8. Hukuk Dairesi 2016/6694 E. , 2019/2664 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı üçüncü kişi vekili; 13.05.2014 ve 26.05.2014 tarihlerinde, müvekkilinin tek vergi kaydı altında "... Cafe" olarak işlettiği merkez ve şube adreslerinde haciz yapılarak mülkiyeti müvekkiline ait malların haczedildiğini, borçlu ... ile müvekkilinin bir dönem diğer takip borçlusu ... Gıda... Şirketinin ortakları olduğunu, bu şirketin haciz adresinden farklı bir adreste pizza salonu işlettiğini, müvekkilinin daha sonra bu şirketteki hisselerini borçluya devrettiğini, Köyüm ... Salonlarını ilk kuruldukları günden bu yana müvekkilinin kendi adına işlettiğini, bu iş yerlerine ilişkin işletme devrinin söz konusu olmadığını, borçlunun ve ... Gıda….Şirketinin bu adreslerde faaliyette bulunmadıklarını, müvekkilinin kendi adına işlettiği veya ortağı olduğu işletmelerin belgelerini depoda saklamasının muvazaalı devir olgusunu göstermeyeceğini öne sürerek, istihkak iddialarının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, üçüncü kişi ile borçlu arasındaki hisse devrinin alacaklılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı üçüncü kişinin borçlu ... Gıda... Şirketindeki hisselerini 16.04.2010 tarihinde devrettiği, devir kararının ticaret sicil gazetesinde 13.05.2010 tarihinde ilan edildiği, ilan tarihi nazara alındığında, borcun doğum tarihi itibarıyla üçüncü kişinin borçlu şirketin ortağı olarak göründüğü, haciz esnasında borçlu şirkete ait ticari kayıtların bulunduğu, borçlu şirket ile üçüncü kişinin faaliyet alanlarının uyumlu olduğu ve üçüncü kişinin borcun bir kısmına kefil olduğu, bu durumda ispat yükünün üçüncü kişiye ait olacağı, bir kısım mallar yönünden fatura ibraz edilmediği, bir kısım mallar hakkında fatura ibraz edilmiş ise de faturaların ait olduğu yıllara ilişkin bir kısım ticari defterlerin ibraz edilmediği, ibraz edilen ticari defterlerin ise kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, bu haliyle üçüncü kişinin karinenin aksini ispatlayamadığı gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; dava konusu haczin, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmadığı, ticaret sicil kayıtlarına göre üçüncü kişinin borcun doğum tarihinden çok önce 24.08.2004 tarihinden bu yana, vergi kayıtlarına göre ise 04.04.2003 tarihinden bu yana cafe işletmeciliği yaptığı, haciz tutanakları ve haciz esnasında takip dosyası içerisine alınan kasa fişlerine göre üçüncü kişinin haciz adreslerinde "Köyüm" ticari ünvanını kullandığı, "Köyüm ..." markasının ise yine borcun doğum tarihinden önce 2009 yılında üçüncü kişi adına tescil edildiği, dosya içerisinde bulunan ticaret sicil ve vergi kayıtlarına göre, borçlunun haciz adresi ile ilgisininin olmadığı, dava dışı borçlu ... Gıda...Şirketinin ise 2006 yılında farklı bir adreste üçüncü kişi ve borçlunun eşi tarafından kurulduğu, üçüncü kişinin, borçlu ... Gıda ... Şirketinin % 50 hisse sahibi ortağı iken borcun doğum tarihinden önce 16.04.2010 tarihli noter evrakı ile hisselerini borçlu ..."a devrederek ortaklıktan ayrıldığı anlaşılmıştır.
Buna göre, haciz adreslerinin bir tanesinin alt katında bulunan depoda üçüncü kişinin dava dışı borçlu ... Gıda... Şirketi"nin ortağı olduğu döneme ilişkin eski tarihli belgelerin bulunması, üçüncü kişinin 23.05.2014 tarihli muhafaza işlemi esnasında borcun bir kısmına icra kefili olmakla birlikte borçlu olmadığının tespiti istemiyle genel mahkemede menfi tespit davası açmış olması nazara alındığında bu hususlar tek başına, mülkiyet karinesinin borçlu lehine işletilmesi için yeterli görülmemiştir. Somut olayda mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olup, davanın İİK"nin 96.maddesi gereğince üçüncü kişi tarafından açılması ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmaz. Mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
Davalı alacaklı tarafından delil olarak gösterilen takip dosyası, ticaret sicil kayıtları, keşif ve tanık beyanı mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli değildir.
O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın kabulü yerine dava konusu hacizlerin borçlu ... için yapıldığı nazara alınmaksızın dava dışı borçlu ... Gıda... Şirketi üzerinden değerlendirme yapılarak oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile reddine yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nin 366 ve HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 13.03.3019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.