8. Ceza Dairesi 2019/17104 E. , 2020/11560 K.
"İçtihat Metni"İftira ve suç uydurma suçlarından sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 271/1, 267/1, 62/1 (2 kez) ve 52/2. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası ve 6.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/12/2015 tarihli ve 2016/81 esas, 2016/426 sayılı kararının itiraz edilmeden 01/11/2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 26/09/2018 tarihinde nitelikli hırsızlık suçunu işlediğinden dolayı mahkum edildiğinin ihbar edilmesi üzerine yapılan yargılama sonucunda hakkındaki hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 271/1, 267/1, 62/1 (2 kez) ve 52/2. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası ve 6.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/02/2019 tarihli ve 2019/107 esas, 2019/142 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 16/04/2019 tarihli ve 2017/8582 esas, 2019/5564 karar sayılı ilâmında, "...iftira suçunun oluşabilmesi için yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin gerektiği, sanığın satmak amacı ile ..."ye motosikletini verdiği, ardından motosikletinin çalındığından bahisle şikayetçi olduğu somut olayda; katılan hakkında soruşturma açılması amacının bulunmaması ve şikayet konusu eylemin failinin belirli olmaması nedeniyle iftira suçunun unsurlarının oluşmadığı, ancak; işlenmediğini bildiği halde hırsızlık suçunu yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar eden sanığın eyleminin TCK.nun 271. maddesinde düzenlenen "Suç uydurma" suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde beraat hükmü kurulması..." şeklinde belirtilmiş olması karşısında, somut olayda şüphelinin müştekiye 100,00 Türk lirası borç para verdiği, müştekinin ise bunun karşılığında nüfus cüzdanını ve samsung marka cep telefonunu şüpheliye emanet olarak verdiği, müştekinin tekrar geleceğini beyan ederek olay yerinden ayrılması üzerine belli bir süre sonra tekrar dönmediği gerekçesiyle şüphelinin polis karakoluna giderek müştekinin kendisini gasp ettiğini beyan ederek şikayetçi olması ancak daha sonra şüphelinin pişman olarak böyle bir gasp olayının gerçekleşmediğini beyan etmesi sonucunda, hakkında iftira ve suç uydurma suçlarından dolayı açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama neticesinde anılan suçlarından cezalandırılmasına karar verilmiş ise de; işlenmediğini bildiği halde yağma suçunu yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar eden sanığın eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 271. maddesinde düzenlenen "Suç uydurma" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, ayrıca iftira suçundan da mahkumiyetine karar verilerek fazla ceza tayininde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 24.06.2019 gün ve 6732 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.07.2019 gün ve KYB/2019-69793 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Suç uydurma fiili işlenmediğini bildiği bir suçu yetkili mercilere işlenmiş gibi ihbar etmek ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uydurmakla gerçekleşir. Ancak, uydurulan suçun faili olarak gerçek bir kişi gösterilmiş ise, fiil iftira suçunu oluşturur.
Bu açıklamalar ışığında; mağdurun hükümlüden aldığı borç karşılığında nüfus cüzdanını ve cep telefonunu hükümlüye emanet olarak bırakarak kendisini beklemesini söylemesi, hükümlünün mağdur gelmeyince gasp edildiğini söyleyerek karakolda şikayetçi olması, ancak mağdur yakalanınca pişman olarak gerçeği anlatması şeklinde gerçekleşen olayda; hükümlü hakkında iftira ve suç uydurma suçlarından dolayı açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama neticesinde eylemin bütün olarak yalnızca TCK. nın 267. maddesinde düzenlenen iftira suçunu oluşturduğu gözetilmeden, tek olan fiilin bölünerek her iki suçtan mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle CMK.nın 225/1 maddesine aykırı hareket edilmesi,
Yasaya aykırı, Adalet Bakanlığı"nın Kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 26.2.2019 tarihli ve 2019/107-142 Esas-Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kararının CMK.nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, suç uydurma suçundan kurulan mahkumiyet kararına ilişkin bölümün hükümden çıkarılmasına, hükmedilen cezanın infaz edilmemesine, dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 16.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.