Esas No: 2021/17166
Karar No: 2022/19039
Karar Tarihi: 15.11.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/17166 Esas 2022/19039 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından yargılandığı ve hüküm giydiği bir dava hakkında yapılan incelemelerde, resmi belgede sahtecilik suçuyla ilgili diğer temyiz nedenlerinin yerinde görülmediği ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması konusundaki beyanların değerlendirilmesinde sanık müdafisinin beyanlarının yasa dışı olduğu ve bu sebeple hükmün açıklanmasının geri bırakılmamasına karar verildiği belirtilmektedir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçuyla ilgili de, suçun mağdurunun tespiti bakımından yapılan incelemenin eksik olduğu belirtilmekte ve bu sebeple karar bozulmaktadır. Kararda, bu konulara ilişkin olarak 5271 sayılı CMK'nin 5728 sayılı Kanun ile değişik 231/5 maddesi üzerinde açıklamalar yapılmıştır. Bu kanun maddesi uyarınca, hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükümlerin açıklanmasının geri bırakılabilmesi için bazı şartların yerine getirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddesi gereği, hükmolunan ceza miktarı iki yıl veya daha az olmalıdır. Ayrıca, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
...
...
1-) “Resmi belgede sahtecilik” suçu yönünden yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafisinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
5271 sayılı CMK'nin 5728 sayılı Kanun ile değişik 231/5 maddesi uyarınca mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada, adli sicil kaydına göre engel mahkumiyeti olmayıp hakkında takdiri indirim maddesi uygulanarak cezası ertelenen sanığın, 24.04.2013 tarihli sorgusunda, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasını kabul etmesine karşın, sanık müdafisinin hükmün verildiği 09.12.2014 tarihli oturumda müvekkili olan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasını kabul etmediği yönündeki beyanı esas alınarak, "sanık tarafın CMK 231 hükmünün uygulanmamasını talep etmesi" şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği görülmüş ise de;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2019 tarihli, 2015/12-225 Esas ve 2019/616 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının kabul edilmemesi yönündeki beyanın niteliği itibariyle şahsa sıkı surette bağlı bir hak ve yetki olması nedeniyle ancak vekaletnamede bu hususta özel bir yetkinin bulunması halinde sanık müdafisi tarafından bu hak ve yetkinin kullanılabileceği, uyuşmazlık konusu olayda vekaletnamede böyle bir yetkinin bulunmadığı gibi sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul ettiği yönündeki beyanının müdafisinin beyanından üstün tutulması gerektiği dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması gerekirken, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmeme hususunda vekaletnamesinde özel bir yetki bulunmayan müdafisinin sanık aleyhine olan beyanına itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı,
2-) “Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçu yönünden yapılan incelemede;
Sanık hakkında, tamamen sahte olarak üretilmiş suça konu çeki kullanmak suretiyle menfaat temin ettiği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın suça konu çeki, ... 'te yapılan baraj inşaatında taşeron olarak aldığı hafriyat işini alt taşeron olarak verdiği ... 'tan aldığına, kendisinin de nakit sorunu olduğu için müşteki ...'ya verdiğine, ...'nın da suça konu çeki müşteki ...'a kırdırdığına yönelik savunmaları; müşteki ...'ın, müşteki ...'ın sanığa yardımcı olmak ve çeki bozdurabilmek için ... isimli şahsın yanına götürdüğüne, kendisi ve müşteki ...'ın kefil olmak amacıyla çekin arkasını imzaladıklarına yönelik beyanları ile dosya içerisinde mevcut icra takibine ilişkin belgelerde, alacaklı ... ile anlaşarak dosya borcunun tamamını ödediğine yönelik çelişkili beyanları karşısında; suçun mağdurunun tespiti bakımından, müşteki ...'nın beyanları arasındaki çelişkinin giderilmemesi, suça konu çekten dolayı sanık ve diğer müştekiler hakkında icra takibi yapan müşteki ...'ın beyanları alınmaksızın eksik inceleme ile hüküm verilmiş olması,
Yasaya aykırı, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 15.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.