması yada azaltılmasını gerektirecek değişikliklerin yapılması durumunda geçerli olacaktır. Oysa 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları, yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibarı ile Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası’nın kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Sigortacı, işletenin sorumluluğunu poliçe ve genel şartlar kapsamında üstlendiğine göre, sonradan bir değişiklikten bahsetmek mümkün olmayacaktır. Kaldı ki, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1423. maddesine göre sigortacı, sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri,
gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerinden oluşan aydınlatma yükümlülüğünü sigortalıya karşı yerine getirmese dahi sigortalı, sözleşmenin yapılmasına 14 gün içinde itiraz etmemiş ise sözleşme poliçede yazılı şartlar ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlar kapsamında yapılmış olur.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde; “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise, Genel Şartlar A.3. maddesinde; “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının KTK çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Kapsama giren teminat türlerinin tanımlandığı A.5. maddesinin (ç) bendinde ise; Destekten Yoksun Kalma (Ölüm) Teminatı “Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.” şeklinde ifade edilmiştir. Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde; “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının teminatı dışında kalan hallerden sayılmıştır.
KTK 92. Maddesinde düzenlenen teminat dışı haller kapsamında tartışılan hususların ve 93. Maddenin iptali için Anayasa Mahkemesince başvurulmuş bu yöndeki talepler ret edilmiştir.
Somut olayda, sürücü destek ..."nin, sevk ve idaresindeki araçla 03.02.2016 tarihinde, %100 kusurlu olarak yapmış olduğu çift taraflı trafik kazasında ölmesi nedeni ile desteğin annesi ..., desteğin idaresindeki aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur.
Destek idaresindeki davalı ... şirketi tarafından düzenlenen poliçenin teminat başlangıç ve bitiş tarihleri 24.12.2015 ile 24.12.2016 tarihleri olup, davalı ... şirketinin sorumluluğunun kapsamı ise 01.06.2015 tarihinde, yani poliçenin teminat başlangıç tarihi olan 24.12.2015 tarihinden önce yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenecektir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla oluşan destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için, motorlu aracın işletilmesi sırasında ölen kişinin mutlaka üçüncü bir kişi olması gerekir. Eldeki davada ise, murisin (desteğin) üçüncü kişi olarak kabulü mümkün değildir.
Yine Genel Şartların A.6. maddesi (d) bendine göre, destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle, %100 kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü murisin tam kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında bulunmamaktadır. Davacı anne ..."nin sürücü ..."nin vefatı nedeniyle davalı ... şirketinden destek tazminatı talep etme hakkı bulunmadığından ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesi’nce reddedilmesi doğru görülmemiş ve karar bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar ..., ..., ... ve ... lehine ..."nin vefatı nedeniyle hükmedilen maddi tazminatlar ile davacılar ..., ..., ..., ... ve çocuk İkram lehine ..."in vefatı nedeniyle hükmedilen maddi tazminatlar yönünden asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davalı
vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi Kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, dosyanın karar veren İlk Derece Mahkemesine, bozma ilam örneğinin Bölge Adliyesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davalıya geri verilmesine, 22/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.