Esas No: 2022/7154
Karar No: 2022/18985
Karar Tarihi: 15.11.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/7154 Esas 2022/18985 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2022/7154 E. , 2022/18985 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Vergi Usul Kanununa aykırılık, defter, kayıt ve belgeleri gizleme
...
...
...
A) Sanık ... hakkında 2010 takvim yılında Vergi Usul Kanununa aykırılık suçlarından kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
Sanık ... hakkında 2010 takvim yılından kurulan temyize konu mahkumiyet hükmünün, 5237 sayılı TCK'nin 67/2-d maddesi gereğince iştirak halinde birlikte suç işledikleri iddia olunan ve hakkında beraat hükmü kurulan sanık ... hakkındaki dava zamanaşımı süresini kestiği ve bu nedenle sanığın sorgusunun yapıldığı tarihten itibaren olağan dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmediği belirlenerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan kanaat ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak dosya içeriğine uygun şekilde açıklanan gerekçeye göre; yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
B) Sanıklar ... ve ... hakkında 2011 takvim yılında Vergi Usul Kanununa aykırılık suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
Sanıklar hakkında 2010 takvim yılından açılan davada, sanık ... hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğu, 2011 takvim yılından kurulan beraat hükümleri için zamanaşımını kesen son sebebin ise sanıkların sorgularının yapıldığı tarih olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanıklara yüklenen “2011 takvim yılında Vergi Usul Kanununa aykırılık” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen olağan dava zamanaşımının, kesen son sebep olan sanık ...’ın sorgusunun yapıldığı 16.01.2014, sanık ...’ın sorgusunun yapıldığı 08.04.2014 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen olağan dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
C) 1- Defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçundan sanık ... için kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin, sanık ... için kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafisi ile katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
Sanık ... hakkında defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçundan kurulan temyize konu mahkumiyet hükmünün, 5237 sayılı TCK'nin 67/2-d maddesi gereğince iştirak halinde birlikte suç işledikleri iddia olunan ve hakkında beraat hükmü kurulan sanık ... hakkındaki dava zamanaşımı süresini kestiği ve bu nedenle sanığın sorgusunun yapıldığı tarihten itibaren olağan dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmediği belirlenerek yapılan incelemede;
a)Yapılan tebligatta varlığı anlaşılan 21/02/2012 tarih ve AGB-A-680/17-17 sayılı defter ve belge isteme yazısının aslı veya onaylı örneğinin dosyada bulunmadığının anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; öncelikle defter ve belge isteme yazısı dosya arasına alınarak, defter ve belgelerin hangi amaçla istendiğinin tespit edilmesi, vergi incelemesi amacıyla istendiğinin anlaşılması halinde; defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçunun, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin, saklama zorunluluğu olan beş yıllık süre içerisinde usulüne uygun olarak vergi incelemesi amacıyla istendiğine ilişkin yapılan tebligata rağmen vergi incelemesi için yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluştuğu, defter, kayıt ve belgeleri saklama sorumluluğunun mükellef sanık ...’a ait olduğu ve bu sorumluluğun vekaletname ile devredilemeyeceği gözetilmeden tüm unsurları ile oluşan defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçundan sanık ...’ın mahkumiyeti yerine beraatine, sanık ...’ın ise beraati yerine mahkumiyetine hükmolunması,
b) Suçun sübutu halinde ise; hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanık ...’ın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
c) Sanık ... için kabule göre de;
aa) 5271 sayılı CMK'nin 231/8. maddesine 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesi ile eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez." şeklindeki hükmün ancak yürürlük tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği gözetilerek, suç tarihi itibarıyla engel adli sicil kaydı bulunmayan, bir daha suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaat oluştuğundan cezası ertelenen sanık hakkında, adli sicil kaydında daha önceden verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunduğu gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
bb) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2- Sanık ... hakkında 2010 takvim yılında Vergi Usul Kanunu’na aykırılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafisinin temyizinin incelemede;
a) Hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b) Kabule göre de;
aa) “Sahte fatura kullanma” ve “sahte fatura düzenleme” suçları birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olup biri diğerinin unsuru olmadığı gibi her iki suçun birbirine dönüşemeyeceği, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 14.05.2013 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında hem sahte fatura düzenleme hem de sahte fatura kullanma suçlarından kamu davası açılmasına karşın; sanığın 2010 takvim yılı için her iki eylemini de kapsayacak şekilde “sahte fatura düzenleyip kullandığı” şeklinde tek hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini,
bb) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafisi ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 2010 takvim yılında Vergi Usul Kanunu’na aykırılık suçu yönünden aleyhe temyiz bulunmadığından ceza miktarı itibarıyla sanık ...’ın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 15.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yz.İşl.Md. Y.
...