Esas No: 2022/2708
Karar No: 2022/3801
Karar Tarihi: 12.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/2708 Esas 2022/3801 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/2708 E. , 2022/3801 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22.03.2018 tarih ve 2017/885 E. - 2018/324 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 27.05.2021 tarih ve 2018/2966 E. - 2021/1065 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı banka tarafından dava dışı borçlulardan olan alacağı nedeniyle İstanbul 35. İcra Müdürlüğü’nün 2017/25533 sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz kararı alınarak Gürsel Ayakkabıcılık firmasının adresinde hacze gelindiğini, müvekkillerinin borçlu şirkette işçi olarak çalıştıklarını, müvekkillerinin işletmenin çalışmaya devam etmesini sağlamak için haciz baskısı altında kefil olduklarını, davalı bankanın protokol ile kefilliği oluşturduğu gibi, borçlu olmayan müvekkillerinden davaya konu senedin alındığını ve müvekkileri aleyhine icra takibi başlatıldığını, senedin haciz baskısı altında imzalandığından geçersiz olduğunu ileri sürerek müvekkilerinin davalıya borcu bulunmadığının tespitine, takibe konu senedin ve protokolün iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacılar ile imzalan protokol ile İstanbul 35. İcra Müdürlüğü’nün 2017/25533 E. sayılı dosya borcu davacılar tarafından üstlenilmiş olduğunu, ödeme aracı ile davacılar tarafından imzalanan bononun kayıtsız şartsız ödeme taahhüdünü içerdiğini, davacılar İstanbul 35. İcra Müdürlüğü’nün 2017/25533 E. sayılı dosyada borçlu olmadıklarından ve gerçekleştirilen haciz işlemi dosya borçlusu şirketin adresinde gerçekleştirilmiş olduğundan kendilerine karşı haciz baskısı yapılmasının da mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı tarafından dava dışı şirket aleyhine başlatılan takip sebebiyle uygulanan haciz aşamasında davacıların 1.450.000,00 TL tutarlı bono verdiği sabit olup, uyuşmazlık bu bonodan dolayı davacıların davalıya borçlu olup olmadıkları noktasında olduğu, davaya konu bononun, dava dışı şirketin borcundan dolayı başlatılan takip nedeniyle haciz uygulaması sırasında alındığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, davacıların söz konusu takipte borçlu olmayıp kendilerine yönelik bir haciz baskısı bulunmadığı, düzenlenen senedin bono vasfında olduğu, kambiyo senedi vasfı taşıması nedeniyle mücerretlik ilkesi gereğince tanzim eden davacıları bağladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince taraflar arasında yapıldığı ihtilafsız olan 03.08.2017 tarihli protokolün; İstanbul 35. İcra Müdürlüğü'nün 2017/25533 Esas sayılı dosyasına binaen düzenlendiği, dosya borcuna mahsuben bir adet 1.450.000.- TL bedelli bono alındığı, alınan bononun vadesinde ödenmesi halinde dosya borcu ile ilgili hiçbir alacağın kalmayacağı, ödenmezse mükerrer olmamak şartı ile icra takibine konulacağı, bononun kayıtsız şartsız ödeme taahüdü içeren kambiyo senedi olduğu, yapılan protokolle alınan bono miktarınca borcun olduğunun kabul edildiği, protokolle alınan bononun ödeme kayıt ve şartlarını değil ödeme şeklini belirleyen hükümlerden ibaret olduğu sözleşme serbestisi çerçevesinde amaçlanan yegane hususun bu olduğu kabul ve taahhüt edildiğinin görüldüğü, İstanbul 35. İcra Müdürlüğü'nün 2017/25533 Esas sayılı dosyasında yahut haciz tutanağında davacıların taraf olarak yer almadığı, 03.08.2017'de ilgili dosya borçlusunun işyerinde haciz işlemi uygulandığı, davacılar, senedin haciz tehdidi altında alındığını ve bedelsiz olduğunu, kefaletin geçersiz olduğunu iddia ettikleri, ancak taraflar arasındaki 03.08.2017 tarihli protokolün kefalet sözleşmesi niteliğinde değil, borcun üstlenilmesi niteliğinde olduğu, bununla birlikte davacıların İstanbul 35. İcra Müdürlüğü'nün 2017/25533 Esas sayılı dosyasında borçlu olarak yer almadıkları, davacıların çalıştığı işyeri adresinde haciz işlemi yapılmasının davacılar yönünden müzayaka hali olarak kabul edilemeyeceği, protokolle borcun ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin davacılar tarafından kabul edildiği, takibin diğer icra dosyaları ile tahsilde tekerrür etmemek üzere başlatıldığı dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin davanın reddi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu bononun davalı bankanın dava dışı borçlu Gürsel Ayakkabıcılık Terlik Çanta Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’nin kredi borcuna mahsuben alındığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davacıların protokolde imza anında ve bononun keşide tarihinde iradelerinin fesada uğradığı ispat edilememiş ise de, bononun düzenlenme gerekçesi olan asıl borç, asıl borç ilişkisinin sona erdiği oranda davanın da kısmen ya da tamamen kabulü gerekebilir. Mahkemece İstanbul 35. İcra Müdürlüğü’nün 2017/25533 Esas sayılı icra dosyasındaki takip dayanağı borcun ödenip ödenmediği, asıl borçludan kısmi tahsilatlar yapılıp yapılmadığı araştırması yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacılara iadesine, 12/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.