Esas No: 2021/42
Karar No: 2022/3812
Karar Tarihi: 12.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/42 Esas 2022/3812 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/42 E. , 2022/3812 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 06.06.2018 tarih ve 2017/1685 E- 2018/830 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nce verilen 15.10.2020 tarih ve 2018/1826 E- 2020/941 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili davalı, şirket hisselerinin bir kısmını 10/06/2010 tarihinde hisse devir sözleşmesi ile dava dışı şirket ortakları ... ,... ve ...'e devrettiğini, 2012 genel kurulunun ve 2013 genel kurulunun davacıya haber verilmeden yapıldığını, bu nedenle geçmiş yıllarda yapılan genel kurullar için iptal davası açtıklarını, bu nedenle 13/12/2017 tarihinde yapılan 2016 yılı olağan genel kurulun ertelenmesi taleplerinin şirket genel kurulunda dikkate alınmadığını, genel kurulda akraba olan yönetim kurulu üyelerinin ibra maddesinde birbirleri için oy kullandıklarını, bunun kanuna aykırılık teşkil ettiğini, şirketin mali kayıtlarının doğru tutulmadığını, şirketin finansal olarak doğru yönetilmediğini, kredi borcu bulunan şirketin yönetim kurulu üyelerinin ortağı olduğu başka bir şirkete yüklü miktarda ödeme yaptığını, gereksiz yere faiz yüküne sebep olduğunu, nakit akışının yeterli şekilde denetlenmediğini ileri sürerek 2016 yılı genel kurul kararlarının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kararların usulüne uygun olduğunu, akrabaların birbirleri için ibra maddesinde oy kullanmasında usule aykırılık bulunmadığını, çağrının usule uygun yapıldığını, tüm belgeleri incelemesi için imkan tanındığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, önceki genel kurulları iptal olsa bile bu durumun yeni genel kurul yapmaya engel teşkil etmediği, nevi değişikliği ve hisse devir sözleşmesine ve dürüstlüğe aykırı durumlar olduğu belirtilmiş ise de, somutlaştırılmadığından soyut biçimde aykırılıktan söz edilemeyeceği, yönetim kurulu ibrasına yönelik oylamanın usulsüzlüğü, davacının TTK 393/1-e maddesinde yazılı olan menfaat ilişkisine dayandığı, yönetim kurulu oylamasının TTK 436/2 maddesinde düzenlendiği, kendilerine ait paylardan doğan oyu kullanamayacakların açıkça yazıldığı, yönetim kurulu ibrasının şahsi iş sayılmayacağı, oy hakkından yoksunluktan söz edilemeyeceği, alınan kararlarda ibra maddesinde kanuna aykırılıktan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, yönetim kurulunun ibrasına ilişkin yapılan oylamada yönetim kurulu üyelerinin hiçbirisinin oylamaya katılmaması, ibralarına ilişkin olarak yapılan oylamada oy kullanmamaları gerektiği, davalı şirkette ortakların hisselerinin toplamı 22.500 adet olup yönetim kurulu üyelerinin toplam hissesi 17.100 adet, yönetim kurulu üyeleri dışında oylamaya katılan ortakların hisse toplamının ise 5.400 olduğu, oylamaya katılma hakkı bulunan bu ortaklardan kabul oyu kullanan ortakların hissesi 900, red oyu kullanan ortağın hissesi ise 4.500 olup oylamaya katılan şirket hissedarlardından yönetim kurulu üyelerinin ibrası oylamasına katılma hakkı bulunan ortaklarla yapılan oylamada red oyu kabul oyundan fazla olduğundan yönetim kurulu üyelerinin ibrası için yeterli olumlu oyun bulunmadığı, davalı şirketin 13/12/2017 tarihinde yapılan 2016 yılı olağan genel kurul toplantı tutanağının yönetim kurulunun ibrasına yönelik 6.maddesinin iptali gerektiği, bilanço ve faaliyet raporlarının onaylanmasının ise yönetim kurulunun ibrası kararıyla bağlantısı bulunmadığı, davacı, dava dilekçesi ile madde belirtmeksizin 2016 yılı genel kurul kararlarının iptalini talep etmiş ise de, istinaf talebinin açıklanan maddelere yönelik olduğundan diğer maddeler yönünden değerlendirme yapılmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 06/06/2018 tarih 2017/1685 Esas 2018/830 sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile; davalı ...'nin 13/12/2017 tarihinde yapılan 2016 yılı olağan genel kurul toplantı tutanağının, yönetim kurulunun ibrasına ilişkin 6 numaralı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.