Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/14568
Karar No: 2014/1606
Karar Tarihi: 06.02.2014

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/14568 Esas 2014/1606 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2013/14568 E.  ,  2014/1606 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Turgutlu Sulh Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 28/11/2012
    NUMARASI : 2011/1194-2012/1391

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.08.2011 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, 2.970,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
    TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
    Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
    Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK’nın 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı, dava açmadan önce 2010/84 ve 2011/27 D. İş dosyaları üzerinden davalının yokluğunda tespit yaptırmış ve bilirkişi tarafından hazırlanan rapor ile tespit tutanağı davalıya tebliğ edilmiş olup mahkemece tespit raporları aynen benimsenerek hükme esas alınmıştır. Davalı da 2010/99 D. İş dosyası üzerinden tespit yaptırmış, davacıya ait taşınmazda meydana gelen zarara kendilerinin neden olmadığını savunmuştur.
    Davacı, taşınmazlarındaki ağaçlar ve mahsulde meydana gelen zararın davalının sulama kanalından suların taşması neticesinde meydana geldiğini ileri sürmüştür. Davalı S.. B.. ise suyun taşmasına davacının sebep olduğunu, zarar gördüğü iddia edilen ağaçların davacının taşınmazında değil yol üzerinde bulunduğunu, zarar hesabında aynı ağaçların mükerrer şekilde hesaba konu edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
    Davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Davacı ve davalı tarafından davadan önce taraflarca yaptırılan tespitler sonucu düzenlenen bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmaktadır. Bu nedenle mahkemece tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda mahallinde keşif yapılarak raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, tarafların olayın meydana gelmesindeki kusur durumunun belirlenmesi, davacının kusurunun tespiti halinde 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiği de gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün yazılı gerekçe ile BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 06.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi