4. Hukuk Dairesi 2010/1497 E. , 2011/3363 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğeri aleyhine 29/05/2009 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/11/2009 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ve duruşmasız olarak incelenmesi de davalılar vekilleri taraflarından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 29/03/2011 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... geldi, karşı taraftan davalılar adlarına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacıların diğer temyiz itirazına gelince; dava, trafik kazası nedeniyle desteğin ölümünden dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, taraflarca temyiz olunmuştur.
Davacılar, davalılardan ..."in sürücüsü olduğu araç ile rehber bulundurmaksızın aşırı eğimli yoldan geri geri inerken, yolun kenarından aşağıya doğru yürüdüğü için arkasından gelen aracı göremeyecek durumda olan desteğe çarparak yaşamını yitirmesine neden olduğunu belirterek, uğradıkları manevi zararın ödetilmesini istemişlerdir.
Davalılar, olayda kusurları bulunmadığını, yolun kenarındaki kaldırımdan yürümeyen desteğin tamamen kusurlu olduğunu ileri sürerek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Yerel mahkemece, ceza dosyası, Adli Tıp Kurumu"nun kusura ilişkin raporu, tanık anlatımları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları değerlendirilerek, davalı sürücünün birinci derecede kusurlu olduğu sonucuna varılıp istemin bir bölümü kabul edilmiştir.
Borçlar Yasası"nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu olayın gelişim biçimi, davalı sürücünün kusur durumu, ölenin davacılara olan yakınlığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacılar yararına takdir edilen 5.000,00"er TL manevi tazminat azdır. Özellikle ölenin eşi olan davacılardan ... yararına diğer davacılara göre daha da üst düzeyde olmak üzere tüm davacılar yararına daha üst düzeyde manevi tazminat takdiri için kararın bozulması gerekirse de belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası"nın 438/7. maddesi gereğince, davacılardan ... yararına 10.000,00 TL, diğer davacılar ..., ... ve ... yararına 8.000,00"er TL manevi tazminat takdir olunmak suretiyle, kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle gerekçesinde ve hüküm fıkrasının manevi tazminat takdirine ilişkin ilk paragrafının silinerek yerine ilk paragraf olarak "İstemin bir bölümünün kabulü ile davacılardan ... yararına takdir edilen 10.000,00 TL, diğer davacılar ..., ... ve ... yararına takdir edilen 8.000,00"er TL manevi tazminatın olay tarihi olan 20.03.2009 gününden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte ortaklaşa ve dayanışmalı olarak davalılardan alınıp davacılara verilmesine," biçimindeki tümcenin yazılmasına; harç alınmasına ilişkin ikinci ve üçüncü paragraflarında yer alan "…1.080.00.-…", "…2.295.00.-…" ve "…1.080.00-…" biçimindeki sayı dizileri ayrı ayrı silinerek yerlerine sırasıyla "…1.836,00…" , "…1.539,00…" ve "…1.836,00…" sayı dizilerinin yazılmasına; yargılama gideri alınmasına ilişkin dördüncü paragrafında yer alan "…3.88.-…" biçimindeki sayı dizisi silinerek yerine "…6,59…" sayı dizisinin yazılmasına; taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine ilişkin beşinci ve altıncı paragraflarında yer alan “...2.400.00.-...” biçimindeki sayı dizileri ayrı ayrı silinerek yerlerine sırasıyla "…3.700,00…" sayı dizilerinin yazılmasına; davalıların tüm, davacıların öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddiyle kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve temyiz eden davacılar yararına takdir olunan 825,00 TL duruşma avukatlık ücreti ile aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalılara yükletilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29/03/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.